Komünist gençler 50 yıl sonra 'Prag Baharı'nı değerlendirdi

Mayıs 1968'in 50'nci yılında Çekya'dan Komünist Gençlik Birliği (KSM), Türkiye Komünist Gençliği'nin sorularını yanıtladı.

Bohemya ve Moravya Komünist Partisi'nin gençlik kanadı olan Komünist Gençlik Birliği (KSM), Türkiye Komünist Gençliği'nin "Prag Baharı" denen süreçle ve Çekoslovakya'daki sosyalizm deneyimiyle ilgili sorularını yanıtladı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlk olarak, ülkenizdeki sosyalizm deneyimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu anki mücadelenizde bu tarihin size sağladığı ideolojik kazanımlar ve politik dersler nelerdir?

Ülkemizdeki sosyalist inşa halklarımız için önemli bir deneyimdi. Ülkemizde ilk kez işçi sınıfı hüküm sürdü ve artı ürün onu yaratan işçi sınıfının oldu. Yeni toplumda ekonomide hızlı bir gelişme, kırsal kesimlerde kolektif tarımda yükseliş vardı. O çağa özgü durumların yanı sıra devrimci öznenin hataları da çözümlerin yeterince iyi olmamasına yol açtı.

1917'deki Büyük Ekim Sosyalist Devrimi'nden farklı olan özel durumu göz önünde tutmamız gerekmektedir. Sosyalist inşa, halkın nazizm ve faşizm karşısındaki zaferinden sonra işçi sınıfının ilk devleti olan SSCB’nin büyük fedakarlıklarıyla ve katkısıyla açılmıştır. Bu yenilgi aynı zamanda Nazi işgal güçleriyle işbirliği yapan burjuva sınıfını da zayıflatmıştı. 1945 devriminin milli demokratik karakterine rağmen anti-faşist zafer, gelişmesini böylece sosyalist devrime doğru kaydırdı. Bütün partilerin programında özel olarak sosyalizm yer alıyordu. Ayrıca, endüstriyel kalkınma düzeyi ve işçi sınıfının örgütlülüğü (özellikle Çek ülkelerinde) nispeten gelişmişti. İşçi sınıfı ve köylü örgütlerinde ve iktidarda oynamalar olsa bile 1948 Şubat zaferi büyük ölçüde parlamento düzeyinde yerleşti. Bu gelişme, aşağıdaki gelişme ve mücadelelere işaret ediyor. Bu işaretlerden biri ulus sorununun çözümüydü. Sosyalist sistem devletleri, I. Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan ve Avrupa'daki proleter devriminin yaygınlaşmasına karşı olan Versay sisteminden miras kalan devlet sınırlarına sahipti. Sosyalist dönüşüm işçi sınıfında ve Çekoslovakya Komünist Partisi içinde burjuva-demokratik “Masaryist” görüşleri de bırakmıştı. (Masaryk - 1918-35 yılları arasında burjuva Çekoslovak Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı) Avrupa'daki diğer yeni halk demokrasilerinde ve sosyalist ülkelerde de benzer özellikler mevcuttu. 

Komünist Partinin Sosyalist Çekoslovakya'daki öncülük rolü 50 yıl önce ne durumdaydı?

Macaristan'daki karşı-devrimin ardından, emperyalizm doğrudan şiddetli çatışmanın hedeflenen sonuçlara götürmediğini ve sosyalizme iktidardaki Komünist Parti'nin içinden saldırmak gerektiğini öğrenmişti. Bu nedenle kapitalizmi yeniden kurmak için taktiklerini değiştirdiler. Bu adım, memnuniyetsiz insanları parti ve resmi kuruluşlara üye olmayı tavsiye etme yönünde oldu. Çekoslovakya Komünist Partisi (KSČ) üyeliği, yetişkin Çekoslovakya nüfusunun yüzde 13'ünü kapsıyordu ve çoğu üye sosyalist inşanın gereklerini karşılamıyordu. Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin (SBKP) XX. Kongresi'nden sonra ortaya çıkan komünizme doğru çelişkisiz gelişimle ve sınıf savaşımının sona ermesiyle ilgili ütopik anlayışların yol açtığı dikkat kaybını da unutmamalıyız. 1960 Anayasasında KSČ Birinci Sekreteri ve Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Antonín Novotný'nin önderliğinde sosyalizme ulaşıldığı ve sosyalist cumhuriyet içindeki sınıf mücadelesinin sonuna gelindiğinin yazılması bu süreçlerin bir tezahürüdür.

Buna karşın, çelişkiler ve mücadeleler toplumdaki yerini korudu. Artırılan 3. beşinci yıllık plan 1963'te çöktü ve ekonomi kısa vadeli planlarla yönetilmek zorunda kaldı. Bu başarısızlığın sebepleri arasında, olasılıklar hakkındaki fazlaca öznel varsayımlar ve emperyalizmle çatışmanın tırmanması yatıyordu. (Emperyalizmin doğrudan askeri saldırısı durumunda Çekoslovak ordusu saldırıyı ilk elden durdurmak zorundaydı. Kızıl Ordu Çekoslovakya'da mevcut değildi.) Çin Halk Cumhuriyeti ile diğer sosyalist ülkeler arasındaki ayrışma da büyük önem taşıyordu, çünkü büyük oranda Çin'e yönelmiş olan Çekoslovak sanayi ihracatının büyük kısmı gerçekleşmedi. Ekonomik sorunlar, çözüm talep eden diğer çelişkileri de keskinleştirdi.

Slovakya konusundaki çözülmemiş ulus sorunları hızla su yüzüne çıktı. SBKP'nin XX. Kongresi sonrasının politikasının etkisi altında gerçekleşen rehabilitasyon süreçleri, 1950'lerin keskinleşmiş mücadelelerinden gelen kararları iptal ederek, hareketten ayrışmaya başlayan bireylerin KSČ önderliğine yerleşmesine neden oldu. Küçük burjuva havaları arttı, öncelik aydın sınıfının görüşlerine bırakıldı ve işçi sınıfının öncü rolü azaldı.

Alexander Dubček kimdi ve siyaseten neredeydi? Bu sözde Prag Baharı neydi? 1968’de aslında ne oldu?

Çözümlenmemiş çelişkiler, 1968 yılında KSČ Merkez Komitesi'nin Ocak'taki genel kurulunda Antonín Novotný'nin Birinci Sekreterlik görevinden çıkarılmasıyla sonuçlandı. Genel kurula partideki birkaç akım katılmıştı. Slovakya Komünist Partisi'nin (KSS - KSČ'nin bileşeniydi) karar sürecindeki etkisi ve liderlerinin Çekoslovakya'yı federalize etme çabaları konusunda sahip olduğu hoşnutsuzluk büyük rol oynadı. Çeşitli görüşlerin birleşmesinden, uzlaşma ortaya çıktı ve birinci sekreter olarak zayıf bir politikacı olan CSS eski lideri Alexander Dubček seçildi. Gerçek ekonomik sorunlarla ilgili eleştirilerden yararlanan ve Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi'ndeki ilişkilerin zayıflatılması ve merkezi planlamanın zayıflatılması için baskı yapan piyasacı-sosyalist Ota Šik'i de anmalıyız. Üretim araçlarına yatırım yapma değil, tüketim mallarını satın alma amacıyla dış borç alınması için çabalıyordu. 1989'dan sonra restore edilen kapitalizme benzeyen bir şekilde, sosyalist ülkeler arasında karşılıklı değişim yerine, kapitalist ülkelere düşük değerli malların ihraç edilmesiyle elde edilen fiyat farklılıklarının kullanılması eğilimi vardı. Tarımsal kooperatifleri yok etme (kırsal kesimde beklenen olumlu yanıtla karşılaşmadı) ve hatta Varşova Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması'ndan ayrılma önerileri dile getirildi. Özellikle emperyalist tırmanış zamanında bu, sosyalist sistem için oldukça tehlikeliydi.

Sosyalist kuruluşa karşı savaşmak için hapsedilen kişileri birleştiren K231 kulübü gibi yeni oluşumlar kuruldu. Söz konusu kulübün liderliğinde yabancı istihbarat örgütlerinin doğrudan temsilcileri ortaya çıkmıştı. Gençliğin birleşik örgütlülüğü kırıldı.

Yeni olaylar kendiliğinden gelişmemişti. Partideki ve dışındaki sağcı güçler kitle iletişim araçlarını kamuoyunu yönlendirmek için ustaca kullandılar. Anti-Sovyetizm resmi medyada daha sık görülür oldu. Temmuz 1968'de Prag'daki sanayi tesisinin 99 çalışanı Sovyet gazetesi Pravda'ya bir mektup yazarak Çekoslovakya'daki Anti-Sovyetizme karşı protestolarını ifade etti. Meydana gelen gelişmelere katılmayan komünistler “tutucu” olarak adlandırılanlarken, bunun karşısındakiler “ilerici” olarak tanımlanıyordu. 1956'da Macaristan'daki olaylar sırasında yaşandığı gibi, muhalif komünistlerin (karşı-devrim emri uyarınca) tutuklanması için plan bile vardı.

Peki ya Varşova Paktı'nın askeri müdahalesi?

Dubcek'in muhtemelen en başta Sovyetler’in desteğine sahip olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. 1968 yılında sosyalist devletler, karşı devrimci güçlerin yükselmesini tedirginlikle seyretti. Müttefikler arasındaki toplantılarda gelişmeler açık bir şekilde tartışılıyordu ve Dubcek de kararlara uygun hareket edeceğinin sözünü veriyordu. 3 Ağustos 1968’de Çekoslovakya, Bulgaristan, Demokratik Alman Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Sovyetler Birliği’nden parti temsilcilerinin Bratislava’da düzenlenen son toplantısından çıkan ortak kararda, partilerin emperyalizme karşı mücadeleyi ve sosyalizmin kazanımlarını savunmayı birlikte yürütecekleri yer almaktaydı. Fakat KSČ gerici ve karşı devrimci örgütlere karşı bir hamlede bulunmadı.

Bir noktada Çekoslovakya'da gerici kalkınmadan korkan enternasyonalist güçlere artık yardım etme kararı alındı. 21 Ağustos 1968’de Varşova Paktı üyesi beş müttefik, Çekoslovakya topraklarına girdi. Sıkça anlatılan hikayelere aykırı olarak, askerler hükümeti şiddete başvurarak devirmedi. Ne yazık ki, KSČ'nin Presidyumu'ndaki sağ kanat olacakları önceden biliyordu, inisiyatifi ele aldı ve Çekoslovak halkını müttefik kuvvetleri engellemeye çağıran bir bildiri yayımladı. Bu açıklama durumu tırmandırdı. Parti içindeki ve dışındaki sol iyi hazırlanmış ve örgütlenmiş değildi. “Prag baharı”nın muhalifleri terörize edildi, sözde işbirliği için intikam konusunda uyarıldılar. Kitle iletişim araçları benzer şekilde çalıştı. “İlericiler”, KSČ'nin olağanüstü kongresi olarak adlandırdıkları gayri meşru bir toplantı düzenlediler (diğer şeylerin yanı sıra Slovakya'nın ilgili temsilcileri bile yoktu).

Bu arada KSČ Presidyumu ve cumhurbaşkanı Ludvík Svoboda durumun nasıl çözüleceğini tartışmak üzere Moskova'ya gitti. Sovyet ve Çekoslovak önderliği arasındaki durumun normalleşmesi konusunda bir anlaşma yapıldı. Anlaşma, Alexander Dubček'in de dahil olduğu ilgili herkes tarafından yalnız tek bir istisnayla imzalandı. Yine de, dönüşten sonra Dubček sağcı güçlerin etkisi altında kaldı, yeni anti-Sovyetik ve anti-sosyalist olaylar ortaya çıktı ve desteklendi.

Batılı kapitalist kurumlar ilk aylardaki karışıklığı kullanarak nitelikli bilim ve sanat emekçilerinin göç etmesini sağladı. Devrimci Gençlik Hareketi adlı troçkist örgüt terör saldırıları düzenlemeye koyuldu. Bir diğer doruk noktasıysa kandırılmış öğrencilerin kendilerini yakmalarıydı. Enternasyonalist kuvvetlerin -özellikle gençlik içerisinde Leninist Gençlik Birliği, kültür sanat alanında Sol Cephe- kendilerini toparlamalarıysa uzun sürdü. KSC içerisinde pragmatizm üstün gelmişti ve Slovak delege Gustav Husak parti lideri olmuştu.

Bu sözde “Prag Baharı”nın liderleri “demokratik sosyalizmin” programlarını tam olarak yerleştiremediler. Bu programın asıl içeriği 1980’lerde ve 1990’larda kapitalizmin restorasyonunda kendisini gösterdi ve uygulayıcıları Çekoslovakya’daki karşı devrimden sonra önemli konumlara yerleştiler, mesela Alexander Dubcek Federal Parlamento’nun lideri oldu.

Başka ülkelerdeki '68 Mayıs olaylarıyla aynı yıl ülkenizde meydana gelen olaylar arasında bir ilişki olduğunu düşünüyor musunuz?

Kuvvetler dengesi değiştikçe, 1960'larda sosyalizmin emperyalizme karşı mücadelelerine yönelik yeni perspektiflerin başgöstermesi kaçınılmazdı. Küba Devrimi'nin sosyalist karakterinin beyanını, Vietnam halkının kurtuluş mücadelesini, anti-emperyalist ve sömürgecilik karşıtı mücadeleleri ve diğer ülkelerdeki devrimleri, Afrika kıtasının kurtuluşunu hatırlayabiliriz. Uzay keşiflerinde ve bilimde sosyalizmin muazzam başarıları vardı. 1967'de Siyonizm ile de yeni bir yükseliş oldu. Ancak, SBKP'nin XX. Kongresi'nin ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin sosyalist sistemden ayrılmasının söz konusu sonuçları da vardı. Bu koşullarda dünya sosyalizmine karşı emperyalizm, görünüşe göre komünist hareketin çaresizce uyum sağladığı yeni yollar için arayıştaydı. Bir yanda işçi sınıfının diğer yandaysa küçük burjuvazinin ve küçük burjuva aydınlarının hâlâ geniş olan katmanları arasındaki ittifak yenilenmedi. Bu tabakalar emperyalizmin sonuçlarının gerçekten farkındaydı. Bununla birlikte, bağımsız politika arayışları sıklıkla kapitalist hegemonya altında sona erdi, ki bu da kültürel faaliyetlere yoğun olarak yatırım yapıyordu. Diğer ülkelerdeki protestolar ve anti-emperyalist hareketin ayaklanmaları da bu nedenle egemen sınıfın ve emperyalist stratejilerin bir parçası oluvermiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Marksist bir bakış açısından, gençlik mücadelesine yaklaşımınız nedir? Gençliğin sosyalist devrimdeki rolü nedir?

Lenin tarafından ifade edilen görüşe sahibiz: Gençlerin kolektif ve örgütlü bir biçimde çalıştıkları, mücadeleleri öğrendikleri ve kapitalist parıldamaya alternatifler sağlayan bir gençlik örgütüne gereksinim var. Komünist örgüt, proletaryanın ve sosyalizmin çıkarları altında toplanan yeni ahlakı yaratır. Geçmişteki sosyalist kuruluş deneyimi, yenilikçi-devrimci duruşun, işçilerin ve öğrencilerin mücadelelere ve inşaya sürekli katılımının önemini gösterdi. Devrimci girişimin her bir kaybı, işçi sınıfı iktidarı için, insanın insanı sömürmediği bir toplumun -sosyalizm ve komünizmin- inşası için felaketle sonuçlandı.

Ülkemizdeki ilerici ve komünist mirası temel alan gençlik örgütümüz Komünist Gençlik Birliği'ni (KSM) kuruyor ve biçimlendiriyoruz. KSM genç öğrencileri, işçileri ve işsizleri örgütlüyor ve anti-emperyalist ve toplumsal mücadelelere katkıda bulunuyor. Ayrıca Çek Cumhuriyeti'ndeki bilgilendirme ve eğitim çalışmalarıyla tarihin yeniden yazılmasına ve anti-komünizme karşı da mücadele ediyoruz. KSM bu çalışmasında, iktidarın örgütü dağıtma girişimleri dahil, birçok iftira ve anti-komünist saldırıyla karşı karşıya kalmıştır.