Körfez ülkelerinde esaret sistemi: Kafala

Dünyanın en zengin ülkeleri arasında sayılan Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Katar gibi Körfez ülkelerinde giderek yaygınlaşan bir çalışma sistemi var: Kafala Sistemi.

(soL - Dış Haberler) Dünyanın en zengin ülkelerinden olan Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Katar gibi körfez ülkelerinde giderek yaygınlaşan Kafala sistemi olarak adlandırılan sözleşmeye göre, çalışmak için bir şirketle anlaşma yapan bir işçi, kendisini ülkeye getiren şirketten başka bir işletmede çalışamıyor. Yani işçi kendi işverenini dahi seçemiyor. Ayrıca, ülkeyi terk etmesi de yine onu getiren şirketin inisiyatifinde, çünkü pasaportuna el konuluyor. Yalnızca Suudi Arabistan'da bu sistemle çalıştırılan 1,5 milyon işçi bulunuyor. Bu sistemin en yaygın olduğu alanlar ise inşaat, kimya ve ev işleri.

2022 Dünya Kupası'nın Katar'da yapılacak olmasından dolayı ülkede inşaat sektörü son derece faal. Çalışmak amaçlı ülkeye getirilen işçilerin hemen hepsinin kafala sistemine göre iş sözleşmelerinin yapıldığı biliniyor. Kötü çalışma koşullarından dolayı, şu ana kadar yalnızca inşaat sektöründe 1300 işçinin yaşamını yitirdiği ve 2022'ye dek bu 'sayı'nın 40 bin insanı bulacağı tahmin ediliyor.

Birleşik Arap Emirlikleri nüfusunun yaklaşık yüzde 90'ı göçmen işçilerden oluşuyor. Katar nüfusunun yüzde 85'i göçmen işçiden oluşurken, Suudi Arabistan'da çalışan yaklaşık 8 milyon göçmen ise ülke nüfusunun üçte birini meydana getiriyor. Sözü geçen göçmen işçi oranlarının tamamı kafala adı verilen çalışma sistemiyle Körfez ülkelerinde bulunmuyorsa da, son İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütü raporunda (1) da belirtildiği gibi, bu sistemin genişletilmesi yönünde çabalar var.

Kafala sisteminin asıl mağduru kadınlar
Kafala sisteminin en olumsuz yanlarından biri de özellikle ev işlerinde çalışan kadınlar için başta cinsel taciz riski olmak üzere, kuralsızlığın günlük hayata hakim olması.

Birleşik Arap Emirlikleri'nde 146 bin kafala sözleşmesine göre ev çalışanı kadın var. Çoğunluğu Endonezya, Siri Lanka ve Filipinler'den geliyor. HRW'ın raporunda ev işlerinde çalışan 99 kadın ile yapılan röportajda ortaya çıkan tablo şu: Röportaja yanıt veren kadınların üçte birden fazlası kendilerine ev sahibi patron tarafından şiddet uygulandığını belirtirken, azımsanamayacak bir oran da cinsel tacize uğradıklarını dile getiriyor.

Günde ortalama 20 saat çalıştırılıyorlar. Haftada 7 gün ve yıllık izin yok. Pek çoğu aylık maaşlarını bile alamıyor. Üstelik ya şikayet edebilecekleri bir merci yok ya da kimse kendileriyle ilgilenmiyor. Örneğin, Farah S., 23 yaşında, Endonezyalı genç bir kadın. Meseleye ilişkin şöyle diyor, ''İş, aracı acenta tarafından bize söylendiği gibi değil. Bütün gün yemek pişir, bulaşık yıka, çamaşır yıka, temizlik yap... Molasız tabii...''.

Farah S.'nın aracı firmaya ulaşma çabasına ev sahibi kadının yanıtı ise, ''Ben seni satın aldım'' olmuş.

2006'da HRW tarafından yayınlanan 133 sayfalık benzer bir raporda da toplam 142 röportaja yer verilmişti. (2) Suudi Arabistan'da ev işçisi olarak çalıştırılan kadınlarla ilgili cezaî uygulamalar pek çok kez işleme konulmuş. Tutuklama ya da kırbaç cezası gibi cezalara çarptırılmışlar. Gerekçesi ise hırsızlık, aileyi bozma, hatta 'büyücülük'.

İnsan Hakları İzleme örgütünün (HRW) Suudi Arbistan çalışanı Nisha Varia'nın 2006 Raporu'na yaptığı değerlendirmeye göre, Suudi Arabistan'da ev işlerinde çalışan yabancı kadınların durumu yarı kölelik olarak nitelenebilir. Bu rapordan kimi röportaj örnekleri ise şunlar:

Siti Mujiati Endonezyalı bir ev işçisi. Cidde'de çalışıyor. HRW ropörterine şunları söylüyor: ''Benim işverenim bana 6 yıl, 8 ay boyunca Endonezya'ya bir kez olsun gitmeme izin vermedi. Bir kez olsun maaş almadım. Tek bir riyal dahi...'' (11 Aralık 2006)

Bir başka örnek: Haima G. Filipinli ev işçisi ve Riyad'da çalışıyor. Kendisiyle yapılan röportajında şunları dile getirme cesaretini gösteriyor: ''İşveren bana defalarca tecavüz etti. Bana diyor ki 'Ben seni 10 bin riyala satın aldım'...'' (7 Aralık 2006)

Siri Lankalı Ponnamma S. da Riyad'da ev işinde çalışan bir genç kadın: ''Bir buçuk yıldır maaş almıyorum. Maaşımı istediğimde ise her defasında dayak yemek zorunda kalıyorum. Sırtımda hâlâ yara izi var. Her defasında, para istediğimde dayak var...'' (14 Aralık 2006)

(1) http://www.hrw.org/node/129798
(2) „‘As If I Am Not Human’: Abuses against Asian Domestic Workers in Saudi Arabia“ (2006)
(3) http://www.spiegel.de/politik/ausland/uae-vereinigte-arabische-emirate-b...