'Afgan kadınlarının yanındayız demek yetmez, mücadeleye kendi ülkemizden başlayacağız'

Afganistan'daki gelişmeleri ve Taliban'ın kadınlara dönük uygulamalarını Komünist Kadınlar'dan Serap Emir'le konuştuk.

Haber Merkezi

Afganistan'da yaşananlar dünyanın gündeminde yer tutmaya devam ediyor. Ülke en çok da kadınlar üzerinden tartışılıyor. Pek çok insan Afgan kadınları için endişeli. 

Komünist Kadınlar (KK) da Afganistan'daki gelişmeleri yakından takip ediyor. KK adına Serap Emir'le Afganistan'daki gelişmeleri konuştuk.

Siz ne görüyorsunuz Afganistan’a bakınca?

Bugün Afganistan Taliban karanlığına boğuluyorsa biliyoruz ki bu bir anda olmadı. Eşit ve özgür bir ülke olma yolunda Afgan halkının verdiği mücadele, yirmi yıl boyunca başta ABD olmak üzere emperyalistlerin müdahaleleriyle yenilgiye uğratıldı. Oysa 1978’de gerçekleşen Afganistan Nisan Devrimi, emekçi halk için ama özellikle kadınlar için pek çok kazanım demekti. Tüm bu kazanımlar tek tek geri alındı. Şimdi ABD işgali yerini Taliban’ın karanlığına bıraktı. Afgan halkına kala kala kendilerini rüyalar ülkesi diye pazarlayan emperyalist ülkelerin kabusları kaldı. Bu kabustan en çok etkilenense gericiliğin olduğu her yerde olduğu gibi yine kadınlar oldu. 

Taliban’nın geçmişine kıyasla daha ılımlı olacağı yönünde beklentisi olanlar var. Buna sevinmeli mi Afgan kadınları için telaşlananlar?

Kadınların haklarına “şeriat kuralları çerçevesinde” riayet edeceğini açıklayan Taliban, bu kararın hemen ertesi günü bir kadını burka giymediği için infaz etti. Hangimiz bunun şeriata aykırı olduğunu söyleyebilir; aksine tam da şeriatın emri yerine getirilmiştir. 1978’de iktidarı alan ilerici Halk Partisi siyasal iktidar döneminde eğitim ve meslek alanlarında erkeklerle eşit haklara kavuşan, eşitlik ve özgürlük yolunda önemli mesafe katetmiş olan kadınlar bugün örtünmedikleri için katlediliyorlar. Evden yalnız çıkabilmeleri, eğitime erişebilmeleri ve çalışabilmeleri, örtünmeleri şartına bağlanıyor. Gericiliğin kadına layık gördüğü tam da budur. Her zaman söylediğimizi bugün tekrar vurguluyoruz: Gericiliğin azı çoğu, ılımlısı radikali diye bir şey yoktur. Laiklik gözden çıkarıldığı gün gericilik kazanmış demektir. İşte o zaman kadınlar eve hapsedilir, çocuk yaşta evlendirilir, kadına yönelik baskı ve şiddet çok daha meşru hale gelir. Büyük mücadelelerle kazanılan en temel insan haklarından bile geri düşer kadınlar. Ve eşitsizlik uçurumu kadınlar aleyhine iyice derinleşir.

ABD uçaklarına asılarak ülkeden kaçmaya çalışan insanların görüntüleri, “medeni dünyanın Afganistan’ı Talibanla başbaşa bıraktığına” dönük eleştiriler… Ne dersiniz bunlar için?

Bundan yüz yirmi yıl önce de emperyalizmin barbar toplumlara medeniyet götüreceğini iddia eden, üstelik Marksizm adına bu konuda kalem oynatan teorisyenler vardı. Oysa emperyalizmin dünya halklarına verecek hiçbir iyi şeyi olmadığı defalarca kanıtlandı. Bugün Afganistan’da yaşananlar bunun en son örneği; ABD’nin okyanus ötesi coğrafyalara nasıl “demokrasi götürdüğünü” bir kez daha görmüş olduk. Tarih boyunca ne ABD, ne Avrupa Birliği ne de başka bir emperyalist ülke bir coğrafyada demokrasiyi ya da temel insan haklarını güvence altına almamıştır. Böyle bir niyeti de asla olmamıştır, olamaz da. Afganistan’da bugün yaşanan ve bundan sonra yaşanacak olan insanlık dışı tüm olayların asıl suçlusu ABD ve NATO başta olmak üzere tüm emperyalist aktörlerdir.

Afgan kadınları için ciddi şekilde endişeli insanlar var ama yapılacak bir şey de yok gibi görünüyor. Öyle mi gerçekten?

Afganistan’da yaşananlar kanımızı donduruyorsa, oradaki kadınlar ve çocuklar için endişeleniyorsak, seyirci kalmaktan daha fazlasını yapmak zorundayız. Yaşananları Afganistan’a özgü bir sorun olarak görüp “Afgan kadınların yanındayız" demekle yetinemeyiz. Bu sebeple kendi ülkemizden başlayarak gericilikle ve emperyalizmle her yerde mücadele etmek zorundayız. Çünkü biliyoruz ki, bu düzen gericilikten asla vazgeçmeyecek. Emperyalizm daha nice Taliban’ları, IŞİD’leri kendi elleriyle besleyip insanlığın başına bela etmeye devam edecek. Bu karanlıktan çıkışınsa tek bir yolu var: O da gericiliği ve çetelerini besleyen emperyalizme karşı birlik olmak. Laiklik ve eşitliğe dayanan yepyeni bir toplumsal düzen kurmak. Böyle bir düzen kurma yolunda attığımız her adım bugün Afgan, yarın tüm dünya kadınların yaşam hakkı ve çok daha fazlası demektir. İşte bu nedenle kadınlar emperyalizme ve gericiliğe karşı birlik olmalıdır.