Mısır'da kadın olmak

Mısır'da kadın hakları mücadelesi Mübarek sonrası dönemde yeni bir boyuta evriliyor. Mısırlı kadınlar, şimdi de Selefilerin baskısından kurtulmak için mücadele ediyor.

Mısır “Devrimi” kadınlara “demokrasi” değil, gericileşen bir ülkede kadın olmanın zorluklarını getirdi. Mübarek sonrası dönemde kadınlar vaat edilenin aksine daha çok baskı ve şiddet görüyor.

Toplumsal hayatta Selefiler’in baskısı ile karşı karşıya kalan kadınlar haklarını savunmaya devam ediyor. Mısır’da ülkeleri ve hakları için sokaklara dökülen kadınların sayısının her geçen gün artırıyor. Kadınlar baskılara boyun eğmek yerine bu hızla muhafazakarlaşan ülkede mücadele etmeye çalışıyor.

Ahlak zabıtası kesildiler
Mısır’da bir süredir aşırı dinciler, çeşitli iş yerlerine, şeriat kurallarını denetlemek üzere baskın düzenliyor. Esnafa, “ahlaka aykırı kıyafetler satmayın”, berberlere “sakal tıraşı yapmayın” gibi uyarılar veriyor.

Selefiler, tıpkı Suudi Arabistan’daki Fazileti Teşvik ve Haysiyetin Korunması Komisyonu gibi ahlak polisleri oluşturmak istiyor. Bu amaçla genç Selefilerin birkaç gün önce bir toplantı düzenlediği, destekçilerini ahlak gönüllüsü olarak kurumların ve kişilerin İslam’a uygunluğunu denetlemeye çağırdığı belirtiliyor.

Kadını toplumdan silmek istiyorlar
Mısırlı kadınlar, Selefilerin kadınları küçümseyen ve dışlayan tavrının günlük hayatta oldukça gözle görülür bir hal almaya başladığını söylüyor.
Mısır medyasında Selefilerin kadınlara kötü muamele ettiği pek çok kez gündeme getirildi. Selefilerin küçük kentlerde alışveriş merkezlerine giderek kadın müşteri ve mağaza sahiplerini küçük düşürücü söz ve eylemlerde bulunmaları oldukça eleştirildi.

Selefi grup, aralık ayının son günlerinde de “haram” olduğu gerekçesiyle süslenmiş çam ağaçlarını devirmiş, pek çok yerde yılbaşı süslemelerini sökmüştü. Selefiler, geçen yıl iki kiliseyi de yakmıştı.

Selefiler, alkol tüketimini ve kadınlarla erkeklerin aynı plajdan denize girmelerini de yasaklamaya yönelik adımlar atmıştı. Bu durumun Mısır turizmini derinden etkileyeceği de sıkça konuşulmuştu.

Mısırlı yetkililer Selefilerin Mısır'daki otoritelerin yetki alanlarına müdahale etmekle suçlamış, yaptıklarının yasal olmadığını dile getirmişti.

Güzellik salonunu bastılar
İki gün önce ise birkaç kişilik Selefi grup, Benha'daki bir güzellik salonuna girerek içerideki kadınlara ellerinde ne varsa bırakmalarını emretti, aksi halde kendilerine fiziksel zarar verileceği uyarısı yaptı. Ardından kadınlar itilerek sokağa çıkarılmaya çalışıldı. Bu sırada kadınlara “Allah'ın yasalarına uymaları” emredildi.

Ancak, Bikya Masr Gazetesi’nin haberine göre kadınlar sinip korkmak yerine sopaları alıp adamları dövdü, sonra da halkın şaşkın bakışları altında dükkândan attı.

Şiddet, hakaret, toplumdan soyutlama
Hatırlanacağı üzere Mısır’da eylemci kadınlara uygulanan şiddet dünya basınında da geniş yankı uyandırmıştı. Kadınlar gösteriler sırasında polis ve askerler tarafından dövülmüş, taciz edilmiş, hatta soyulmuştu. Kadın göstericilerden birinin yere yatılıp soyulduğunu gösteren fotoğraf büyük tepkilere neden olmuştu.

Askerler söz konusu eylemde 28 yaşındaki Ghada Kamal adlı kadını Bakanlar Kurulu merkezi yakınında saçlarından tutup sürüklemişlerdi. Gözaltına alınan Kamal, tahliye edildikten sonra televizyonda "silahsız bir kadına saldıran birisi ulusu nasıl korur? Saçlarımdan tutup sürüklediler, sopalarla mideme ve göğsüme vurdular" diye konuşmuştu.

Bir ordu yetkilisi olayla ilgili olarak bir gazeteye verdiği röportajda adeta yapılanları savunmuştu. Yetkili, kadına orduya megafon kullanarak yüksek sesle hakaret ettiği için müdahale edildiğini söylemişti. Bir general ise göstericilerin askerlere saldırmak üzere yabancı ülkelerden para alan ajanlar olduğunu iddia etmişti.

Hırsızlık da var
Eylem sırasında basın mensuplarının röportaj yaptığı bazı kadınlar, asker ve polislerin göstericilere kötü muamele etmekle kalmayıp bazı eşyalarına da el koyduklarını anlattılar. Göstericilerden biri, bir askerin kendisinden zorla cüzdanını ve telefonunu aldığını belirtirken bir diğeri ise ceketini çıkartıp aldıklarını ifade etti.

Zorla bekâret testi!
Eylem sırasında yakalanan kadın göstericilere zorla bekâret testi yapılması da bir hayli eleştirilmişti. Samira İbrahim ve Maha Mohamed Mamoun isimli iki kadın, Mart ayında 17 kişiyle birlikte gözaltına alınmıştı.İbrahim ve Mamoun, askeri yetkililerin katıldığı sorgulamada zorla bekâret testine tabi tutulduklarını iddia etmişti. Zorunlu bekâret testiyle ilgili iddialar, yerel ve uluslararası insan hakları gruplarının tepkisini çekmişti. Her ne kadar ordu, önce bu testin yapıldığını reddetse de askeri yetkililer daha sonra “gözaltında tecavüze ya da cinsel tacize uğramamaları için testin yapıldığını” söyleyerek durumu itiraf etmişti. Gözaltında tutulan kadınlardan yedisine test yapıldığı ortaya çıkmıştı.

Mısırlı kadınla bekâret testlerinin kaldırılması için de sokaklara dökülmüştü. İnsan hakları örgütleri, askeri hapishanelerde zorla bekâret testi yapılan çok sayıda kadın olduğunu açıklamış, ordunun bu uygulamasının cezalandırma amaçlı olarak oldukça yaygın şekilde kullanıldığını belirtmişti.
Bir süre sonra Kahire İdari Mahkemesi askeri cezaevlerinde kadınlara bekâret testi yapılmasının durdurulmasına karar vermişti.

Konuyla ilgili açıklama yapan bir ordu yetkilisi test yapılmasını doğru bulduğunu belirterek skandal sözlere imza atmıştı. Bu üst düzey yetkili, “bu kızlar bizim kızlarımız ya da benim kızım gibi değil. Bunlar Tahrir Meydanı’nda erkek göstericilerle aynı çadırlarda kaldılar ve biz bu çadırlarda Molotof kokteylleri ve uyuşturucu bulduk” demişti. Yetkili, “bu testleri yapmamızın sebebi kendilerinin askerler tarafından tecavüze uğradıklarına dair iddialarda bulunmalarını önlemekti. Gözaltına alındıklarında bakire olduklarını kanıtlarsak böyle suçlamalarda bulunamayacaklardı. Ancak testlerde hiçbiri bakire çıkmadı” diye eklemişti.

Mısır tarihinde bir ilk
Birkaç hafta önce binlerce Mısırlı kadın Kahire’de bir araya gelerek Mısır’da askeri güçlerin kadın eylemcilere şiddet göstermesini kınadı. 10 binin üzerinde kadın ve yaklaşık 2 bin erkek Tahrir Meydanı’nda buluşarak Mısır hükümetinin ve kolluk kuvvetlerinin kadına karşı tavrını protesto etti.
Ellerinde, protesto gösterileri sırasında kötü muamele gören kadınların fotoğraflarıyla yürüyen kalabalık hükümeti ve orduyu istifaya çağırdı. Bu eylem, Mısır’daki en yoğun kadın katılımlı eylem olarak tarihe geçti.

Eylem boyunca hükümet ve ordunun halkın sesini bastırmak için türlü yöntemler denediği, ancak hiçbir şekilde mücadeleyi engellemekte başarılı olamayacakları vurgulandı. Eylemlere müdahale eden kolluk güçlerinin kadın erkek ayırt etmeksizin tüm katılımcılara müdahale ettiği, ancak kadınlara yönelik müdahalelerin özellikle aşağılayıcı, küçük düşürücü ve kadını toplumsal hayattan alıkoyucu nitelikte olduğu belirtildi.

Kadınlar yürüyüş sırasında balkon ve pencerelerden onları izlemekte olan halkı eyleme destek vermeye davet etti.

Mısır’ın ilk kadın devlet başkanı adayı Botanya Kamel de gösterilere katılanlar arasındaydı. Kamel, elindeki “Ordu yalan söylüyor” dövizi ile gazetecilere verdiği demeçte “sadece kadınlar için burada değilim. Ordu tarafından öldürülen 12 kişi için de buradayım. Ordunun ülke yönetimi üzerindeki etkisinin azaltılması için buradayım. Yönetim bize sokağa çıkmak ve protesto etmek için her yeni gün daha fazla sebep sunuyor” diye konuştu.

(soL - Dış Haberler)