9 çocuk öldü, patronlar MESEM'e doymadı: İTO Başkanı’ndan ahlaksız teklif

İTO Başkanı patronların isteğini ahlaksız teklifle açık etti: “Memnun olduğumuz çocuk işçilere daha fazla ödeme yapalım, prim, vergi de öderiz, yeter ki daha çok çocuk çalışsın.”

Burcu Günüşen

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) eliyle çocuk işçiliğini meşrulaştırdığı uygulamayı sermaye sınıfı çok sevdi, daha fazlası için yasal düzenleme yapılmasını istedi.

MESEM kapsamında 1 gün okulda, 4 gün fabrikalarda, atölyelerde, inşaatlarda ağır koşullar altında çalıştırılan yüz binlerce çocuktan 9’u iş cinayetlerinde yaşamını yitirmişti.

Bu çocuklardan biri de 14 yaşındaki Arda Tonbul’du. Arda bir metal fabrikasında MESEM kapsamında çalışırken başının makineye sıkışması sonucu hayatını kaybetmişti.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç’in dün Ekonomi gazetesinde yayımlanan söyleşisindeki sözleri patronların daha fazla çocuğu istihdam etmek için yasal düzenleme beklentisini ortaya koydu.

Sanayide “ara eleman sorunu”na çözüm olarak "yabancı işçi istihdamı" tartışmasından ziyade “içeriye” bakılmasını öneren Avdagiç, hedeflerinin "ne eğitimde ne istihdamda olan 3 milyon genç" olması gerektiğini söyledi. 

TÜİK’e göre ne istihdamda ne eğitimdeki genç nüfus 15 ile 24 yaş arasını kapsıyor. Yani 18 yaşın altında çocuklar patronların hedefinde…

‘Devlete vergi, prim ödemeye hazırız’

Ekonomi gazetesi, “Mesleki Eğitim Merkezleri’nin (MESEM) önemine değinen Avdagiç, burada eksik gördükleri bir hususa dikkat çekti” ifadeleriyle Avdagiç’in sözlerini şöyle aktardı:
 
MESEM’lerden gelen bir çocuğun ücretinin belli kısmını devlet, belli kısmını da firma ödüyor. Ancak siz çocuktan memnunsunuz, destek vermek ve teşvik etmek için daha fazla ücret vermek istediğinizde o çocuğa devlet kabul etmiyor, veremezsiniz diyor. Oysa bunun önü açılsa, ben ödediğim fazla ücret kadar zaten devlete vergi ve SGK primi ödemeye hazırız. Ama bu ödemeyi yapmak için yasal düzenleme bekliyoruz”.

MESEM kapsamında çalıştırılan 9., 10. ve 11. sınıf öğrencilerine asgari ücretin üçte biri, 12. sınıf öğrencilerineyse asgari ücretin yarısı kadar ödeme yapılıyor. İşletmeler bu ödemeleri işsizlik fonundan karşılayan kamudan geri alıyorlar. Çocuk işçilerin sigortası da kamudan karşılanıyor.

Yani aslında patronlar MESEM kapsamında neredeyse hiçbir ücret ödemeden çocuk işçi çalıştırıyorlar. Avdagiç’in beklentisiyse MESEM kapsamında 1 milyon daha fazla istihdam için çocuk işçiliğin özendirilmesi, bu konuda yasal düzenleme yapılması.

'Yüksek ücret göz boyama'

Avdagiç’in bu açıklamasının ne anlama geldiğini sorduğumuz İktisatçı Serdal Bahçe MESEM’lerle sermayenin sıfıra yakın bir maliyetle kullandığı geniş bir işgücü havuzu yaratıldığını söyledi. 

“Yüksek ücret veririz, yetişkinlerinkine yakın veririz” gibi sözlerin bir göz boyama olduğunu dile getiren Bahçe “Çok çabuk bir şekilde eğitim hayatından kopararak, çok erken bir yaşta işgücü süreçlerine çekmek isteniyorlar. Çok örgütsüzler, baskılara çok açıklar. Bu çocukların çok büyük bir kısmı da yoksul işçi sınıfı aileleri. Erken bir yaşta biraz iyi bir ücret aldıklarında eğitim hayatları da aksayacak. Aileler de istekli olacak bu işe. Buna doğru gidiyor” dedi.

'Biz ücretleri değil çocukların hayatını konuşmalıyız'

Birleşik Metal İş Sendikası’ndan sendika uzmanı Nuran Gülenç de “İTO Başkanı direkt ücretler üzerinden bir şey söylüyor. Muhtemelen biraz ücretleri artırarak, biz bunu verirsek, tepkileri biraz azaltırız ya da aileleri çok daha rahat ikna ederiz diye düşünüyorlar” dedi.

Sorunu çocukların aldıkları ücretlere indirgemenin aslında MESEM konusunda toplumun algısıyla oynamak olacağını ifade eden Gülenç “Halbuki biz çocukların aldıkları ücretleri değil çocukların hayatlarını konuşmalıyız” dedi.

Son bir buçuk yılda MESEM’e yapılan başvurulardaki artışa da dikkat çeken Gülenç, bunun artan yoksullukla bağlantılı olduğunu dile getirdi.

'Aileler ikna edilmeye çalışılıyor'

MESEM’le çocukların çalışma hayatına kontrolsüz bir şekilde girdiklerini kaydeden Gülenç, ailelerin “Senin çocuğun artık okumaz, boşuna uğraşma, kısa yoldan gel MESEM’e diye” ikna edilmeye çalışıldığını duyduklarını da aktardı.

Çocukların bu şekilde fabrikalarda, ağır çalışma koşulları altında, yetişkinlerle aynı işleri yaptığını, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınmadan doğrudan üretim yerlerine sokulduklarını dile getiren Gülenç’e göre işverenlerin MESEM’e dört elle sarılmalarının nedenleri çok açık:

“Çünkü bir, asgari ücret ödemiyorlar, asgari ücretin üçte-biri ya da yüzde 50’sini ödüyorlar, sigorta ödemiyorlar, ücretlerinden destek alıyorlar. Ve çocukları üretimde işçi gibi çalıştırıyorlar. Onun için MESEM kapsamının genişletilmesini, yaygınlaştırılmasını istiyorlar.”