Madame Coco işçileri anlatmaya devam ediyor: Hediye çeki bile geçersiz çıkıyor bu mağazada

Madame Coco emekçileriyle yaptığımız söyleşi dizisinin son bölümünde, mağazalarda çalışan emekçilerin anlattıkları, sömürü çarkının nasıl işlediğini daha berrak bir biçimde gözler önüne seriyor. Öyle ki Madame Coco mağazalarında çalışan emekçilerin çeşitli bahanelerle zorbaca el koyulan maaşları, patronlarının kârı, rantı, güvencesi haline gelmiş… İşte emekçilerin anlattıkları…

Ahmet Çınar

Madame Coco mağazalarında sömürü tezgahı işlemeye devam ediyor.

13 ve 17 Eylül tarihlerinde yayımladığımız söyleşilerin ardından, Türkiye’nin dört bir yanındaki Madame Coco mağazalarından feryatlar yükselmeye devam etti.

Haber merkezimize ulaşan onlarca e-posta, bu mağazalarda kurulan sömürü tezgahının nasıl da acımasız bir biçimde işlediğini haber veriyordu.

HABER MERKEZİMİZE E-POSTA YAĞDI...

Madame Coco emekçileriyle son bir kez daha söyleşmeye karar verdik ve ortaya aşağıda okuyacağınız röportaj ortaya çıktı.  

İşte Madame Coco mağazalarından yükselen çığlıklardan bir demet…

Bundan önceki iki söyleşimizde Madame Coco’daki kâr ve rant tezgahını anlatmıştı çalışanlar… Sizler bu anlatılanların üzerine neler söyleyeceksiniz?

Önceki iki söyleşinizde anlatılanların tamamı doğru ancak eksik. Çünkü Madame Coco’larda yaşanan zorbalıklar daha da fazla aslında… Bir örnekle başlamak isterim: Ciroyu yükseltmek için yarışma yapılıyor, bölge mağazaları arası bir yarışma. Kazanan şubenin personeline 75 liralık çek verilecek diyorlar. Bir kez bizim şubemiz kazandı. 75 liralık çek dağıtıldı. Çeki kullanmak istediğimizde kasada geçersizdir bildirimi çıktı. Aylarca mail gönderdik, durumun düzeltilmesi için. Kontrol edilecek denildi her defasında. Düzeltilmedi. Dağıttıkları 75 liralık hediye çeki bile geçersiz çıkıyor bu mağazada.

FLOORSET'İN MADAME COCO'DAKİ ANLAMI: ÜCRETSİZ ÇALIŞTIRMA VE ANGARYA

Fazla mesai ve floorset çalışmaları için ne diyeceksiniz? Bize en çok bu konuda e-posta geldi…

Tüm mağazalarda olduğu Madame Coco’da da floorset çalışması yapılıyor. Mağazanın kampanya ve reyon düzenlemesi ya da mağaza teşhir planı anlamına gelen bir düzenleme çalışması. Ekipçe her Perşembe ve Pazar günleri mesai bittiğinde yeni bir mesai başlar. O mesainin adı floorsettir. Saatler sürebilir. Ürünlerin yeri değişir, yeni kampanyalara göre teşhir planı yeniden yapılır. Fotoğrafları çekilir ve bölge müdürüne gönderilir. Müdür beğenmezse, o beğenene kadar yeniden düzenleme yapılır. Gece yarısına kadar sürer bazen. Ve bu çalışma karşılığında bize fazla mesai ücreti ödenmez, puantaj olarak (saat olarak) alırdık.

Bir de floorset çalışması, mesai bitmeden başlatılır, mesai bitince devam eder, saatler sürer, gece yarısına doğru biter. Bunun karşılığında hiçbir ücretin ödenmemesi de çok ilginç bir durum.

Her mağaza üç ayda bir sayıma girer. Yani yılda dört kez sayım olur. Madame Coco mağazaları ülke genelinde bölgelere ayırmıştır. Her bölgede ortalama 15-16 mağaza yer alır ve sırayla bölgenizdeki tüm mağazalar üç ayda bir sayıma girer. Sayımın olacağı gün, kendi mağazanızda çalışmazsınız. Sayım olan mağazaya gönderilirsiniz. Nasıl gideceğiniz size bırakılmış. Mesela “Saat 15.00’te sayım yapılacak mağazada ol” derler ve hiç sormazlar, nasıl geleceksin diye? Bu sayımlar, bulunduğunuz ilçeden üç saatlik mesafelere olabilir. Gidiş dönüş altı saatiniz yollarda geçebilir ve bunun karşılığını hiçbir zaman alamazsınız. Bir sayım 17 saat sürüyor ve sayım olmamış diğer şubelere de destek için gittiğimizi düşünürsek, 17 saatin çarpımıyla ciddi bir mesai rakamı çıkıyor. Bunun karşılığını hiçbir zaman ücret olarak alamadık. Saat olarak aldık. Başka mağazalara sayım için gönderildiğimizde, esas çalıştığımız mağazanın düzeni ve ritmi de bozulur.

Ertesi gün esas çalıştığınız mağazaya 100 koli mal gelir, onun kabulünü, teslim alma işlemini yapmaya zaman yetmez. Bir de her gün indirim günü olduğu için müşteri yoğunluğu vardır. Koliler ertesi güne kalır.

Bir de Madame Coco’larda sürekli görünen yüzde 50+50 indirim kampanyaları var, hiç bitmiyor. Bunun aslı astarı nedir?

Madame Coco mağazalarında gördüğünüz 50+50 kampanyaları, müşteriler tarafından yüzde 100 indirim olarak bilinir ama yanıltma politikasıdır bu. İlk etiket fiyatı 100 lira olsun, yüzde 50 indirimli hali 50 TL, ikinci yüzde 50 indirimi bu 50 TL üzerinden yapıyor, yani 25 lira... Reelde yüzde 75 indirim diyebiliriz. Ama yüzde 50+50 deyince bu daha sansasyonel oluyor, direkt yüzde 100 indirim gibi algılanmasına yol açıyor. 

Bir de şu var: Madame Coco'da her ürünün üzerinde iki fiyat var. Biri üstü çizilmiş eski fiyat, yani yüksek olan fiyat. Bir de altında indirimli fiyat. Ama bu yüzde 50+50 indirim, üstü çizili olan, geçersiz diye ilan edilen yüksek fiyat üzerinden yapılıyor. Yani ortada bir kandırmaca, yanıltma var. Müşterilerle bu konuda çok tartışma yaşıyoruz...  

BÖLGE MÜDÜRLERİNİN YANITI: KİMSEYİ ZORLA ÇALIŞTIRMIYORUZ

Peki bunca haksızlığa itiraz ettiğinizde hiç mi yanıt alamıyorsunuz?

Tüm bunlardan yakınıp hakkımızı aradığımızda da bize “Kimseyi zorla çalıştırmıyoruz” yanıtını verirler.

Fazla mesai ücretlerinizi hakkıyla alabiliyor musunuz, madem saatlerce floorset yapıyorsunuz ve tatillerde çalışıyorsunuz…

Bayram ve resmi tatilde çift mesai almamız lazımken, çift mesai ücreti yatırmadıkları gibi bordro istediğimizde de “gönderemeyiz” diye bir cevap alıyorduk. Yanımda çalışan arkadaşım “sayım açığı” adı altında kesilen bir maaşla karşılaştı. Bunun yanı sıra eksik gibi gözüken sonradan nedeni bulunan bir miktarda kesilerek 150 lira bir para yatırıldı. Genel merkezi aradığında “yasal yollara başvurun” diyerek baştan savdılar

Biz başka bir şubede çalışıyoruz, İzmir’de. Biz de fazla mesai ücreti hiçbir zaman alamadık. Bunun karşılığında bire bir izin olarak kullandırıyorlar.

Floorset çalışmalarında da hiçbir zaman mesai ücreti ödenmedi. Fazladan çalışıyoruz. Zamanımızı orada harcıyoruz, saatler sürüyor floorset ancak bize ne mesai ücreti ödendi ne de izin olarak verildi. Floorset çalışması, bize bir angarya olarak dayatıldı.

'İKİ SAATTEN BİR ŞEY OLMAZ'

Floorset zorlamasına itiraz ettiğinizde nasıl bir yanıtla karşılaşıyorsunuz?

İki saatten bir şey olmaz diyorlar. Bir gün floorset 12’de bitti ve hiçbir şey demediler. Herkes evine taksiyle dönmek zorunda kaldı, tabii cebimizden para harcayarak.

Bir ara yemek molası yapmadan 10 gün çalıştık.

'İÇME SUYUNU BİLE CEBİMİZDEN ALIYORDUK'

Mağaza içi en insani, en temel ihtiyaçların karşılanmadığı yönünde duyumlar almıştık, doğru mu?

Madame Coco kendi bünyesinde de mağaza mağaza ayrım yapıyor. Örneğin cirosu düşük olan mağazalarla ilgilenmiyorlar. Yüksek kâr ve ciro sağlamayan mağazaların personeline yok muamelesi yapıyorlar. Personel yok diyoruz, olduğu kadar diyorlar. Kim ne kadar yorulmuş, iki hafta izin mi yapmamış, üç hafta izin mi yapmamış; kimsenin umurunda değil.

Cirosu düşük mağazalara personelin çay ve su ihtiyacının bile gönderilmediğine tanık olduk. Mesela küçük mağazalarda su sebili yok. Bu da Madame Coco’nun kendi şubeleri içinde ayrım yaptığının göstergesi. Personele içecek suyu bile çok gören bir anlayış var. Biz küçük, cirosu düşük mağzalarda çalışan personel, her gün 4-5 lira verip su satın almak zorunda kalıyorduk.

Şuursuz çalışma saatlerine mahkum edildik. Puantajlar (saatler) eksik yazılır, yemek molaları yazılmaz, şubelerde bunu doğru düzgün yapan sadece çok az mağaza var. Ay sonunda bakıyoruz, herkesin maaşı eksik. Nedeni, saatlerin eksik yazılması. Bize tanınan resmi mola (yemek) hakkının tamamını kullanamamak da cabası…

Resmi tatillerde çalıştığımız vakit, yatması gereken çift hak ediş ücreti yatmaz. Ya da eksik yatar. Muhasebeyi ya da insan kaynaklarını ararız, ilgileneceklerini söylerler, sonra bir bakmışsınız olayın üzerine üçüncü maaş zamanı gelmiş, ses yok.

En büyük sıkıntılardan biri ise ürünlerin alarmsız olması. Mağazanın yoğun dönemlerinde üç beş parça ürün mutlaka çalınıyor. Bir yandan sevkıyat geliyor, ürün kabul yapmamız gerekiyor, diğer yandan ürünler alarmsız, ilgilenemiyoruz, bazı müşteriler ürünleri yanlışlıkla kırıyor. Tüm bunların ücreti, çalışanların maaşından kesiliyor. Mağazada müdür o gün izinliyse, tüm pisliği mağazanın en kıdemlisi olan personel omuzlamak zorunda kalıyor.

'UZAK MAĞAZALARA ANGARYAYA GÖNDERİLDİĞİMİZDE YOL PARASI CEBİMİZDEN ÇIKIYOR'

Uzak mağazaya sayım ya da başka bir angarya için gönderildiğinizde yol parasını ödüyorlar mı?

Ben Madame Coco’da sözde satış danışmanı olarak işe başladım ama mağazanın deposu, merkezi prosedürleri ve mağaza içi düzen o kadar karmaşıktı ki, bunları müdürün sürekli üstüme yıkmasından dolayı yapmak durumunda kaldım. Çünkü o dönem paraya ihtiyacım vardı. İşe başladığım ilk hafta İstanbul dışı bir yere zorla sayıma gönderildim. Yol parasının tamamı cebimden çıktı. Bunu üstlerime aktardığımda hepsi farklı kişilere yönlendirip geçiştirdiler. İkinci ayımda kasiyer olduğum söylendi ve maaşımın, primimin buna göre verileceği belirtildi. Böylece satıştan tamamen koptum, o ayın sonunda maaşım yattığında tamamen hüsrandı. Söylenen miktarın çok altında bir para yatmıştı. Bununla ilgili defalarca mail ve telefonla sordum. Bir ayın sonunda bölge müdürüyle görüşebildim. Müdür “ben hallederim haber bekle” dedi ve sonuç yine hüsrandı. Çözemedik bu durumu.

Bizden sürekli az personelle çok iş istendi. Kasalar ve bilgisayarlar sürekli sorunluydu. Teknik destek isteyince bölge müdürü tersleyip kesinlikle yardımda bulunmuyordu. Yemek saatlerimiz geldiğinde sanki fazladan, olağanüstü bir şey istiyormuşuz gibi psikolojik baskı altında kalıyorduk. Mağaza müdürünün toplantılarda kendi derdimizi anlattığımızda bizi tersleyip kabadayılık taslaması garibimize gitmişti.

BİR MAĞAZA MÜDÜRÜNÜN ANLATTIKLARI...

Siz bir AVM şubesinde müdür olarak çalıştınız, neler yaşadınız, anlatır mısınız?

Ben Madame Coco’nun Ankara’daki bir AVM şubesinde mağaza müdürü olarak çalışıyordum. Geçen ay başında bazı sebeplerden dolayı işten ayrıldım. İhbar süresini sorduğumda başta kullanmama gerek olmadığını, ik haftalık ücretin ki ihbar sürem o kadardı, hesabıma yatacağı söylendi 1-2 gün sonrasında da arayıp ihbarı kullanmam gerektiği söylendi. İlginç kısım burada başlıyor: Ekim ayının ortasında sayım olacağını, benim ihbar süremin ise ayın 20’sinde son bulacağını, sayım açıklarından dolayı benden para kesilmemesi gerektiğini, çünkü ben çıktıktan sonra arada 20-25 gün süre olduğunu söyledim. Bölge sorumlusu da tabi ki senle alakası olmaz falan dedi ama içim yine de rahat değildi. Maaş yattığında yani ayın 10’unda, bizim ay başında istifa eden bir personele sadece asgari geçim indirimi yatmış. Nedenini araştırdığında, Temmuz ayında yapılan sayım açıklarından dolayı kesinti olduğu söylenmiş. Halbuki sayım olduğunda o çocuk daha iki haftalık çalışandı ve istifa edene kadar herhangi bir kesinti olmamıştı. Bunun üzerine ben de merkezle irtibata geçerek durumu anlattım ve benden de kesinti yapılacağı söylendi. Bunun üzerine “bir önceki sayım benim devir sayımımdı ve benden önceki müdürden kesildi, aynı şekilde bir sonraki sayımda da aynı şekilde mevcut müdürden kesilecek, o halde çalışmamın manası yok” diyerek gelmeyeceğimi söyledim

Bunların taktikleri bu olmuş: Üç ayda bir sayım yapıyorlar. Ve daha önce ben 3-4 farklı mağazada mağaza müdürlüğü yaptım. Buradaki kadar yalan yanlış bir sayım şekli görmedim. Sayım ekibi dışarıdan geliyor. Günlüğü 50-60 liraya çalışan adamlar. Ellerinde terminaller, gördükleri ürünü okutuyorlar. Güya başlarında da her mağazadan bir personel duruyor, onlar da diğer mağazalardan gelen personeller. Bu şekilde yapılan bir sayım ne kadar sağlıklı olabilir ki zaten.

Burada üst yönetimin yalanları, işe girerken başlıyor işten çıkana kadar da devam ediyor. Şirket bu şekilde zararını personelden temin ederek kârından bir şey kaybetmiyor ve bunu da yalan söyleyerek, çalışanları kandırarak yapıyor.

Yani Madame Coco’nun alarmı da, güvenliği de, para kazanma yöntem de, personelin maaşları olmuş.