Küresel ısınma kutupları deniz ticaretine açtı

Küresel ısınmayla gelen buzulların erimesi Kuzey Kutbu’na yakın bölgelerde adaları gün yüzüne çıkıyor. Geçen yüzyılın başından beri yeni adalar keşfediliyor ama İngiliz basını Rusya’nın yeni keşfedilen 5 adayı kendine dahil etmesini dert edinmiş durumda. Öte yandan Kuzey Kutbu’nda buzulların erimesiyle ortaya çıkan adaların ilhakı tüm emperyalist devletler için son yılların rekabet konusu.

soL - Kaya Emre Uzmay

Üç yıl önce üniversite öğrencisi Marina Migunova tarafından keşfedilen 5 ada Rusya sınırlarına dahil edildi. Marina Migunova, Nansen Buzulu'nun altında kalan ve Novaya Zemliya takımadalarının parçası olan Vize Koyu'ndaki adaların varlığını St Petersburg'daki Amiral Makarov Akademisi'nde öğrenciyken 2016'da keşfetmişti.

Bu haber İngiliz basını ve Türkiye’deki ‘bağımsız basın’ tarafından Rusya’nın toprak genişletmesi olarak servis edildi, 'Rus ayısı' sıcak denizlere inmekle yetinmiyor, Kuzey Kutbu’nda panslavist maceralara girişmiş gözüküyordu. Ancak buzulların erimesi sadece Rusya’nın farkettiği bir vaka değil, eriyen buzullar üzerinden rekabette Danimarka, Kanada, Çin ve elbette ABD de var.

BUZULLAR ERİYOR, DÜNYA KAVRULUYOR AMA EMPERYALİST SERMAYE BURADA GÜMRÜK FIRSATI GÖRÜYOR

20. yüzyılın başından itibaren Kuzey Kutbu’nun keşfi bir coğrafi maceranın pek de ötesine gidememişti sermaye açısından. Ancak SSCB’yi tehdit etmek için Arktik keşifler yapmak ABD’nin aklına 1950’lerde geldi. 1958’de ABD Deniz Kuvvetleri tarafından yapılan askeri keşifleri daha sonrasında 1968’de ABD Hava Kuvvetlerinin askeri keşifleri takip etti, amaç kızılları hiç beklemedikleri yerden vurmaktı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı satın almak istemesi bu nedenle akıllara Harry Truman’ın aynı teklifi askeri amaçlarla yapmış olmasını getirdi.

Küresel ısınmanın yarattığı çevre felaketlerine ek olarak, Kutup Dairesi’nde buzulların erimesi ve yeni adaların ortaya çıkmaya başlamasıysa 1972 yılından itibaren yapılan gözlemler sonucu farkedildi. 1972’yle 2018 arasında yapılan gözlemler sonucu 34 yeni adanın su yüzüne çıktığı gözlemlenirken bu adaların Norveç, ABD, Kanada ve Danimarka tarafından ilhakı söz konusu oldu.

Kuzey'de buzulların erimesi sonucu ortaya çıkan adalar Kaynak: Polonya Bilim ve Yükseköğretim Bakanlığı

‘DAHA AZ BUZ DEMEK YENİ TİCARET YOLLARI DEMEK’

Adaların paylaşımı ve ilhakını ‘düzenlemek’ için 1996’da Arktik Konseyi’nin kurulması beraberinde bu ‘Kutup İpek Yolu’nun hakiminin kim olacağı sorusunu getirdi. Şimdiye kadar, sekiz üyeli Arktik Konseyi’nin (Kanada, ABD, Rusya, Norveç, Danimarka, İsveç, Finlandiya ve İzlanda, gözlemci olarak Çin ve Hindistan) yaptığı çalışmalarsa “bilimsel araştırmalara öncelik verilmesi ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma için dikkatli kurallar koyma” olarak tanımlanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump küresel ısınmanın bir ‘Çin aldatmacası’ olduğunu söylüyor ama ABD Başkanı da bu yeni açılan ticaret yolunun varlığının farkında. ABD Kongre’sinin bir uzantısı olarak çalışan Wilson Merkezi’nden Michael Sfraga, konuya dair Bloomberg’e verdiği bir söyleşide “Daha az buz daha fazla erişim demektir… Önümüzde gerçek zamanlı olarak açılan bir okyanus var.” yorumunda bulunuyor.

Dünyanın en küçük okyanusu olan Arktik Okyanusu’nun sadece beş ülkeye sınırı mevcut. Kuzey Kutbu merkezli çizilen dünya haritaları, 14 milyon metrekarelik bir okyanusun, zirvelerin üzerinde yükselen 1.800 km Lomonosov Sırtı ile ikiye bölünmüş olarak gösteriliyor, okyanus yatağına 3.500 metre uzaklıkta olan Lomonosov Sırtı Sibirya'yı Kanada'nın Ellesmere Adası'na bağlamakta. Danimarka’ya bağımlı Grönland’sa dünyanın en büyük adası olarak görülüyor.

Kutup merkezli harita

Sınırdaki her ülke Arktik Okyanusu tabanı ve kaynakları üzerinde egemenlik talep etme planları ve stratejileri oluşturduğundan, bölgesel kontrol üzerinde çatışmalar söz konusu. Kanada, Rusya, Danimarka ve Norveç, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine göre faaliyet gösteren Kıta Sahanlığı Sınırları Uluslararası Komisyonu'na uyarak bölgedeki adalarda hak iddia ediyorlar.

BÖLGENİN YERALTI ZENGİNLİKLERİ

Mayıs ayında Finlandiya'daki Rovaniemi kentinde yapılan toplantıya kadar, Arktik Konseyi’nde gerçekleşen tartışmalarda askeri ve stratejik sorunlar pek rastlanmıyordu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun ‘katkısı’ üzerine oturum iklim değişikliği yerine Rusya ve Çin’le yapılan rekabetin tartışılmasıyla geçmiş bulundu.

ABD’nin yürüttüğü jeolojik araştırmalara göre, dünyanın keşfedilmemiş petrolünün yüzde 13'ü ve keşfedilmemiş doğal gazının yüzde 30'una ek olarak bölgede ‘nadir toprak elementleri’ adı verilen lantanitlerle birlikte itriyum ve skandiyum elementlerinin rezervleri bulunuyor.

KUTUPTAN GEÇEN ‘BİR KUŞAK BİR YOL’

Buzulların erimesiyle canlanan bir başka tartışmaysa bölgenin artık ticaret yolu olarak kullanılması anlamına geliyor. Malum dünyanın düz olmadığının kanıtlanması, Güney Çin Denizi’nden Hollanda’ya gidecek gemiler için birden fazla yol imkanı veriyor, buzulların erimesiyse mevcut en kısa yolun kullanılabilir hale gelmesi anlamına geliyor.

David Dodwell, Çinin en zengin patronu Jack Ma’ya ait olan South China Morning Post’da yayınlanan yazısında “Buzun erimesiyle, Japonya'nın yakınında Petropavlovsk-Kamchatsky'den Norveç yakınlarındaki Murmansk'a bir kez geçilemeyen 14.280 km Arktik Okyanusu yolunun yılda üç ay boyunca açık olduğu”na dikkat çekerken müjdeyi vermiş durumda! Küresel ısınma sayesinde (!) bu yol 2050'ye gelindiğinde yılın 6 ayı boyunca açık olacak.

Bu rota, Süveyş Kanalı'ndan geçen 23.200 kilometrelik nakliye yolundan yüzde 40 daha hızlı olmanın yanı sıra, nakliyecilerin yakıt maliyetlerinden binlerce dolar düşecek.

Kuzey Denizi Yolu'yla Süveyş Kanalı'ndan geçen yolun karşılaştırması

DÜNYA KÜÇÜCÜKMÜŞ MEĞERSE

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz dönemde yaptığı bir konuşmasında 18. yüzyıl şairi Mikhail Lomonosov’un Rusya’nın Sibirya’ya doğru genişleyeceği yönündeki öngörüsünü şöyle dile getirmeyi tercih etmişti: “Şimdi Rusya’nın Arktik’te bu ve gelecek yüzyılda genişleyeceğini güvenle söyleyebiliriz. Burası en büyük maden rezervinin bulunduğu yer. Burası çok iyi ve verimli olacağından emin olduğum gelecekteki bir ulaşım arterinin bulunduğu yer: Kuzey Denizi Yolu.”

Azalan buz tabakasına doğru hamle yapan Rusya, alt yapı açısından rakiplerinin önüne geçmek için birkaç adım attı. 7 metre kalınlığındaki buz tabakalarını kesebilen yeni nesil buz kırıcılarının imalatı Sibirya’daki tershanelerde başlarken Yamal Yarımadası'na 27 milyon dolarlık yeni bir tesis inşa edildi. Rusya aynı zamanda sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) projesine yatırım yaptı ve LNG fabrikasından Sabetta Limanı'na bir demiryolu inşa etti ve Kuzey Kutbu ticaretini Avrupa, Çin ve Güney Kore'ye genişletti.

Kuzey Kutup taşımacılığı ve lojistiği üzerine bir Norveç bilgi merkezi olan Kuzey Kuzey Lojistik Merkezi'ne göre, 2018'de Kuzey Denizi Yolu’ndan diğer yollara toplam 491.000 ton kargo nakliyesi yapıldı.

HEDEF 2024; RUS MODELİ YAP İŞLET DEVRET

Rusya Kuzey Deniz Yolu'nu birinci derecede bir öncelik haline getirdi ve Vladimir Putin, görevini 2024'te sona erdirdiği zamana kadar bölgede benzeri görülmemiş bir gelişme talep ettiğini açıkça belirtti. Putin tarafından belirlenen genel Kuzey Denizi Yolu nakliyesi hedefi, 2024 yılına kadar yıllık toplam 80 milyon ton mal içeriyor.

Rus hükümetiyse sermayedarları Kuzey’e doğru çekmenin yolunu bulmuş durumda, Kuzey Kutbu'na yatırım yapan şirketlere önemli miktarda vergi indirimi teklif etmenin gündeme gelmesinin yanı sıra Rus nükleer enerji şirketi Rosatom bölgedeki alt yapı çalışmalarının büyük kısmını üstlenmiş durumda.

Yeni nesil nükleer buz kırıcılar donmuş Kuzey Kutbu’ndaki buzullarını eski modellere göre çok daha verimli ve hızlı bir şekilde kesebilir durumda. Bu gemilerde bulunan küçük modüler reaktörler 175-315 MWt enerji kullanabiliyor ve 50 metre genişliğiyle beraber 70 bin ton deplasmanla en büyük tankerlerin bile ihtiyaçlarından fazla kapasiteye sahip. Küçük modüler reaktörler sadece buz kırıcılarını değil aynı zamanda limanları besleyecek kadar kompakt ve güçlü.

Bu yılın başlarında Rosatom, şu ana kadar dünyanın ilk ve tek yüzen nükleer enerji santralini kurdu. Bu  santral, Rosatom'un buz kırıcıları çalıştırmak için kara tabanlı küçük nükleer santralleri için bir alan geliştirmeyi düşündüğü Çukotka bölgesinde yer alacak.

Yüzen bir nükleer santralse, şu anda neredeyse yaşamın esamesinin okunmadığı tüm ıssız Arktik bölgesinde de kıyı altyapısı gelişimini arttırabilir.

Kuzey Kutbu petrol ve doğalgaz yatakları Kaynak: Geology.com

DONALD TRUMP GRÖNLAND’I EMLAKÇILIK YAPMAK İÇİN İSTEMİYOR

Geçtiğimiz haftalarda Donald Trump’ın Grönland’ı Danimarka’dan satın almayı istediği gündeme gelmişti. Danimarka’nın sömürgesini satmayı tercih etmediğini açıklamasının ardındansa ABD Başkanı, Kopenhag seyahatini iptal etmeyi tercih etmişti. Olay liberal medyada ‘Emlakçı Kafasızlığı’ olarak tiye alınırken ABD Başkanı da Grönland’ı satın aldığı zaman oraya bir ‘Trump Tower’ inşaa etmeyeceğini söyleyerek Demokrat Parti’lilerin vizyonsuzluğuyla dalga geçerek konuyu kapatmıştı.

Müteahit kökenli ABD Başkanı’nın gerçekten Grönland’da bir rezidans yapmayı düşünüp düşünmediği tartışması bir tarafa, Grönland’ın talep edilmesi vakası daha öncesinde ‘Sovyet tehdidine karşı bir ileri karakol’ olması niyetiyle ABD Başkanı Harry Truman tarafından gerçekleşmişti.

Ancak Trump yönetimi soğuk savaş politikalarından farklı olarak kutba baktığında sadece bir askeri üs değil kazılmayı bekleyen topraklar görüyor.

KÜRESEL ISINMA DİYE BİR ŞEY YOK ABD’NİN SONDAJ ÇALIŞMALARI VAR

ABD yönetimi, küresel ısınmanın varlığını inkar etmekte haksız sayılmaz. Konu şu ki küresel ısınma var ancak ABD için yeteri kadar yok. Kuzey Kutup dairesinde buzulların erimesi söz konusuyken, buzulların Rusya tarafında kalanları, Kanada ve ABD tarafında kalanlarından daha hızlı eriyor, bu durum da Rusya’nın rakiplerine karşı daha avantajlı olmasını sağlıyor.

ABD, Arktik’te süren yarışa ciddi girişini Trump yönetimine borçlu. Bu yılın Ocak ayında, Trump yönetimi, selefi Barack Obama yönetimi tarafından engellenmiş olan dış kıta sahanlığı, Alaska’nın kuzey sahili bir kısmı ve Kuzey Kutbu Ulusal Yaban Hayatı Sığınağı’nda sondaj çalışmalarını başlattı.

OLMAZSA OLMAZ: FÜZELER, UÇAKLAR, SAVAŞ GEMİLERİ...

Kutuplardaki ekonomik faaliyetleri elbette silahlanma faliyetleride takip ediyor. Bölgede Rusya ve ABD’nin ilhak ettiği adalarda bulundurdukları askeri varlık gittikçe artmakta.

Rusya Kuzey Denizi Yolu üzerinde bulunan 6 adaya askeri üs kurmuş durumda. Rusya, 2012'den bu yana, Kuzey Kutbu'ndaki askeri varlığını hızla hava ve denizcilik teknolojilerine odaklanarak geliştirdi. Toplamda, Rusya, dört yeni kutup tugayı muharebe ekibi, on dört operasyonel hava alanı, on altı derin su limanı ve 40 buz kırıcıyı bölgede faaliyete geçirmiş durumda. Karşılaştırma için, ABD’de yalnızca bir çalışan buz kırıcı bulunmakta.

‘ARKTİK İLK MÜDAFA HATTIMIZ’

Soğuk Savaş süresince SSCB’yi işgal etme planları kapsamında Arktik’teki varlığını arttıran ABD, Rusya’nın bölgeye giriş yapmasının ardından bölgeyi silahlandırmada geri kaldığının farkına bu yıl varabildi.

ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Terrence O’Shaughnessy, bölgede artan askeri faaliyetleri tanımlamak için “Arktik ilk müdafa hattımız” sözlerini kullanmıştı. Bölgede buzkıran eksikliğinin farkında olan ABD Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik kurumu, Mississippi’deki tersanelerle, yeni bir buzkıran filosu imal etmek için 1,9 milyar dolar değerinde sözleşme yaptı.

Benzer bir şekilde NATO’nun bölgede 50 bin askeri personel 150 uçak, 65 gemi ve 10 bin araçla büyük bir tatbikat düzenleyeceği açıklandı.

ABD GERİ KALIYOR, RUSYA AB’YE GİDEN TİCARET YOLUNUN HAKİMİ OLUYOR

ABD’nin tarafındaki buzulların hala Trump’ın beklediği gibi erimemesi ve Rusya’nın bölgedeki alt yapı çalışmalarının üstünlüğü, AB'ye giden ticaret yollarını ve yeraltı zenginliklerini Rusya’ya bırakmış durumda. Nord Stream gibi boru hattı projeleri Almanya merkezli ülkeleri yeri geldiğinde ABD’ye muhalefet edip Rusya’yla aralarını bozmama arayışına sokarken, sadece Rusya’nın egemen olduğu bir ticaret yolu NATO üyeleri içerisinde daha çok şüphenin var olmasına sebep olabilir.