Emekçi kadınların devrimi 102 yaşında!

Bolşevikler, bir yandan ülke içinde işçi kadınların taleplerinin yükseltildiği mitingler yaparken öte yandan henüz hiçbir kadının boşanma hakkına sahip olmadığı Çarlık Rusyası’nda boşanma özgürlüğünü savundular. Bunu savunurken, kadının ev içi köleliğine dikkat çekip kaynağının kapitalizm olduğunu söylemekte ve kadının nihai kurtuluşunun kapitalist düzenden kurtulmakla çözüleceğinin altını da…

soL - Ekin Şen

1917 Ekim Devrimi, kadınların sadece yasalar önünde değil, toplumsal yaşamda da eşitlenmesinin önünü açmıştır. Devrim öncesinde adı geçmeyen, erkek tarafından en iyi haliyle hizmetçi olarak algılanan, ikinci sınıf pozisyona sahip kadın; devrimin ardından eşit işe eşit ücret ve seçme-seçilme hakkının ötesinde birçok anayasal hakka sahip olmuştur.

Ekim Devrimi Öncesi Çarlık Rusyasında Emekçi Kadınların Durumu

Devrimin kadının yaşamına etkisini anlamak için devrim öncesindeki yaşama bir göz atmak gerekir: Çarlık iktidarı, kilise ve kocalarının üçlü boyunduruğu altındadır kadınlar. Çalışma alanlarının büyük kısmını geniş tarım arazileri oluşturuyor olsa da (tarımsal faaliyet ailenin tüm üyelerinin ortak görevi olarak görülmekteydi) Çarlık Rusyası’nın gelişen sanayi bölgelerinde emekçi kadınlar ancak tekstil ve konfeksiyonda çalışabiliyordu. Sanayide çalışma oranı %13 kadar azdı. Kadınlar, erkeklerle aynı işi yapıyor olmalarına rağmen erkeklerin maaşının neredeyse yarısını alıyorlar, günde 16 saate varan işlerde çalışmak zorunda kalıyorlardı. Bir toprak sahibinin altında çalışan tarım işçilerinin sözleşmesinden birkaç maddeyi paylaşmak durumu özetleyen iyi bir örnek olacaktır:

  • İşe gün doğumunda başlayıp gün batımında bırakmak.
  • Yasalarca tanınmayan bir nedenle işi terk ettiğinde yapılan işin karşılığını talep etmeksizin, ödenen avansın iki katını geri ödemek.
  • Hastalandığında veya öldüğünde, eksik olan iş saatlerinin ailesi tarafından yerine getirilmesi gerektiğini kabul etmek.

Bolşeviklerin iktidar arayışı ve emekçi kadınlar 

Bolşevik Parti’nin önemli dayanak noktalarından biri, toplumun yarısını oluşturan emekçi kadınların sınıf mücadelesinin içinde yer alması gerektiği ve emekçi kadının nihai kurtuluşunun işçi sınıfının zaferinden geçtiği düşüncesi idi. 

Henüz 1903’te Bolşevikler sosyal demokrasiyle yolları ayırırken, programlarında emekçi kadınların eşitlik talepleri ve hak arayışları karşılık bulmuştu. Bolşeviklerin 1919’a kadar kullandıkları bu programda yer alan maddelerden bazıları şöyle:

  • Zümrelerin kaldırılması ve cinsiyet, din, ırk ve milliyetinden bağımsız olarak tüm yurttaşların eşitliği, 21 yaşına gelen tüm Rusya yurttaşları için evrensel ve doğrudan oy hakkı.
  • 8 saatlik iş günü.
  • Tüm yurttaşların yasalar önünde tam eşitliği.
  • Kadınların, kadın organizmasına zararlı tüm dallarda çalıştırılmasının yasaklanması, kadınların doğum öncesi dört hafta, doğum sonrası altı hafta çalıştırılmaması; bu dönemlerde ücretlerin tam olarak ödenmesi.
  • Kadınların çalıştığı tüm atölye, fabrika ve diğer işletmelerde memedeki çocuklar ve küçük çocuklar için kreş ve çocuk yuvalarının kurulması; emziren kadınların en az üç saatte bir ve en az yarımşar saat işten muaf tutulmaları. 

Bolşevikler, bir yandan ülke içinde işçi kadınların taleplerinin yükseltildiği mitingler yaparken öte yandan henüz hiçbir kadının boşanma hakkına sahip olmadığı Çarlık Rusyası’nda boşanma özgürlüğünü savundular. Bunu savunurken, kadının ev içi köleliğine dikkat çekip kaynağının kapitalizm olduğunu söylemekte ve kadının nihai kurtuluşunun kapitalist düzenden kurtulmakla çözüleceğinin altını da kalınca çizdiler. Çünkü kadın kapitalizmde “yatak odasının, çocuk odasının ve mutfağın kölesidir; ev kölesi olarak kalır”. 

1914 8 Mart’ına gelindiğinde Petersburg’da Bolşevikler kadın işçilere yönelik ilk kez gazete çıkarmaya başlamışlardı. “Rabotnitsa” (İşçi Kadın) adıyla çıkan bu gazetenin çıkarılmasına N. Krupskaya, İ. Armand, E. Ulyanova, K. Samoilova ve K. Nikoleva öncülük etmişlerdir. Ancak, 1914 yazında başlayan Birinci Emperyalist Savaş ile Rabotnitsa da kapatılmıştır. 

Menşevikler de dahil olmak üzere herkes savaşı desteklerken Bolşeviklerin savaşa karşı çıkması, işçi ve köylü kadınlar üzerinde büyük yankı bulmuştur. Bu dönemde savaşın yükünü cephe gerisinde göğüsleyen emekçi kadınlar, yüzünü işçi sınıfı mücadelesine dönmüş, burjuva kadın hareketi güç kaybetmiş, proleter kadın hareketi güç kazanmaya başlamıştır. 

1915-1917 arası güçlenmeye başlayan devrimci hareket, kadın yoğunlukta olan fabrikalarda da karşılık buluyor ve giderek büyüyordu. Tekstil işçisi kadınlar, 1917’de eski Rus takvimine göre 23 Şubat’ta, bugünkü takvime göre 8 Mart’ta savaşa, açlığa ve Çarlık rejimine karşı Bolşevik Parti’nin Petrograd komitesi öncülüğünde genel grev çağrısı yaptılar; erkeklerden de gelen grev desteğiyle birlikte Çarlığın yıkılışının fitilini ateşlediler. Aynı günlerde Pravda gazetesi, emekçi kadınların bu büyük hareketini selamlıyordu. 

Savaş devam devam ederken Çarlığın yıkılışıyla “İkili İktidar” ortaya çıkmıştı. Bir yanda Kerenski Hükümeti savaşın devamından yana tavır alıyor ve Burjuva Kadın Hareketleri Kerenski Hükümetini destekliyorken; öbür yanda İşçi ve Asker Sovyetlerinde yer alan Bolşevikler “Bütün İktidar Sovyetlere!” diyordu. Bütün kadın ve erkek yurttaşlar için genel ve eşit oy hakkı mücadelesini yükselten Bolşevikler “Ekmek ve Özgürlük” şiarı ile işçi kadın kitlelerini parti saflarına katmaya devam ediyordu. 

Şubat Devriminden yaklaşık 1 ay sonra Vera Slutskaya’nın önerisiyle işçi kadınlar için ajitasyon ve propaganda bürosu oluşturuldu. Büro kadın işçilere ve asker eşlerine yönelik ajitasyon çalışmaları yürütüyor, kadın işçilerin çalıştığı fabrikaların çevresinde toplantılar düzenliyor, savaşa ve pahalılığa karşı kadın kitle mitingleri örgütlüyordu. 

1 Mayıs 1917’de büyük çamaşırhane grevi patlak verdi. Yaklaşık 5000 kadının katıldığı bu grevde talepler, 8 saatlik iş günü, asgari ücret belirlenmesi ve ücretlerin arttırılmasıydı. Bir ay süren grev, grevcilerin kazanımlarıyla sonlandı. Çamaşırhane grevi patladığı günlerde siyasi çalışmanın bir aracı olarak Rabotnitsa tekrar çıkmaya başladı. 

Şubat’tan Ekim’e giden süreçte “Emperyalist Savaşa Son!”, “Barış, Ekmek ve Özgürlük” en çok öne çıkan sloganlardı. Nihayet eski tarihle 25 Ekim, yeni tarihle 7 Kasım 1917’de zafer işçi sınıfının oldu. 

İşçi sınıfının devletinde kadınların kazanımları 

Devrimin hemen ertesinde devrimci hükümet kadın ve erkek arasında eşitsizlik yaratan tüm yasaları kaldırıp, vakit kaybetmeden kadınla erkeğin yasal eşitliğini sağlayacak adımları atmaya başladı. Kadının erkekle her alanda eşitliği ve bu doğrultuda seçme seçilme hakkı, devrimin ilk anayasası olan 1918 Anayasası’yla tanınmıştır.

Devrimden dört gün sonra kadın emeğinin ve annenin korunmasına ilişkin kararname, hemen ardından Aralık ayında evlilik ve aile ilişkileri ile ilgili kararname ilan edilmişti. Böylece, kadının toplumsal alandaki ve aile ilişkileri içerisindeki eşitsizliğini yasal düzlemde bitirmeyi amaçlayan bu kararlarla, eşitlik için gerekli ilk adımlar atılmış oldu. Kadın ve erkek eşitliğinin tümüyle sağlanmasının uzun ve zorlu bir görev olduğunu biliyordu Bolşevikler. Toplumsal alanda dönüşüm ve eşitlik gerçekleşmeden sadece anayasa önünde eşitliğin sağlanmasının yeterli olmayacağının bilincindeydiler. 

Yıllarca dinsel dogmalarla kadınları boyunduruk altına almış olan düzenden kurtuluyorlardı. “Yurttaşlara vicdan hürriyeti sağlamak için, SSCB’de kilise devletten, okul da kiliseden ayrılmıştır. Tapınma hürriyeti gibi dine karşı propaganda hürriyeti de tüm yurttaşlara tanınmıştır” maddesiyle birlikte yüzyılların aşağılayıcı dinsel dogmalarının silinip atılması, kadınların özgürlüğü yolunda ön açıcı bir adım olmuştur. 

1919 Rusya Komünist Partisi'nin programından başka bir parça daha şunları söylüyordu: “…Kendini kadınların biçimsel hak eşitliği ile sınırlandırmayan parti, eski ev ekonomisinin yerine Komün evleri, kamu aşevleri, merkezi çamaşırhaneler, çocuk yuvaları vs. geçirerek, onları (eski ev ekonomisinin) maddi yüklerinden kurtarmayı amaçlamaktadır.” Sadece kadınların sorumluluğu olduğu düşünülen görevler, toplumun bütününün görevi haline getirilmiş, eşitliğin ve toplumsal dönüşümün sağlanması amaçlanmıştı.  

Kadınlar Arasında Çalışma: Jenotyeller

Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin kadın çalışması birimini oluşturan Jenotyeller çalışması, işçi ve köylü kadın kitlelerinin özgürlüğü, sosyalizmin inşası, yeni insanın yaratılma sürecinde kadın ve erkek eşitliğinin işlenmesi amacıyla ideolojik ve siyasi mücadelenin yükseltilmesi için kurulmuştu.

Kadınların üretimden dışlanması sorununa çözüm aramakla birlikte kadınların üretime girebilmelerinin siyasi önemini vurgulamak, kadın emeğinin niteliğinin arttırılması için çalışmak, kadınlar arasında okuryazarlığı arttırmak için kampanyalar yürütmek Jenotyellerin çalışmalarının temellerinden oldu.

Kadınların kurtuluşu, sosyalist iktidarın kuruluşu süresinde elbette pürüzsüz bir çizgide ilerlememiştir. Değişime ve ilerlemeye karşı koyan tüm unsurlara karşı keskin ve amansız ideolojik ve siyasi mücadele yürütülmüştür. 

Doğu halkları kadınlarının dinci gericiliğin boyunduruğundan ve koca baskısından kurtulmasında önemli roller üstlenen Jenotyellerin mücadelesi, bugün de örnek olmaya ve ufkumuzu açmaya devam etmektedir.

Kadının Kurtuluşu Ancak Sosyalizmle Mümkün

Çarlık rejiminin gerici Rusyasından gelişkin ve aydın bir sosyalist toplum yaratan işçi sınıfı iktidarı sayesinde kadınlar, sadece erkeklerle eşit yasal haklara sahip olmakla kalmadılar, aynı zamanda toplumsal yaşamda benzeri görülmemiş bir konuma yükseldiler. Devrim öncesinde olduğu gibi yeni toplumun inşası sürecinde de aktif rol alan Ekim Devrimi’nin kadınlarından feyz alınacak çok şey var. Bugün dünyada ve Türkiye’de emekçi kadınların maruz kaldığı baskı, ayrımcılık ve şiddetle mücadele kadını şimdiki konumunda tutan düzene karşı verilecek mücadelenin bir parçası olmak durumundadır. Çünkü kadının gerçek eşitliği ve özgürlüğü ancak sosyalizm ile mümkündür. 


Yararlanılan kaynaklar: Gül Özgür (1993), Rusya’da 1917 Sosyalist Ekim Devrimi ve Kadınların Kurtuluşu, Cilt:1, Dönüşüm Yayınları

Serpil Güvenç (2017), “Kadının Ekim’inden Ekim’in Kadınına Doğru”, 100. Yılında Büyük Ekim Devrimi, Yazılama Yayınevi