Geçtiğimiz günlerde on bin birinci mağazasını açan A101 market zinciri, bu kadar şubenin nasıl açıldığını reklamlarında övünerek anlatırken, zincirin gerçek hikayesini işçilerden dinledik.
Patronların Ensesindeyiz Ağı’na ulaşan bir A101 market işçisi, emekçilerin hangi şartlarda çalıştırıldıklarını ve yaşadıkları haksızlıkları anlattı: “6 işçi yerine 3 işçi, her gün 1,5-2 saat karşılığı ödenmeyen fazla mesai, 1 saat mola yerine yarım saat mola, hafta sonu tüm gün çalışma…”
Çalışmakta olduğunuz A101 market şubesindeki çalışma koşullarınız nasıl?
Şu an en büyük sorunumuz 6 personel çalışması gereken markette 3 personel çalışıyor olmamız. Öyle ağır bir iş yüküyle karşı karşıyayız ki mesaimiz 18.00’de bitiyor gözükmesine rağmen 19.30-20.00’den önce marketten ayrılamıyoruz. Fazla mesai ücreti diye bir şey söz konusu değil. Gün içinde 1 saat mola hakkımız var fakat işler yetişmediğinden ancak yarım saatini kullanabiliyoruz. Cumartesi ve pazar günleri şiftli çalışmamız gerekirken hepimiz tüm gün çalışıyoruz.
Peki personel alımına dair bir talebiniz oldu mu, olduysa nasıl karşılandı?
Şikayetlerimizi ve taleplerimizi iletiyoruz fakat hiçbir şey değişmiyor. İş başvurusunda bulunanların olduğunu ve kabul edilmediklerini biliyoruz. En son bölge sorumlusunun “elinizden gelenin fazlasını yapmalısınız” sözlerinin üzerine gelişen tartışmamızda “sana tazminatını aldırtmam” tehdidiyle karşı karşıya kaldım.
A101 ve diğer marketlerin çalışanlarına söylemek istedikleriniz var mı?
Bu sektörde çalışan arkadaşlarımın önemli bir bölümü bu işi yapmak zorunda oldukları için yapıyorlar. Özellikle pandemiyle birlikte kendi alanlarında işsiz kalıp marketlerde çalışmaya başlayan çokça insan oldu. İşsizliğin bu kadar artması insanlarda işlerini kaybetme korkusunu daha da büyüttü. Fakat bu korkuyla birlikte hakkını aramaktan geri durmak, dayatılan koşullara razı olmak tam da patronların istediği şey. İşçiler sussun, onlar da sömürüyü daha da arttırsınlar. Tüm market çalışanı arkadaşlarımı haklarını aramaya, insanca çalışma koşulları için tek başlarına değil, birlikte mücadele etmeye çağırıyorum.
