ANALİZ I İsrail Başbakanı'ndan dikkat çeken ziyaret

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD yönetiminin İsrail işgallerinin resmiyet kazanmasını sağlayacak 'Yüzyılın Anlaşması' planlarının tartışıldığı bir dönemde Umman'ı ziyaret etti. Filistin, ABD planını kabule zorlanırken, Körfez-İsrail yakınlaşmasının temelini İran meselesi ve ekonomik ortaklıklar oluşturuyor.

Tulga Buğra Işık

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Umman ziyareti tartışma başlattı. İki ülke arasında diplomatik ilişki bulunmazken, önceden açıklanmayan ziyaret sonradan yayımlanan fotoğraflarla duyuruldu.

Netanyahu’nun ziyaret sırasında Umman Sultanı Kabus bin Said ile görüştüğü belirtiliyor. İsrail tarafından yapılan açıklamaya göre iki ülke arasında uzun süredir temaslarda bulunuluyordu. Ziyaret bir telefon görüşmesi sırasında Sultan Kabus’un Netanyahu’yu davet etmesiyle gerçekleşti. Ziyaret tam da 'Yüzyılın Anlaşması' planlarının tartışıldığı bir dönemde gelince, Umman'ın geleneksel "aracılık" rolüne dikkat çekildi.

İSRAİL-KÖRFEZ YAKINLAŞMASI

Ziyaretin yapıldığı ülke Umman olsa da, İsrail’in Körfez ülkeleriyle yakınlaşmakta olduğu son dönemde gündemde. ABD’nin İran’a karşı politikasında hem Suudi Arabistan hem de İsrail merkezi konumda.

Resmi ilişkisi olmayan bu iki ülkenin bölgede İran varlığını azaltmak amacıyla ortak hareket ettiği ve kapalı kapılar ardında iletişim içerisinde olduğu biliniyor. Dış basına yaptığı açıklamalarda İsrail’e karşı sıcak mesajlar veren Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, İsrail ile “normalleşme” istediğinin işaretlerini vermişti.

Mısır ve İsrail ortak enerji projelerine imza atarken, Suudi Arabistan'ın yeni ekonomik planı "Vizyon 2030"da İsrail'e de yer vermek istediği söyleniyor.

NEDEN UMMAN SEÇİLDİ?">

Netanyahu’nun ziyaretini yaptığı ülke olarak Umman’ı seçmesinin birden fazla sebebi bulunuyor. Umman, geçmişte İsrail ile Körfez arasındaki temaslarda aracı rolü oynamıştı. İsrail’in eski başbakanları İzak Rabin ve Şimon Peres, 1994 ve 1996 yıllarında Umman’a ziyarette bulunmuştu. Ancak bu yıllardaki aracılık girişimleri sonuçsuz kaldı.

Umman’ın seçilmesinin bir diğer sebebiyse ülkenin görece daha düşük profile sahip olması olarak gösteriliyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, “resmi” olarak Filistin’e “destek veriyor”. İlk ziyaret noktası olarak Umman’ın seçilmesinde İsrail-Körfez yakınlaşmasında “yumuşak geçiş” arayışının etkili olduğu söyleniyor

‘YÜZYILIN ANLAŞMASI’ VE FİLİSTİN MESELESİ

ABD Başkanı Donald Trump, Körfez ülkeleriyle İsrail arasında sağlanacak anlaşmaya aracı olmaya çalışıyor. Trump yönetimi tarafından hazırlanan “Yüzyılın Anlaşması” ile İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’ün resmen İsrail’e ait olarak kabul edilmesi, Batı Şeria’daki yasadışı yerleşim birimlerinin statüsünün tanınması ve genel olarak İsrail devletinin varlığının bölge ülkelerince kabul edilmesi öngörülüyor.

İsrail kanalı Channel 10, Muhammed bin Selman’ın ABD’de Yahudi lobisiyle yaptığı görüşmede “Filistinliler ya Trump'ın planını kabul etsin ya da çenelerini kapasın” dediğini aktarmıştı. Suudi Veliaht Prens, Time’a yaptığı açıklamada da İsrail’le “ortak bir düşmanları olduğunu” ve iki ülkenin “ortak ekonomik çıkarlara sahip olduğunu ifade etti.

ABBAS DA UMMAN’I ZİYARET ETTİ

İki devletli çözüme dair bir ifade kullanılmayan plan, Filistinlilerin durumunu muğlakta bırakıyor. Trump yönetiminin anlaşma planını Filistin’e karşı tehdit olarak kullandığı ve Filistin’den anlaşma netleşene kadar İsrail’le uzlaşmasını talep ettiği söyleniyor.

Netanyahu’nun Umman ziyareti öncesinde, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın da Umman’ı ziyaret etmiş olması bunu kısmen doğruluyor. Filistin, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmesi ve İsrail’e açık destek vermesinin ardından, ABD aracılığını kabul etmeyeceklerini duyurmuştu. Umman, Filistin-İsrail görüşmelerinde aracılık rolü üstleniyor olabilir.

UMMAN ABD PLANINI DESTEKLİYOR

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD yönetiminin hazırladığı “Yüzyılın Anlaşması” planına Arap liderlerin karşı olduğunu söylemişti.

Ancak Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alevi, “İsrail-Filistin barışındaki başlıca rolümüzü, ABD yönetiminin 'Yüzyılın Anlaşması' kapsamında yaptıklarına göre şekillendireceğiz” diyerek plandan yana olduklarını ortaya koydu.

Filistin’in içine itildiği müzakerelerde ABD yönetiminin planını kabul etmeye ikna edilmeye çalışılıyor.