Anti-komünist sendika 30 yaşında

Polonya'da sosyalist rejimin çözülüşünde önemli bir rol oynayan anti-komünist "Dayanışma" ("Solidarnosc") sendikasının 30. yıldönümü "kutlanıyor".

Eylül 1980'de Gdansk'taki Lenin Tersanesi'nde kurulan Dayanışma sendikası, 1981 yılında yapılan ilk ulusal kongresinde başkanlığa, çözülüşten sonra Polonya devlet başkanı da olacak anti-komünist lider Lech Walesa'yı getirdi. Walesa ve arkadaşları, zaten hali hazırda katolik Kilisesi destekli bir anti-sovyet sol gruba önderlik ediyorlardı. Yine sendikanın birinci kongresinde alınan kararlara göre, sendika Polonya için "kendi kendini yöneten bir Cumhuriyet" yönetimi istiyordu.

Kilise'nin rolü
Özellikle Papa 2. John Paul'ün "fakir ve dışlanmış insanlarla dayanışma" temalı risalesinin yayımlanmasıyla birlikte Katolik dünyasında kurumsal olarak anti-komünizmin dozunun yükseltilmesine paralel olarak, Dayanışma sendikasının Papalık tarafından yoğun bir biçimde desteklenmesi de beraber yürür. Sendikanın başarısında Kilise'nin rolü o zamanlarda da açıktan biliniyordu. Örneğin Lech Walesa, Katolik inancını sürekli olarak kamuya açıklama ihtiyacı duyarken, Papa John Paul'ün sendikaya olan ilgisini doğrulamış ve "Kutsal Peder görüşmelerimiz boyunca bizim ne kadar kalabalık olduğumuzun ispatlandığını ve korkmamamız gerektiğini söyledi" demişti.

Bunun yanı sıra, grevdeki Dayanışma işçilerine vaaz veren rahip Jerzy Popiełuszko'nun öldürülmesi Katolik Kilisesi ve sendika tarafında işçilerin sendikaya ve Kilise'ye yakınlaşması için kullanılırken, grevlerde fabrika duvarlarına Bakire Meryem ve Papa John Paul portreleri asılmaya başlandı.

Çözülüşün baş aktörü
Çeşitli yasal sınırlamalarla sendikanın gücünü sınırlamaya çalışan Polonya hükümeti, başarılı olamayınca uzlaşma yoluna gitmeye zorlandı. Hükümet ve başını Dayanışma sendikasının çektiği muhalefet arasındaki görüşmeler neticesinde, 1989 yılında "yarı-özgür" seçimler yapıldı. Ağustos ayında sendikanın belirlediği bir kabine iş başına gelirken, Aralık 1990'da Lech Walesa devlet başkanı seçildi.

Sendikanın en güçlü olduğu dönemlerde yaklaşık 10 milyon civarında üyeye sahip olduğu tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra, CIA ve NATO gibi kurumların da Sovyetler Birliği'ni zayıflatmak için Kilise'yi de kullanarak Dayanışma'ya yardım ettiği iddia ediliyor.

Çözülüşten sonra 'Dayanışma'ya ne oldu?
Sosyalist sitem çözülmeye başladığı sırada yapılan seçimlerde büyük başarılar kazanan sendika çözülüşün ardından sıradan liberal bir sendikaya dönüşmeye başladı. Yanı sıra çözülüşten sonra hükümette bulunan Dayanışma ağırlıklı koalisyon, ekonomik problemleri çözmek konusunda başarısızlığa uğrar, ekonomik kriz ve grevler başlar. 1993'te yapılan seçimlerde ise sosyal demokratlar iktidara gelir.

Polonya'da sosyalist hükümet iktidarında, sendikanın onayı olmadan ve belli kurallara uyulmadan hiçbir işçi işten atılamıyordu. Şimdiki Polonya rejiminde ise işçilerin böyle bir hakkı yok. Gdansk tersanesinde çözülüşten önce yaklaşık 19 bin işçi çalışırken, daha sonra özelleştirmeler eliyle işçi sayısı 3 bine kadar gerilemiş durumda. Sendikanın çözülüşten önce on milyonları bulan üye sayısı ise şimdilerde 1 milyon civarında. 'Dayanışma'nın toplumsal etkisi de aynı derecede azalmış durumda.

(soL - Dış Haberler)