Küba'da sosyalist demokrasi nasıl işliyor: Ada Martinez'le söyleşi

Sosyalizmin Küba'daki toplumsal hayatta yarattığı kazanımlar pek göz ardı edilemiyor, zira istatistikler dahi başarı kanıtlıyor. Düşmanlarının en fazla dile getirdiği argümansa, "Orada demokrasi yok"... Celil Denktaş, Küba Ulusal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ada Martinez'le bu konuyu konuştu.

Celil Denktaş

Küba Cumhuriyeti Halkın İktidarı Ulusal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ada Martinez’le, Havana'nın Miramar semtindeki komisyon bürosunda görüştük. Bayan Martinez, Küba Devrimi’nin yetiştirmiş olduğu ilk kuşak “gençlik”ten ve yaklaşık 25 yıldır mecliste çeşitli komisyonlarda görev yapıyor.

“Meclis Komisyonları” sosyalist demokrasinin işletilmesi açısından tartışılmaz bir ağırlığa sahip. Halk iradesinin ülke yönetimine yansımasında önemli rol oynuyorlar. Bayan Martinez, bu komisyonların Küba’daki halk meclisleri bünyesinde ne şekilde bir işleve sahip olduklarının anlaşılması açısından en deneyimli ve yetkin ağızlardan biri. Ada Martinez’le görüşmemiz, “Komisyonlar”a odaklanmış olmakla birlikte, Küba Devrimi’nin devrim sonrası üçüncü kuşak üzerindeki anlamından, ülkeye karşı 50 yıldır dozajı zaman zaman artırılarak süren emperyalist ABD ambargosuna, Eski Havana’nın (Habana Vieja) “özerk bütçeleme” metoduyla rekonstrüksiyonundan, yeni Küba gençliğinin “yasadışı” ABD istihbarat servislerinin bıkmadan usanmadan yasal kılıflar uydurarak Küba’ya karşı hâlâ “yaratıcı sabotaj” girişimlerini devrimci eğitim prensiplerinin kendilerine kazandırdığı “yaratıcı önlem” metodlarıyla nasıl geri püskürttüklerine ve bu arada da toplumsal işbölümünde kadının istikrarlı, israrlı yükselişine kadar uzadı. Üç bölümlük söyleşimizin ilk bölümüyle başlıyoruz.

Sayın Martinez zaman ayırıp görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Dilerseniz önce sizi tanıyarak başlayalım.
Adım, Ada Martinez. Halkın İktidarı Ulusal Meclisi, Dış Büro Komitesi görevlisiyim. 25 yıldan fazla bir süredir parlamentoda çalışmaktayım. Bu süre boyunca genellikle dış ilişkiler alanında çalıştım. Tabii bu arada Ulusal Meclis’te ne olup bittiğini bizzat izlemekteyim.

Benim asıl üzerinde durduğum Ulusal Meclis bünyesinde oluşturulan komitelerin çalışmaları. Bildiğim kadarıyla Ulusal Meclis yılda iki kez toplanıyor. Gerektiğinde de olağanüstü toplantıya çağrılabiliyor. Ancak bunun dışındaki sürelerde Ulusal Meclisi’in görevi, Devlet Konseyi tarafından yürütülüyor...
Evet ama bir yere kadar, tümüyle değil... Biliyorsunuz, Devlet Konseyi de Ulusal Meclis’in -tüm diğerleri gibi- bir organı. Devlet Konseyi, Ulusal Meclis üyeleri içerisinden seçilir. Yani, Devlet Konseyi üyeleri, 31 üyenin her biri aslında birer milletvekili öyle olmak zorunda. Şimdi durum şöyle, Ulusal Meclis yılda en az iki kez toplanmak zorunda. Bunun dışında da olabildiği kadar “olağanüstü” toplanıyor. Örneğin bu yıl Mart'ta bir toplantımız oldu, ilk toplantımızdı. Yani bu şekilde gidiyor. Öyle sanıyorum ki bu yasama döneminde daha sık toplanacağız. Çünkü Küba’daki yeni sürecin yeni yasalarla desteklenmesi gerekiyor ve bu nedenle de meclis daha fazla çalışmak durumunda. Bir başka farklılık da, meclis genel kurulları daha önceleri iki üç gün sürerdi, şimdi bir haftayı geçiyor.

Temel neden mevcut yasalardaki değişiklikler mi yoksa yeni yasaların hazırlanması mı?
Mevcut yasa değişiklikleri için de olabiliyor, yeni yasa çıkartmak için de. Bu, konuların ve ilgili alanların durumuyla, aciliyetiyle ilgili, haliyle.

Anladığım kadarıyla meclisin bugünkü iş yoğunluğu artışı geçen parti kongresinde ve mecliste yeni alınan ekonomik kararlarla doğrudan ilgili, öyle mi?
Evet öyle. Örneğin bu son genel kurul tümüyle, yatırım kanunuyla ilgiliydi, yabancı yatırım yasasıyla...

Bu konuya ayrıca değinmek istiyordum zaten. Fakat önce şu konuya açıklık getirmenizi lütfen istiyorum: Yasaların hazırlanma/yapılma süreci... Küba’da bu nasıl işler?
Bu süreç tüm diğer ülke parlamentolarında olması gerektiği gibi işler. Tabii öncelikle bu işte doğrudan görev alacak olanlar mecliste görev yapmakta olan seçilmiş milletvekilleridir. Fakat Küba’nın farkı şu: Küba Ulusal Meclisi üyeleri profesyonel milletvekilleri değildirler. Yani yürütmekte oldukları bu milletvekilliği görevi için maaş almazlar. Milletvekilleri, milletvekili oldukları süre içerisinde de seçilmeden önceki iş yerlerinde çalışmaya devam ederler ve genel kurullara bu iş yerlerinden izinli olarak katılırlar. Ancak komite üyeleri komitelerin görev süresi boyunca tam gün meclis bünyesinde çalışmayı sürdürürler. Yasama konusundaysa durum daha farklıdır. Çünkü milletvekillerinin tümünü toplamak yerine, ilgili komiteler bölgelere giderler. Orada o bölgenin milletvekilleri ve yasa konusuyla ilgili bölgesel kurumlarla toplantılar yapar, istişarelerde bulunurlar. Öncelikle anayasa ya da yasaların hazırlanmasıyla görevli komite -ki böyle bir komisyon sürekli olarak ayrıca vardır-, yeni yasa ya da değişiklik konusuyla ilgili olan diğer komiteyle bir araya gelir. Örneğin konu tarımı ilgilendiriyorsa, anayasa ve yasa komitesi, tarım işleriyle görevli komiteyle bir araya gelir. Bir tasarı hazırlanır ve çalışma planı yapılır. Sonra da komiteler konuyla ilgili kurumlarla, üniversitelerle ve konunun uzmanlarıyla tasarı üzerinde görüş alış verişi, tartışma amacıyla tek tek bölgeleri ziyaret etmeye başlarlar. Bölgelerdeki görüşmeler sonucunda topladıkları görüşlerle yasaya ya da yasa değişikliğine son şeklini verirler ve yeni tasarı metnini genel kurula getirirler. Bu süreç haliyle, konunun özelliğine göre, bazen bir yıl, bazen de daha az ya da daha fazla bir süreyi alabilir.

Bu komiteler parlamento üyeleri arasından mı seçiliyor? Bir de, bu komite üyelikleri için bir kriter var mı? Yani hukukçulardan mı seçiliyor örneğin? Diğer milletvekillerinin komisyon işlerini izleme olanağı bulunuyor mu?
Komiteler deyince, bu komiteler tıpkı diğer ülke parlamentolarının olduğu gibi, ulusal meclisin kendi öz komiteleridir... Evet tabii ki, komiteler milletvekillerinden oluşur... Ve hayır, komite üyesi olmak için hukukçu olma koşulu aranmaz. Zaten Küba’da her milletvekilinin, doğal olarak, hazırlanmakta olan tasarıyı her aşamasında görme, izleme, okuma hakkı vardır. Ama örneğin, ben bir milletvekiliyim ve söz konusu olan benim pek fazla bilgimin olmadığı sağlık konusunda bir yasa taslağı. O zaman ne yaparım? Tasarıyı alıp konunun uzmanı olarak tanıdığım (meclis içinden ya da dışından - C. D.) kişilere götürür metni anlamamda bana yardımcı olmalarını isterim. Bu gayet açık. Ama yalnızca bu da değil, milletvekillerinin önlerine gelen yasa tasarısını vatandaşlara götürüp onların görüşlerini almaları da aynı zamanda söz konusu...

Yani yasaların hazırlanma sürecine yalnızca diğer milletvekilleri değil sıradan vatandaşlar da katılabiliyorlar?
Elbette. Yasama şeffaf olmak zorunda, bu kadar basit... Komitelerin görevi de zaten tüm bu tartışmaları, görüşleri bir araya getirip tasarıya son şeklini vermek. Süreç böyle işliyor.

Peki komitelerin üye sayılarına sınırlama konuluyor mu?
Hayır, bu mümkün değil. Komitenin çalışma konusuna, süresine vs. göre üye sayıları değişebiliyor doğal olarak...

Bildiğim kadarıyla komite üyeleri “tam gün” görevli olarak çalışmak zorunda olduklarından diğer milletvekillerinden farklı olarak, milletvekili seçilmeden önce çalışmakta oldukları işyerlerine devam zorunlulukları kalkıyor, doğru mu? Yasama süresinin bitiminde tekrar işlerine geri dönüyorlar?
Komiteler, görevlerini tamamlayana kadar zorunlu olarak “tam gün” mecliste çalışmak durumundalar. Tabii bu, üyelerin her gün meclise gelmek zorunda olmaları anlamına gelmiyor. Üyeler, komite başkanının kendilerine verdiği görevleri yürütmek üzere nerede görevlendirildiyseler orada olmak durumundalar. Bu, meclis de olabilir bir başka yer de.

Tüm bu çalışmalar yazılı metinlere dökülüyor, belgeleniyor?
Öyle olmak zorunda. Çünkü uzun zaman alan bütün bu çalışmalar sonuçta komitenin önünde toplanıp tek bir tasarı metnine indirgenmek zorunda. Böylelikle tasarı son şeklini aldığında hemen hemen metin üzerinde belirli bir uzlaşma da sağlanmış oluyor. Elbette birkaç çekince ya da üzerinde biraz daha tartışılması gereken bir iki konu her zaman kalıyor.

Şu anda kaç komite görev yapmakta? Sayabilir misiniz?
Bu yasama döneminde 12 komite görev yapmakta. Örneğin, gıda konusunda çalışmakta olan bir komitemiz var. Eğitim ve kültür, teknoloji ve çevre koruma, sağlık, ekonomik sorunlar, anayasa ve yasalar, savunma, dış ilişkiler, hizmet sektörlerinin geliştirilmesi yani turizm, ticaret gibi, çocuk ve gençlik ve kadın hakları komitesi, sanayi komitesi, enerji ve madenler komitesi, bir de inşaat...

Yeri gelmişken inşaat konusunda ayrı bir soru sormak istiyorum. Özellikle de Havana’da her gelişimde izlediğim eski yapıların yenilenmesi konusunda. Anladığım kadarıyla oldukça maliyetli bir çalışma. Bu yenilemeler (reconstruction) nasıl finanse ediliyor?
Eski Havana’daki rekonstrüksiyon çalışmalarını kastediyorsunuz sanırım. Bu çok özgün bir bölgesel çalışma. Bu yerin yani, “Eski Havana” dediğimiz bölgenin özel bir statüsü var. Bu bölgenin yeniden inşasını yürüten “tarih bürosu”, kendi sorumluluğu altında bir takım ticari girişimleri de barındırıyor. Bunlar bu bölgedeki otellerin, lokantaların vs işletilmesinden sorumlu. Tüm bu birimlerin geliri büronun kasasında, bütçesinin bir parçası olarak toplanıyor. Bu karar 1990’larda alınmıştı. Süreç içerisinde bu gelirler öyle bir düzeye geldi ki, büro bütçesinin tamamını karşılamakla kalmayıp ülke genel bütçesine de katkıda bulunmaya başladı.

2009 yılından bu yana yılda bir iki kez Küba’yı, Havana’yı ziyaret ediyorum ve her gelişimde bu bölgedeki inşaatların hızla tamamlanmakta olduğuna tanık oluyorum.
Çok doğru. Bu tabii Eski Havana’nın yeniden inşası için en iyi yol. Yani yeniden inşa değil de buna “restore” diyelim. Çünkü bu çok daha farklı, zor ve pahalı bir yenileme. Mesele yalnızca projelerin maliyetinde değil. Asıl mesele restorasyonun aslına uygun malzemeler kullanılarak yapılıyor olması. Bunun için oldukça özel bir çalışma yapılıyor. Örneğin, ahşap aksanlar eski orijinal menşelerinden temin edilmeye çalışılıyor vs... Zaten turistleri çeken de bu. Bunu görmek için harcadıkları paranın da değerlendirilmekte olduğunu izleyebiliyorlar.