ANALİZ | UEFA'nın Demiral cezası: İkiyüzlülük, kriz fırsatçılığı, geç gelen panik

UEFA'nın bozkurt işaretine verdiği ceza birçok yönden tartışmalı. Krizi bazı kesimler hemen fırsata çevirdi. Almanya'nın, beslediği Türk sağını şimdi tehdit olarak görmesi de işin bir diğer yönü.

Can Kuyumcuoğlu

Türkiye A Milli Futbol Takımı oyuncusu Merih Demiral, Almanya'da düzenlenen Euro 2024 turnuvasının ikinci turundaki Avusturya galibiyetinden sonra yaptığı bozkurt işaretinden dolayı UEFA tarafından 2 maç men cezasına çarptırıldı.

Böylece Demiral, Milli Takım'ın çeyrek finaldeki rakibi Hollanda'ya karşı oynanacak maçta ve Türkiye'nin turu geçmesi durumunda yarı final maçında forma giyemeyecek.

UEFA'dan her yönden tartışmalı karar

UEFA'nın bu tavrı her yönden tartışmaya açık. Zira kararın gerekçesi olarak "ırkçılık, ayrımcılık" değil, "genel davranış ilkelerine uymamak, temel nezaket kurallarını ihlal etmek" gösterildi. Bu dahi tek başına bir tartışma konusu. Çünkü, UEFA'nın cezai yaptırım yönetmeliğinin 14. maddesinde ırkçılığa karşı tedbirler de bulunuyor. Cezanın bu kapsama alınmaması bir soru işareti doğuruyor.

Bunun bir diğer boyutu da, UEFA'nın kararı siyasi nedenlerle almış olsa dahi, sağ siyasetin tüm sembollerine eşit şekilde yaklaşmadığı gerçeği.

Demiral'a verilen cezanın benzerinin geçmişte tek bir örneği var. O da 2018 Dünya Kupası'nda FIFA'nın İsviçre'nin Arnavut asıllı oyuncular Granit Xhaka ve Xherdan Shaqiri'ye verdiği para cezası. İki futbolcu da, Sırbistan'a karşı oynanan maçta attıkları gollerin ardından Arnavutların sembolü olan kartal işaretini yapmıştı.

Shaqiri'nin İsviçre formasıyla Sırbistan'a karşı yaptığı kartal hareketi

Ancak, UEFA'nın bu konudaki şaibeli tutumunu hatırlamak için yine çok uzaklara gitmek gerekmiyor. Fransa'da 8 yıl önce düzenlenen Euro 2016 turnuvasında Ukraynalı taraftarlar, takımlarının Kuzey İrlanda'ya karşı oynadığı maçta Nazi amblemli dövmelerini göstermişti. UEFA, bu konuda Ukrayna Milli Takımı'na yönelik hiçbir yaptırımda bulunmamıştı.

Euro 2016 turnuvasında Ukrayna-Kuzey İrlanda maçındaki Ukraynalı taraftarlar. Bazı taraftarların üstünde Nazi amblemli dövmeler görülüyor.

Sağcılara gün doğdu

Türkiye'de ülkücü hareketin sembolü olan bozkurt işaretine dönük bu karar MHP açısından bir fırsata dönüşmüş görünüyor.

Türkiye bu hafta Sinan Ateş cinayetinin ilk duruşmasını konuşuyor. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in cinayetin azmettiricileri olarak MHP genel başkan yardımcılarının ismini verdiği günlerde bu partinin kullandığı işaretin "ulusal bir simge"ymiş gibi lanse edilme çabaları dikkat çekiyor.

Devlet Bahçeli de bugün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada bozkurt işaretini "Türk milletinin tarihi mirası" diye niteledi ve UEFA kararını geri çekmezse milli takımın Hollanda maçına çıkmaması çağrısı yaptı.

UEFA'nın kararı sağcı taraftar gruplarınca da bir fırsat olarak değerlendirilmeye başlandı.

Turkish Ultras adlı bir holigan grubu, yarın oynanacak Hollanda maçında tüm tribünleri İstikal Marşı sırasında bozkurt işareti yapmaya çağırdı. Grup tarafından yapılan açıklamada, işaretin "ırkçılık değil, Türklüğün ulusal sembolü" olduğu iddia edildi.

Bununla birlikte, yapılan açıklamada, Almanya'daki tüm vatandaşlara maç öncesi kortejler oluşturma ve sokaklara çıkma çağrısı yapıldı.

Açıklamada, Çarşı Berlin, Genç Fenerbahçeliler Europe, ultrAslan Avrupa ve Genç Gurbetçiler Europe gibi taraflar gruplarına da "elini taşın altına koyma" çağrısında bulunuldu.

Krizi fırsata çevirdiler: 'Türkoğlu Türk Merih Demiral' tişörtleri yok satıyor

UEFA kararının ardından ortaya çıkan kriz, bazı kesimler tarafından da hemen fırsata çevrildi.

DurakMedya'dan Mustafa Barış Durak'ın haberine göre tekstil tasarımcıları, milli oyuncu Demiral'in bozkurt işaretini paraya çevirdiler.

Demiral'ın attığı gol sonrası bozkurt işareti yapmasının getirdiği yankıları fırsat bilen tasarımcılar "Türkoğlu Türk Merih Demiral Bozkurt Tişört"nü piyasaya sürdüler.

İnternet üzerinden 599 TL'ye satışa çıkarılan bozkurtlu tişörtler kısa sürede tükendi.

Almanya İçişleri Bakanı UEFA'ya çağrı yapmıştı

Merih Demiral'ın "bozkurt" işareti yapmasının ardından turnuvanın düzenlendiği Almanya'nın İçişleri Bakanı Nancy Faeser, X hesabından açıklama yapmıştı. Faeser, "Aşırı sağcı Türklerin sembollerinin stadyumlarımızda yeri yoktur. Avrupa Futbol Şampiyonası'nın ırkçılık platformu olarak kullanılması kesinlikle kabul edilemez. UEFA'nın konuyu araştırıp yaptırımları değerlendirmesini bekliyoruz" diye yazmıştı

Bozkurt işareti Almanya'da yasak değil

Almanya'da iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), ülkücü hareketi  'iç güvenlik açısından tehdit oluşturan, şiddete eğilimli bir yapı' olarak tanımlasa da hem ülkücü hareket hem de bozkurt işareti ülkede yasak değil.

Bozkurt işaretinin bugün yasak olduğu tek ülke Avusturya.

Almanya'nın ülkücülere ve islamcılara dönük tedbirleri neden arttı?

Almanya'nın ülkedeki Türkçü ve İslamcı hareketleri tehdit olarak algılamaya başlaması aslında çok yeni.

1960’lı ve  70’li yıllarda Gladio örgütlenmesi çerçevesinde, Almanya’da gelişen Türkiyeli sola karşı Ülkücü hareketin organize edildiği bilinen bir gerçek.

Almanya'da entegrasyon politikaları adı altında İslamcı ve milliyetçi kesim 1990’lı yıllara kadar sola karşı kollandı ve desteklendi. Daha sonrasında ise İslam "Almanlaştırılmaya" çalışılırken bir yandan da göçmenlerin Türkiye ile ideolojik bağları koparılmaya çalışıldı. 

Ancak özellikle de AKP iktidarından sonra, Türkiye kökenli şeriatçı ve faşist örgütlenmelerin Almanya’da kontrol altından çıkma eğilimi arttı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün bu hareketleri konsolide edebilerek, hem Türkiye hem Almanya politikasını etkiler hale getirdi.

Erdoğan'ın lobi örgütü: Almanya niye yeni uyandı?

Erdoğan'ın Almanya'daki lobi faaliyetlerinin en büyük aracı Uluslararası Demokratlar Birliği (UID).

Örgüt, Erdoğan'ın önerisiyle 2004 yılında kuruldu. UID'nin diğer AB ülkelerindeki çalışmaları da Köln'deki merkezinden koordine ediliyor.

Dernek olarak kayıtlı olan ve Almanya'da AB düzeyinde en fazla şubesi bulunan kuruluş, Avrupa’da yaşayan Türkler’le yaşadıkları ülkeler arasında “iyi niyetli bir arabulucu” olduğunu iddia ediyor.

Die Linke'nin (Sol Parti) eski milletvekili Ulla Jelpke, 2021 yılında soL'a verdiği röportajda, kuruluşun yalnızca bir AKP örgütü değil,  artık AKP ve MHP hükümet ittifakının bir lobi derneği olduğunu vurgulamıştı.

Almanya’nın iç güvenlik istihbarat servisi BfV'nin kuruluşu takibiyse 2017 yılını buldu.

Teşkilat, 2017'de UID'nin "özgür ve demokratik temel düzenle uyumlu olmadığı" sonucuna vararak kuruluşu takibe almıştı.

BfV’nin 2023 yılında yayınladığı raporunda da, UID’nin Türk istihbarat servislerinin çalışmalarıyla bağlantılı olduğu belirtiliyor. Raporda "Almanya'da Türk hükümetine karşı fiilen veya muhtemelen muhalif olan dernekleri ve kişileri gözetliyorlar" ifadeleri yer alıyor. 

Rapordaki bir diğer ifade de şöyle: 

"Türk örgütleri Almanya'daki Türk kökenli topluluklar üzerinde etki faaliyetleri yürütüyor ve bu da Almanya'daki siyasi karar alma süreçlerini etkileyebilir."

BfV, bu tespitlerden yola çıkarak UID'yi "etki uygulamak için devlet veya hükümetle bağlantılı en büyük çıkar grubu" olarak tanımlıyor.

Teşkilatın kuruluşa ilişkin genel seçim dönemindeki değerlendirmesiyse şöyle: "Almanya'da önemli bir seferberlik potansiyeli var ve bu, Türkiye parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de görüldü."