6’lı Masa Mutabakatı: Piyasaya selam, özelleştirmeye devam

6’lı Masa iktidara gelirse, özelleştirme politikalarına devam edecek, piyasalaşmayı derinleştirecek. Finans sektörünü destekleyecek, Merkez Bankası’nı piyasanın güdümüne verecek.

Kerem Aydın

6’lı Masanın Mutabakat Metni, masanın adayının kim olacağı tartışmalarının gölgesinde kaldı. 6’lı Masanın bu durumdan rahatsız olmadığı anlaşılıyor, çünkü Mutabakat Metninin halktan çok iktidara gelmek için desteği alınacak başka kesimlere hitaben yazıldığı anlaşılıyor.

Haftabaşında 6 partinin oluşturduğu masa “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”ni açıkladı. Mutabakat metni 9 ana başlık 75 alt başlık 2300’den fazla hedef içeriyor. Oldukça ayrıntılı çalışıldığı belli olan bu metnin ana başlıkları hukuk, yolsuzlukla mücadele, ekonomi, kamu yönetimi gibi genel konulardan oluşurken 75 alt başlığı ve bu alt başlıkların hangisinin ne kadar ayrıntılandırıldığına bakıldığında, AKP’ye alternatif olma iddiasındaki 6’lı Masanın izleyeceği ekonomi politikalarının ekseni de ortaya çıkmış oluyor.

Mutabakat Metni, ekonomi başlığında neo-liberal çerçevenin ötesine geçemeyen ve seçim kazanıldığı takdirde IMF’siz bir IMF programının uygulanacağının ipuçlarını veren politika ve hedefleri içeriyor. Metnin bu çerçevede kapsamlı bir değerlendirmesini yapmak, AKP döneminde açıklanan Orta Vadeli Programlar, hükümet programları vb. için soL’da yapılmış değerlendirmeleri tekrarlamak olacaktır. Çünkü Mutabakat Metni ekonomi başlığında, AKP’nin özellikle 2010’lu yılların ortasına kadar uyguladığı ekonomi politikaları ve uygulamalarından birçoğunu birebir içeriyor. 

AKP’nin iktidara geldikten sonra sürdürdüğü Kemal Derviş programının kurmaylarından CHP’li Faik Öztrak, o yıllardaki politikaların icracısı DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve yine aynı dönemde AKP’nin bürokratı olarak çalışmış isimlerin 6’lı Masanın ekonomi politikalarını belirleyen isimler olması bu durumu açıklıyor. 

Mutabakat Metni’nde ekonomi alanında bazı dikkat çekici hedefler alt alta sıralandığında metnin ekseni ortaya çıkmış oluyor.

Kamu şirketlerini ve kamu bankalarını özelleştirecekler

Finans sektörü alt başlığında 62 ayrı madde ve hedefe yer verilen metinde, finans sektörünün düzenlenmesinden çok desteklenmesi ve finansallaşmanın derinleştirilmesi öngörülüyor. Ayrıntılı düzenlemeler içeren bu alt başlıkta, “sermayenin tabana yayılması” amacıyla kamunun kontrol ettiği şirketlerin ve kamu bankalarının halka arz edileceği belirtiliyor. Yani 6’lı Masa özelleştirmelere “halka arz” yoluyla devam etmeyi hedefliyor. Hatırlanacağı gibi AKP özelleştirme rüzgârı estirdiği ilk yıllarında bu satışları “sermayenin tabana yayılması” gibi gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışmış ve liberal kesimden de bu çerçevede destek almıştı. Kamuoyundan daha az tepki çekmesi muhtemel olan halka arz yoluyla özelleştirme uygulamalarının, yine bu nedenle olası 6’lı Masa iktidarında yaygın biçimde gündeme getirileceği anlaşılıyor.

Metinde, “KİT yönetişim reformu” gerçekleştirileceği de belirtiliyor. Söz konusu reform, ayrıntısı verilmemekle birlikte KİT’lerin yeniden yapılandırılması anlamına gelecek ve AKP’nin bir süredir KİT’lerin “özel sektör mantığıyla” yönetilmesi için gündeme getirdiği uygulamalarla bir süreklilik gösterecek.

Nitekim, önemli KİT’lerden birisi olan TCDD’yi ilgilendiren bir hedef, 6’lı Masanın KİT sistemine nasıl yaklaştığını açıkça gösteriyor. Mutabakat Metni’nde “TCDD’nin kâr ve maliyet odaklı şirket yönetim uygulamalarına kavuşturulacağı” belirtiliyor. Ötesinde, demiryolu taşımacılığına özel sektörün daha fazla girmesi için teşvik ve destek sunulacağı ifade ediliyor. Demiryolu taşımacılığında “şeffaf ve rekabetçi” bir piyasa düzeni inşa edileceği söyleniyor. 6’lı Masanın TCDD’yi kamu hizmeti merkezli değil kâr-zarar odaklı bir şirket gibi yönetmek ve demiryollarını özel sektöre daha fazla açmak istediği görülüyor.

Merkez Bankası sermayenin güdümüne verilecek

Mutabakat Metninde dikkat çeken ve ayrıntılandırılmış bir diğer konu ise “Merkez Bankası Bağımsızlığının Teminat Altına Alınması” başlığını taşıyor. Merkez Bankası’nın “bağımsızlığı”nın altını kalın şekilde çizen 6’lı Masa, bir dizi düzenlemeyle bu kurumun bağımsızlığını teminat altına alacaklarını iddia ediyor. 

Hatırlanacağı gibi Türkiye’de Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusu yine Kemal Derviş döneminde vitrine konmuştu. 2001 yılında Merkez Bankası’nı ilgilendiren yasa, IMF direktifleri doğrultusunda değiştirilmişti. “Bağımsız” Merkez Bankası, piyasa ve sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda hareket eder. 6’lı Masa, dünyada neo-liberal paradigmanın düzen sınırları içerisinden de eleştirildiği ve bu paradigmanın çeşitli unsurlarının revize edilmesinin tartışıldığı bir dönemde, bu çerçevenin de gerisinde bir pozisyon almış oluyor. Neo-liberal ortodoksinin “Merkez Bankası bağımsızlığı” ve “piyasalar her şeyi belirler” amentüsü Mutabakat Metninde tekrarlanıyor.

Öyle ki piyasanın korunması ve piyasanın geliştirilmesi ekseni tüm metne sinmiş. Örneğin, “finans mahkemeleri” kurulması hedefi “finans sektöründe piyasa düzenini bozucu hareketlere daha hızlı müdahale etmek için” biçiminde gerekçelendiriliyor.

Sosyal güvenlik sistemi 'özel şirketlere' emanet edilecek

Mutabakat Metni’nde kıyıda köşede kalmış ayrıntılardan birisi dikkat çekiyor. 6’lı Masa metinde, “Bireysel emeklilik sistemini, DASK uygulamasını, tarım sigortalarını, özel sağlık ve hayat sigortalarını daha yaygın hale getireceklerini” belirtiyor.

AKP, bireysel emeklilik sigortasını (BES) yaygınlaştırmak için geçtiğimiz yıllarda çalışanlara “zorunlu BES” uygulaması getirmiş ve büyük tepki toplamıştı. O uygulamanın gerekçesi de, 6’lı Masanın sunduğu gerekçeyle birebir aynıydı. 

Bireysel emeklilik sistemini yaygın hale getirmeye çalışmak, finans sektöründe bu işi yapan şirketlere ve tekellere kaynak aktarmak anlamına gelirken sosyal güvenlik sistemini aşındırmak ve emeklilik hakkını tırpanlamak yoluna çıkıyor. Çünkü 6’lı Masa vadettiği gibi bu özel sağlık, hayat ve emeklilik sigortalarını yaygın hale getirmek için buralara “en iyi ihtimalle” yeni teşvik ve destekleri hayata geçirecektir. Böyle olduğunda dahi, temelde mekanizma SGK’ya ve emeklilere aktarılabilecek kaynakların finans sektöründe sermayeyi teşvik için kullanılması ile çalıştırılmış olacak.

AKP ile sermaye karşıya alınmadan hesaplaşılamaz

AKP’nin 20 yılı aşan iktidarında şekillenen “AKP düzeni”, yerli ve yabancı sermayenin desteği ile kurulmuştu. Arkasına sermayenin gücünü alan AKP, iktidarı boyunca sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda hareket etti ve patronlara istedikleri her şeyi verdi. 

Helalleşme ve hesaplaşma tartışmaları bir yana, açıklanan Mutabakat Metni 6’lı Masanın gerçek bir iktidar alternatifi olmadığını ve AKP’siz AKP düzenini devam ettirmek istediğini gösteriyor. Bu nedenle ekonomi başlığında üzerinde uzlaşılan hedef ve maddelerin, AKP’yi iktidara getiren sermayeyi 6’lı Masa projesine ikna etmek üzere kurgulandığı anlaşılıyor. 

Sermaye sınıfı ise iktidar partisi ve muhalefeti ile seçimlerin bir “sermayeye hizmet” yarışına dönmesinden son derece keyifli görünüyor.