Kasım Süleymani kimdir?

ABD'nin Irak'ta düzenlediği saldırıda yaşamını yitiren İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, 1988 yılından bu yana Devrim Muhafızları Ordusu'nda komutanlık görevi yapıyordu. Süleymani, Lübnan Hizbullahı, Suriye ve Irak'ta ülkesinin dış operasyonlarından sorumlu olarak önemli işlere imza atmıştı.

soL - Dış Haberler

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, gece saatlerinde Haşdi Şabi Genel Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis ile birlikte Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınında öldürüldü.

Suikast, geçen hafta Kerkük’teki K1 askeri üssünde bir ABD’li askeri personelin öldürülmesiyle başlayan olaylar zincirinin son halkası olarak öne çıkıyor.

SÜLEYMANİ KİMDİR?

İran'ın Kirman eyaletinde doğan Kasım Süleymani, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nda uzun yıllar çeşitli görevler üstlenmiş, 1988 yılında ise komutanlık rütbesini almıştı.

Son 20 yılda ABD, İsrail ve Körfez ülkelerinin istihbarat servislerinin sistematik olarak yürüttüğü suikast girişimlerinden sağ kurtulan Süleymani, İran-Irak Savaşındaki rolü nedeniyle ülkesinde "Yaşayan Şehid" olarak anılmaya başlamıştı.

1988 yılında Devrim Muhafızları Ordusu'nda komutanlık rütbesi alan Süleymani, başta Lübnan Hizbullahı, Suriye hükümeti ve Irak'taki örgütlerle olan ilişkileri tesis etme olmak üzere ülkesinin dış operasyonlardan sorumlu şefliğini yürüttü.

Irak'ta 2005 yılında hükümetin kurulmasını takiben Başbakan İbrahim el-Caferi ve Nur el-Maliki ile İran yönetimi arasındaki ilişkilerin gelişmesine önemli rol oynadı. Bu süre zarfında Irak'taki Şiilerin en büyük temsilcisi konumundaki Bedir Örgütü, içişleri ve ulaştırma bakanlıklarında nüfuz elde etti.

2011 Suriye krizinde başta Halep olmak üzere birçok cephede Batı destekli silahlı gruplara karşı edinilen kazanımlara öncülük etti.

Bunun yanı sıra 2014'te hem Peşmerge hem de Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçlerine askeri danışmanlık bölgenin IŞİD'den kurtarılmasında büyük rol oynadı.

SUİKAST NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Dün gece saatlerinde, çevresinde ABD ve Irak güçlerine ait askeri tesislerin bulunduğu Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınına Katyuşa füzeleriyle 4 ayrı saldırı gerçekleştirildi.

Saldırı öncesinde ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği çevresinde yaşanan olaylarla ilgili olarak ABD uçakları Bağdat üzerinde alçak irtifa uçuşlar gerçekleştirmişti.

Lübnan merkezli El Meyadin kanalının iddiasına göre, söz konusu Katyuşa saldırıları hava saldırısı öncesinde gerçekleştirilmiş ‘sahte’ bir saldırıydı. Süleymani ve diğer 7 Haşdi Şabi mensuplarının öldürülmesinden ABD helikopterleri sorumluydu.

SALDIRIDA HAYATINI KAYBEDENLER KİMLER?

El Hades kanalına göre, Süleymani ve el-Mühendis’in yanı sıra saldırıda hayatını kaybedenler arasında Haşdi Şabi’nin medya sorumlularından Muhammed Rıza el-Cabiri, Süleymani’nin damadı, 2006 savaşında İsrail’e karşı elde edilen başarıyla bilinen Hizbullah komutanı İmad Muğniyye’nin damadı Samir Abdullah da yer aldı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli Sky News’e göre, Hizbullah’ın ‘Irak dosyasından sorumlu’ lideri Muhammed Kusrani de saldırıda öldürüldü; ancak bu iddia teyit edilmedi.

El Meyadin kanalı, Süleymani’nin bulunduğu konvoyun Beyrut’tan Tahran’a dönmek üzere olduğu bilgisini verdi.

GERİLİM NASIL TIRMANDI?

Irak’taki ABD varlığıyla Irak merkezli yerel milis grupları arasındaki gerilim, geçen hafta Kerkük yakınlarındaki K1 askeri üssüne düzenlenen saldırı sonucu bir ABD’li askeri personelin öldürülmesiyle başladı.

Saldırının ardından 29 Aralık Pazar günü ABD’ye ait savaş uçakları Suriye-Irak sınırında yer alan El Kaim’de Haşdi Şabi’ye bağlı Hizbullah Tugayları milislerini hedef aldı.

Saldılar hedefinde Hizbullah Tugaylarına ait 45 ve 46. Tugay üsleri yer aldı. Pentagon’dan yapılan açıklamada saldırıların, Hizbullah’a ait cephanelik, komuta ve kontrol merkezleri dahil olmak üzere 5 tesisi hedef aldığı kaydedildi. Saldırıda 28 milisin hayatını kaybettiği bildirildi.

Hizbullah Tugaylarını hedef alan saldırıyı, ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğine yönelik baskın girişimi izledi. ABD’nin bu gelişmeye yanıtı elçiliğin bulunduğu komplekse ilaveten 100 deniz piyadesi göndermek oldu.

‘IRAK'I KAYBETTİĞİMİZE HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK İKNA OLDUM'

ABD’li siyasilerin bir kısmı Süleymani’ye yönelik suikastin bölgedeki ABD askerlerinin güvenliğini tehlikeye attığı gerekçesiyle eleştirdi.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da başta İran’a yönelik “Daha fazlasını isterseniz vereceğiz” açıklamasında bulunsa da, sonrasında “Irak ve Ortadoğu’daki unsurlarımız hedef olacak” ifadelerini kullandı.

Eski ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin üst düzey yetkililerinden biri ise, Daily Beast’e yaptığı açıklamada “Irak’ı kaybettiğimize her zamankinden daha çok ikna oldum” dedi. Yetkili, “Bize desteğini açıklayacak bir grup olacağını sanmıyorum” diye ekledi.

Öte yandan ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin Demokrat mensubu Ed Markey, “Süleymani suikasti büyük ve tehlikeli bir tırmanışa işaret ediyor. Başkan Trump bölgedeki tüm Amerikalıların hayatlarını tehlikeye attı” açıklamasında bulundu.

Markey, “Askeri güç kullanımını yetkilendirebilen tek organ Kongre’dir ve savaşa giremeyiz ve savaşın içine çekilmemeliyiz” dedi.

‘SAVAŞ PİKNİK YAPMAYA BENZEMEZ'

ABD merkezli think-tank kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) Başkanı Richard Haass, Twitter üzerinden “Bir sonraki savaş, 1990'larda olduğu gibi piknik yapamaya benzemez. Savaş, tüm bölgede çok çeşitli araçlar kullanarak ve çok sayıda hedefe ulaşarak gerçekleşecek. Tüm bölge ve belki de tüm dünya savaşa sahne olacak” yorumunda bulundu.

Demokrat Başkan adayı Joe Biden, Başkan Trump suikastle ‘barut fıçısına dinamit attığını’ öne sürdü.