Ankara'dan sömürü manzaraları: Suriyeli tarım işçileri...

Türkiye'de patronlar tarafından ucuz iş gücü deposu olarak görülen Suriyeliler, en yoğun sömürüye ise tarlalarda uğruyor. Binlerce Suriyeli mülteci mevsimlik tarım işçisi olarak ülkenin birçok noktasında yoğun sömürü altında çalışıyor. Bu yerlerden biri de Ankara'nın Polatlı İlçesi...

Türkiye’de ucuz iş gücü olarak görülen yüz binlerce Suriyeli, Türkiye’de emek sömürüsünün en yoğun olduğu alanlardan biri olan tarım iş kolunda mevsimlik işçi olarak ter döküyor.

Ankara’nın Polatlı İlçesi’ndeki tarlalarda çalışan Suriyeli işçiler, çalışma koşullarına ilişkin Journo'dan Ezgi Karataş'a konuştu:

EŞİNİ VE İKİ OĞLUNU MANTAR ZEHİRLENMESİNDE KAYBETTİ

Kobaneli 55 yaşındaki Muhammed, iki senedir Polatlı’da Yenimehmet Köyü’nde mevsimlik işçi olarak çalışıyor. 4 sene önce Türkiye’ye gelen Muhammed, Suruç’tan sonra geçtiği Antalya’da bir sene kadar çalıştığı narenciye tarlasından parasını alamadan kovulmuş. “Çoluk çocuk bütün ailemle çalıştığım tarladan kovulunca hiçbir şey yapamadım, derdimi kimseye anlatamadım” diyen Muhammed, Antalya’nın ardından Bodrum’a gittiğini ama bir hafta zor kalabildiğini, “Bizi orada barındırmadılar” diyerek anlatıyor.

Polatlı’dan önce tanıdık vasıtasıyla Haymana’ya geldiğini söyleyen Muhammed, oradaki tanıdıklar “Polatlı’da Kürt çok, rahat edersin” deyince “Buraya geldim” diyor. “Polatlı’ya ilk geldiğimde sabah 5 akşam 10 çalışıyordum. Az para veriyorlardı. Şimdi günde 8 saat çalışıyorum” diyerek son çalıştığı yerden memnun olduğunu anlatıyor ama yaşadığı zor günleri de unutamadığını ekliyor. 6 çocuğuyla birlikte sebze tarlasında çalışan Muhammed, geçtiğimiz sene eşini ve iki oğlunu mantar zehirlenmesinden kaybetmiş. Muhammed, tarlada çalışırken topladıkları mantardan zehirlenen eşi ve çocukları için herkesin seferber olduğunu ve kendisini yalnız hissetmediğini anlatıyor.

Üç kez karakola çağrıldığını belirten Muhammed, polislerin sorularından rahatsız olduğunu söylüyor. “Bana sürekli YPG ile ilgili soru sorup, onları sevip sevmediğimi soruyorlar” diyen Muhammed, emniyettekilerin kendisine “Orası Kobane değil, Ayn el-Arab. Sen de Kobaneliyim deme” dediklerini aktarıyor.

SAVAŞ BİTER BİTMEZ DÖNMEK İSTİYORUM

Polatlı’ya bağlı İnler Köyü’nde çalışan Halil Hesen ise üç yıl önce geldiği Türkiye’de önce kısa bir süre Diyarbakır’da kalmış. Ardından akrabalarının aracılığıyla duyduğu Polatlı’ya gelmiş. Yazın pancarda kışın da soğanda çalışıyorum diyen Hesen “Bazı yerlerde Suriyeli oldukları için markete, kahveye sokulmayanlar olduğunu duyuyoruz” diye konuşuyor. 14 kişilik bir ailesi olan Hesen’le birlikte 9 kişi tarlada çalışıyor. “Suriye’yi çok özledim” diyen Hesen, savaş biter bitmez ülkesine dönmek istiyor.

İLÇE MERKEZİNİ DAHİ GÖRMEMİŞ

22 yaşındaki Rakkalı İbrahim de akrabaları vasıtasıyla İnler Köyü’ne işçi olarak gelenlerden. Eşi Fatima ve 6 aylık bebeğiyle tek göz çadırda hayatta kalmaya çalışan İbrahim ve ailesi jandarmanın zaman zaman kimlik yüzünden sıkıntı çıkardığını söylüyor. Tarla işlerinde zorlanmadığını anlatan İbrahim, “Burada çok Suriyeli var, yalnız hissetmiyorum. Ama savaş bittiğinde döneceğim” diyor. İbrahim, aylardır bulunduğu Polatlı’da hiç tarladan çıkmadığını ve ilçe merkezini dahi görmediğini aktarıyor. Suriye’de bir kardeşini hava saldırısında kaybeden İbrahim’in anne ve babası hâlâ Rakka’da yaşıyor.

'SURİYE KALBİMDE VE AKLIMDA'

4 çocuğuyla birlikte sebze tarlasında çalışan Hüseyin ve eşi Hana da Rakka’dan gelenler arasında. “Ailelerimiz Suriye’de kaldı, çıkamıyorlar” diyen Hana, eliyle kalbini ve başını göstererek, “Suriye annemiz. Hep kalbimde ve aklımda” diye özlemini dile getiriyor. “Çalışmakta sıkıntı çekmiyorum, zaten Suriye’de de tarlada çalışıyorduk” diyen Hüseyin ise, “İş olsun başka bir şey istemem” diyor.