ABD seçimlerinin resmi olmayan sonuçları açıklanırken, Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump zaferini ilan etti. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu bir dizi ülke lideri Trump'e tebrik mesajları gönderdi.
ABD seçimlerinin nasıl işlediğini ve Trump'a yeniden başkanlık yolunu açmış gözüken seçim dönemine damgasını vuranları soL okurları için derledik.
ABD, her 4 yılda bir, Kasım ayının ilk salı günü Başkanlık seçimlerinde oylamaya gidiyor. Bu seçimlerde halk, başkan ve başkan yardımcısını değil, “seçiciler kurulu”nu seçiyor. 538 delegeden oluşan seçiciler kurulu ise başkanı belirleyecek. Bu seçiciler kurulunda Başkan adayının seçilmesi için kurulda 270 delegeye ulaşması gerekiyor. Bazen seçmen oylarının çoğunu alan adayın başkan olamaması da bundan kaynaklanıyor.
Kimi eyaletlerin geleneksel olarak hangi partilere oy verdiği az çok belli oluyor. Bu durumda seçimin sonucunu “salıncak eyalet” denilen seçim dönemlerinde oyların çoğunluğunu kimin aldığı değişkenlik gösteren eyaletler beliliyor. Salıncak kelimesi de bu oyların salıncak gibi sallanmasından geliyor. Adayların seçim kampanyasında yoğunluk asıl bu eyaletlerde birikiyor.
Biden'ın adaylıktan çekilmesi
Peki adaylar nasıl belirleniyor? Seçim döneminin başlaması ile aday adayları partilerinde öne çıkma yarışına giriyor. Bu seçim yılının başında Biden'ın yeniden adaylığını koyması tartışmaya açıldı. İleri yaşı, gerileyen mental becerileri gündemden düşmezken 28 Haziran'daki Biden-Trump münazarasının kötü bir şekilde "kaybedilmesi" Demokrat Parti içinde yeni bir aday talebini arttırdı. 21 Temmuz'da, münazara üzerinden henüz bir ay geçmeden, Biden adaylıktan çekildi ve şu anki Demokrat Parti adayı olan Harris'i destekleyeceğini açıkladı.
Trump'a suikast girişimleri
Bu sırada Trump cephesinde gündeme suikast girişimleri damga vurdu. İlk suikast denemesi 13 Temmuz'da en önemli salıncak eyalet olan Pensilvanya'daki seçim mitingi sırasında gerçekleşti. İkincisi ise 16 Eylül'de, Trump Florida'da golf oynarken yaşandı.
Elon Musk'ın oy piyangosu
Trump'ın seçim mitingleri sırasında öne çıkan isimlerden biri Elon Musk oldu. Mitinglerde sahne almanın yanı sıra Musk, başlattığı oy piyangosu, dolaylı bir oy satın alma mekanizmasıyla Trump'ın kampanyasına desteğini koydu.
Musk, oy satın almayı, "ifade özgürlüğü ve silah hakları"nı destekleyen bir dilekçe üzerinden meşrulaştırmaya çalıştı. Dilekçeyi imzalarsanız ve salıncak eyaletlerden birinde yaşıyorsanız 47 dolar, kritik bir salıncak eyalette iseniz 100 dolar kazanıyorsunuz. Dilekçeyi imzalaması için bir arkadaşınızı yönlendirirseniz, siz de ödeme alıyorsunuz. Ve sonra dilekçeyi imzalayan bir kişi her gün düzenlenen piyangoyu "kazanıp" 1 milyon dolar alıyor. Trump'ın partisi Cumhuriyetçilere fikren yakın kişilere oy kullanmaları için para ödeniyor. Musk'ın Trump'ın kampanyasına 133 milyon dolar harcadığı söyleniyor.
Harris'in kampanya bağışları rekor kırdı
Demokrat Parti'nin adayı Harris ise 1.5 milyar doları aşan kampanya bağışlarıyla bir rekor kırmış durumda. Her iki adayın fonlarında da finans sermayesi başı çekerken ayırt edici olarak Harris'in sermaye fonlarında iletişim teknolojileri ve elektronik sektörü öne çıktı.
Olası protestolara kısıtlama önlemi
Seçimlerin sonuna doğru Trump'ın bir önceki seçim yenilgisi hatırlanmış olacak ki siyasi protestolar konusunda "esnek" tavırlarıyla bilinen D.C. 90 gün boyunca olası protestoları kısıtlayan bir karar aldı. İlk olarak 2010 yılında kabul edilen bir tasarıya yeni kurallar ekleyen 2024 Konut Huzuru Acil Durum Değişiklik Yasası, protestocuların mesken bölgelerinde akşam 7'den sabah 9'a kadar protesto yapma hakkını sınırlıyor. Değişikliğin getirdiği kısıtlamalar 27 Ocak 2025 tarihine kadar, yani ABD'nin bir sonraki başkanının yemin ederek göreve başlamasından bir takvim haftası sonrasına kadar yürürlükte kalacak.
Genç siyah erkeklerin Trump'ı tercihi
Anketlerde en çok öne çıkan konulardan biri ise Demokrat Parti'nin siyah seçmenler arasında yaşanan dramatik oy kaybı oldu. NAACP (siyahların gelişmesi için ulusal birlik) anketi, siyah seçmenlerin yaklaşık yüzde 73'ünün Harris'i desteklediğini ortaya koydu. Bu oran, geçen ayki ankete göre yüzde 10'luk bir artışı temsil ediyor. Ancak Biden'ın 2020 siyah seçmenlerin yüzde 90'ının oyunu aldığı düşünülürse hâlâ oldukça büyük bir seçmen kaybı söz konusu. Trump'ı tercih edenler ise ağırlıkla ekonomik güvensizlikten dem vuran genç siyah erkeklerden oluşuyor. Ancak NAACP, siyah seçmen ilgisizliğinin aslında Trump için daha büyük bir engel olabileceğini, 50 yaşın altındaki siyah erkeklerin kampanyanın son ayında eski başkanı destekleme olasılığının daha düşük olduğunu öne sürüyordu.
PSL'den 5 Kasım'ı aşan mücadele çağrısı
Öte yandan ABD seçim sisteminden dolayı iki aday yarışıyor gibi görünse de seçim sadece Trump ve Harris arasında geçmedi. ABD sermayesi tarafından desteklenen Demokratların ve Cumhuriyetçilerin yanı sıra “Sosyalist oy kullanın!” sloganıyla Claudia De la Cruz ve Karina Garcia, Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi'nin (PSL) ABD Başkan ve Başkan Yardımcısı adayları olarak seçimde yer aldı. İki geleneksel kapitalist partinin dışından adaylara tarihi düzeyde bir ilgi söz konusu olduğunu söyleyen Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi seçim öncesi son açıklamalarında 5 Kasım’ı aşan bir mücadele çağrısı yaptı:
“Daha iyi bir dünya için mücadele 5 Kasım'dan çok sonra da devam edecektir. İlerici üçüncü parti adaylarına mümkün olan en yüksek oyu vermek çok önemli bir adımdır. Ancak asıl önemli olan seçim gününden sonra ne yapacağımızdır. Köklü bir değişimin gerçekleşmesinin tek yolu, insanların örgütlenerek bunu talep etmeleri ve zenginler ile güçlüler tarafından önlerine çıkarılan engelleri aşmak için yeterli kararlılıkla mücadele etmeleridir. Önümüzdeki mücadele için mümkün olan en geniş birlikteliği oluşturmayı dört gözle bekliyoruz.”