ABD’nin yapay zekâ hamlesi ne anlama geliyor?

Trump döneminde ABD’nin yapay zekâ alanındaki önderliğini pekiştirmesi hedefleniyor. Emperyalizm yapay zekâyı insanlığa karşı bir silaha çevirmeye çalışıyor.

Murat Akad

ABD Başkanı Donald Trump 20 Ocak günü yeniden göreve başlar başlamaz bir dizi kararnameye imza attı. Bu kararnameler ABD yönetiminin önümüzdeki dönemde izleyeceği politikalara ilişkin önemli ipuçları veriyor. Bunlar içinde dikkat çekici olanlardan biri, bütçesi 500 milyar dolar olan bir yapay zekâ projesiyle ilgili. Projenin ana ortakları yapay zekâ alanındaki tekellerden biri olan OpenAI, bilgisayar alanındaki tekellerden biri olan Oracle ve Japonya kökenli çokuluslu bir yatırım firması olan ve özellikle teknoloji alanında yatırımlar yapan SoftBank. Bu üç firma, ABD’de yapay zekâ altyapısının geliştirilmesi için Stargate isimli bir firma oluşturacak. Projenin önemli yatırımcılarından biri de Birleşik Arap Emirlikleri’nden Abu Dabi’nin devlet fonu olan MGX.

Özellikle son yıllarda kaydedilen hızlı ilerlemeler yapay zekânın her alanda devreye girmesini sağladı. Emperyalizm de doğallıkla yapay zekâdan en üst düzeyde yararlanıyor ve bu kapasitesini daha da artırmak istiyor. 500 milyar dolarlık proje temelde buna dayanıyor. Davos’ta yapılan Dünya Ekonomi Forumu’nda ABD’yi dünyanın yapay zekâ “başkenti” yapacağını iddia eden Trump’a göre proje ile, yapay zekânın bir sonraki neslini hayata geçirecek fiziksel ve sanal altyapı oluşturulacak. Yine Trump’ın ifadesiyle “tarihte görülen en büyük yapay zekâ altyapı projesinin” ortaya çıkışına neden olan zemine biraz daha ayrıntılı bakmakta yarar var. 

Yapay zekânın devasa altyapısı

Yapay zekâ firmaları, gelecekteki yapay zekâ hedeflerine ulaşılabilmesi için daha fazla veri merkezi gerektiğini, bu merkezleri işletebilmek için de daha fazla çip, daha fazla elektrik ve su gerektiğini belirtiyor. OpenAI’ın CEO’su Sam Altman bu hedefleri yanısıtıyor. Oracle ABD’deki en büyük veri merkezi işleticilerinden biri. SoftBank ise teknoloji alanında finansman sağlayan en büyük firmalar arasında yer alıyor.

Yapay zekâ genellikle bilgi edinme, fotoğraf üretme vb. günlük amaçlı kullanımlarla gündeme geliyor. Ama Altman bir süredir, meselenin pek üzerinde durulmayan askeri boyutuna da değiniyor. ABD’nin askeri alanda Çin’in önünde yer almaya devam etmesi için yapay zekâ altyapısının güçlendirilmesi gerektiğini dile getiriyor. Böylece ana ortaklardan biri, projenin temel unsurlarından birine işaret etmiş oluyor. (İsrail ordusu Gazze’ye yönelik saldırılarında yapay zekâ kullandı. Yapılan çalışmalarda, Filistinlilerin bu kadar büyük bir sayıda can kaybına uğramasının nedenleri arasında yapay zekânın da olduğu belirtiliyor.)

Altman, ABD’nin teknoloji ve olanaklar açısından dünyaya öncülük etmeye devam edebilmesi için yapay zekânın gerektirdiği devasa altyapıyı bu ülkede oluşturmak gerektiğini söylüyor. Altman’a göre eğer ABD bunun gerektirdiği fonları kendine çekmezse, bu fonlar Çin’in desteklediği projelere gidecek ve “Çin Komünist Partisi’nin küresel etkisi güçlenecek.”

Yapay zekâ, normal bir yazılımdan farklı olarak büyük bir altyapı yatırımı gerektiriyor. Bu altyapının çipler, büyük veriler ve algoritmalardan oluşan üç bileşeni var. Algoritmalar daha çok bilim dünyasına ait olan bir bileşen. Bu nedenle çoğunlukla açık olarak paylaşılıyor. ABD, Çin ya da başka ülkelerde geliştirilen algoritmaların ilerlemesi adına bilgiler gizli tutulmuyor ya da kısmen gizleniyor. Dolayısıyla bu alanda “göreli bir eşitlik” var.

Veri bileşeni ise son derece politik bir unsur. Yapay zekâ sistemini eğitmek için büyük miktarda veri gerekiyor. Bu veriler Wikipedia, Reddit gibi platformlardan, sosyal medyadan ve diğer kaynaklardan alınıyor. Örneğin Trump’ın en büyük destekçilerin olan Elon Musk’ın Twitter’ı satın almasının nedenleri arasında bu da yer alıyor. Yeni adıyla X’in yapay zekâ uygulaması, bu mecradaki veriler kullanılarak eğitiliyor.

Bu üçlü bileşenler arasında en kritik unsur yapay zekâ çip setleri. Çip setleri olmadan en gelişkin algoritmalar ya da en büyük veriler işe yaramıyor. Yapay zekânın özel hesaplamalarını yapabilmek için normal çiplerden daha gelişmiş olan çiplerin kullanılması gerekiyor. Bu gelişmiş çiplerin üretiminde ABD başı çekiyor. Bilgisayar alanında yıllar içinde tekelleşen NVIDIA, AMD, Intel gibi GPU ve CPU üreticileri bu açıdan önde geliyor. Çin son yıllarda bu alandaki kapasitesini artırma çabası içinde. Tayvan, Güney Kore, Japonya ve bir dizi Avrupa ülkesinde de çip üretimi var ama ABD’nin epeyce gerisinde. Net oranlar verilmemekle birlikte, ABD’nin küresel gelişmiş çip pazarının yüzde 50’sinden fazlasını kontrol ettiği tahmin ediliyor. 

ABD’de geçtiğimiz Aralık ayında alınan bir kararla, çip üretiminde gerekli olan ekipman, bellek ve yazılımların ihracatına sıkı kontroller getirildi. Böylece Çin firmalarının yapay zekâ modelleri üretmesi güçleşti. Bu sayede ABD, bu alandaki önder konumunu pekiştirmek için önemli bir adım atmış oldu. Stargate’le bu önderliğin daha da sağlamlaştırılması amaçlanıyor.

Yapay zekâ modellerinin eğitim maliyetleri bir başka rekabet alanı. Net rakamlar bilinmemekle birlikte, Gemini, ChatGPT gibi büyük modellerin eğitim maliyetinin 30 milyon dolar ile 190 milyon dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Çin firması DeepSeek’in geliştirdiği ve açık kaynaklı ilk sürümü 2024 sonunda piyasaya sürülen modelde ise eldeki kısıtlar dikkate alınarak eğitime daha farklı yaklaşımlar getirildi. Akademi dünyasında büyük övgü alan bu yenilikçi yaklaşımlar ile model eğitim maliyetinin 5,5 milyon dolarda kalması sağlandı. Stargate projesiyle ABD’deki maliyetlerin de düşürülmesi amaçlanıyor.

Yapay zekâ büyük ekonomik etkiler yaratacak

Yapay zekânın ekonomik açıdan neler getireceğine ilişkin çeşitli öngörüler yapılıyor. IMF’ye göre yapay zekâ nedeniyle dünya çapındaki işlerin yaklaşık yüzde 40’ı etkilenecek. Çokuluslu ABD yatırım bankası Goldman Sachs’a göre yapay zekâ, 10 yıl boyunca küresel GSYİH’nin 7 trilyon dolar (yaklaşık yüzde 7) artmasına neden olacak. Bir başka çokuluslu ABD yönetim danışmanlık firması olan McKinsey’e göre ise yıllık büyüme 17 ila 26 trilyon dolar aralığında seyredecek. Daron Acemoğlu ise daha temkinli tahminlerde bulunuyor ve 10 yıl içinde yapay zekânın işlerin yüzde 5’ini verimli bir biçimde yapabileceğini, GSYİH artışının ise yüzde 1 düzeyinde kalacağını belirtiyor.

Bu tahminlerden hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin, kapitalizmin dünya çapında yarattığı eşitsizlikler, yapay zekâ nedeniyle daha da derinleşecek. Trump döneminde ABD’nin yapay zekâ alanındaki önderliğini pekiştirmesi hedefine doğru adım atılmasının sonucu emperyalizmin yapay zekâyı insanlığa karşı bir silaha çevirmesi olacak.

microsoft
Kanlı ittifak: Microsoft ve İsrail’in Gazze’deki katliamda ortak rolü