Alt sınıfların ressamı Adriaen Brouwer

''Bunlara bakış üstten değil, yaşamlarının içinden, yan masada oturan birinin bakışıdır. Bu resimlerde ne acıma, ne hor görme, ne de gereksiz yüceltme vardır.''

Fide Lale Durak

*Kapak Resmi: Adriaen Brouwer, 1630, Bir Tavernanın İç Mekanı, Dulwich Resim Galerisi, Londra

Adriaen Brouwer, 1605-6 yıllarında Belçika’da doğmuş, Hollanda’da yaşamış, gündelik hayatı anlatan janr resminin önemli temsilcilerinden olmuş ama pek de ismi bilinmeyen bir ressam. Resimlerinde alt sınıftan insanların kâğıt, zar oyunu gibi eğlencelerini, kafa göz yardıkları kavgalarını, berber, dişçi, cildiyeci gibi her şeyin doktoru ve zanaatkârı olan köylüleri anlatır. Yüzünüzde hafif bir tebessümle bakacağınız bu resimlerin hemen hepsi küçük boyutludur. O yüzden gerçek bir Brouwer tablosuyla karşı karşıya olduğunuzda, resme iyice yaklaşıp ayrıntıları fark ettikçe zihninizde olayın nasıl yaşanmış olabileceğini canlandırmanız ve bunu düşündükçe gülmeniz neredeyse garantidir.

Brouwer’in hayatı hakkında az bilgi var. Çünkü bir saray ressamı değil ya da kendi hayatını birilerine anlatabilecek kadar çok yaşamamış. 33 yıllık ömrünün tahminen ilk 14-15 yılı aile evinde geçmiş ve ardından resimlerinden şahit olduğumuz insanların arasında, aynı zamanda entelektüel bir çevrenin de içerisinde hızlı bir yaşamı olmuş. Bunu en iyi gösteren resmi ise ölümünden iki yıl önce yaptığı Sigara İçenler.

Adriaen Brouwer, 1636, Sigara İçenler, Metropolitan Müzesi, New York

Sigara İçenler resminde, soldan ikinci sırada, seyirciye dönmüş, komik-şaşkın bir ifadeyle dumanını üfleyen kişi ressamın kendisi.  Diğer kişiler ise çağdaşı ressamlar; Jan Cossiers, Jan Lievens, Joos van Craesbeeck ve Jan Davidsz. de Heem. Ressam diğer sanatçı dostlarıyla birlikte, zamanının çoğunu geçirdiği iddia edilen bir yerel tavernada eğleniyor. Dikkat edildiğinde, diğer portrelerde de komik surat ifadeleri olduğu ve herkesin çeşitli biçimlerde sigara içerken resmedildiği görülebilir. Örneğin en soldaki burnunun bir deliğini kapatıp diğerinden dumanı çıkartırken, ortadaki ikisi gözlerini yukarı devirmiş, umursamazca sigaralarını içer, en sağdaki ise bize hınzırca gülerek sigarasını hazırlar. Bu tip grup portrelerinde beş duyu organından birini de anlatmak oldukça yaygındı ve bu resim örneğinde tat duyusu, portrelerle birlikte işleniyor. Ayrıca resim, sanatçının biyografisine dair de önemli bir kanıt niteliğinde.

Ressamın kendisini arkadaşlarıyla birlikte ele aldığı bu tip resimler “dostluk portresi” olarak adlandırılıyor; dolayısıyla aslında Brouwer, resim geleneğinde bir türe ilginç ve kendine özgü bir resimle adını yazıyor. Bu tip grup portrelerinin genelde neye benzediğini, daha önce Rubens’in yapmış olduğu bir resimle karşılaştırarak anlayabiliriz.

Peter Paul Rubens, 1602, Mantua’da Arkadaşlık Çemberinde Otoportre, Wallraf-Richartz Müzesi

Diğer taraftan 17. yüzyılda, Hollanda ve Flaman resminde zamanla kök salacak olan “ahlaksız” sanatçı portreleri de popüler olmaya başlamıştı. Bu tür, Rönesans idealinin yani “Pictor doctus”un tersine çevrilmesiydi. Rönesans’ta sanatçı bir entelektüel ve beyefendiyken, bu idealin yerini, yaratıcı ilhamın ve yeteneklerin şımarık bir karakterle anlatıldığı yeni bir model alıyordu. Aynı dönemin ressamı olan Rembrandt’ın da, Türkçe’de nedense Saskia ile Otoportre olarak bilinen ama (resimdeki kadın gerçekten de karısı Saskia olmakla birlikte) asıl adı Şımarık Oğul Genelevde (The Prodigal Son in the Brothel) olan portresinde, kendini benzer biçimde resmettiğini de ekleyebiliriz. 

Rembrandt van Rijn, 1635, Şımarık Oğul Genelevde

Brouwer, resimde Tronie türünün gelişmesinde de önemli bir rol oynar. Tronie kelimesi 17. yüzyıl Felemenkçesinde yüz anlamındadır ve resimde, bir kişiyi tipik olarak tanımlanabilir değil de çeşitli surat ifadeleri ile anonim portreler olarak resmetmeyi ifade eder. Öfke, acı, neşe, zevk ve benzeri duyguların yüzdeki yansımalarını ele alan bu portrecilik türünde, ifadeleri araştırma, amaçtır. Brouwer da alt sınıftan insanlara bu ifadeleri vererek bir nevi soylu olmadığı için ismi bilinmeyen, kalabalıkların içindeki kişileri tanınabilir kılar, bunu yaparken aynı anda anonim insanları ve onların gündelik hayatlarını resmin konusu haline getirir. Üstelik kendini betimlediği sanatçı modelini, sıradan insanların yaşamına doğru genişletir. 

Resimlerde sigara içen, kumar oynayan, hile yapan yani “ahlaksız” olarak tanımlanabilecek faaliyetlerle meşgul, çirkin, komik suratlı, yoksulluktan dişleri dökülmüş, üstü başı dökülen bir sürü insan vardır. Bunlara bakış ise üstten değil, yaşamlarının içinden, yan masada oturan birinin bakışıdır. Bu resimlerde ne acıma, ne hor görme, ne de gereksiz yüceltme vardır. Herkesi olduğu gibi, ama doğalından biraz daha abartılı ifadelerle ve hep çok komik görürüz.

Bugün bu resimlere bakarken, bir toplum olarak ne kadar gergin ve şiddet dolu olduğumuz geliyor akla. Yaşarken hiç komik olmayan yoksullukla gülerek barışmayalım elbette. Fakat bu resimlerde başka bir şey daha var, bir arada yaşamanın kolaylaştırıcı ve her şeyi hafifleten yanı onları olduğundan daha komik bulmamızı sağlıyor ve içimizi ısıtıyor. 
Bugün kaybettiğimiz budur. 

Yanımızdakine dokunalım, birlikte eğlenelim ve bugünün “ahlakını” yeniden oluşturalım. Brouwer’in resimleri de bize eşlik etsin.

Adriaen Brouwer, Genç Komik Surat Yapıyor

Adriaen Brouwer, 1636-38, Acı Tat, Städel Müzesi, Frankfurt

Adriaen Brouwer, Köylüler Kağıt Oynarken Kavga Ediyor, 1632–1635. Alte Pinakothek, Münih

Adriaen Brouwer, 1630, Operasyon, Alte Pinakothek, Münih

Adriaen Brouwer, İçen Köylülerle İç Mekan

Adriaen Brouwer, Koku, Staatliche Kunstsammlungen Dresden

Adriaen Brouwer, 1636, Sırt Operasyonu, Städel Müzesi, Frankfurt