28 devlet ve hükümet başkanının Brüksel'de başlayan Avrupa Birliği zirvesinin en önemli başlıklarından birisi Türkiye'ye ilişkin olarak belirlendi.
AB-Türkiye üyelik süreci ve sığınmacı anlaşması ekseninde yürtütülen tartışmada Merkel'in Türkiye konusunda ikili bir tutum alması, basında ''sürpriz'' olarak nitelendi. Merkel, bir yanda üyelik sürecinin devamından ve sığınmacı anlaşmasının sürmesinden yana olduğunu ifade ederken, diğer yanda üyelik sürecinin aşamaları içinde yer alan malî ön yardımların radikal şekilde azaltılmasından yana tutum aldı.
Konu hakkında Alman basınında yer alan haber ve yorumlar şöyle:
FRANKFURTER ALLGEMEINE ZEİTUNG: 'ERDOĞAN İLE POKER'
Frankfurter Allgemeine Zeitung'un Michael Stabenow imzalı ''Erdoğan ile poker'' başlıklı haber yorumunda, ''Merkel Türkiye'i sığınmacılar konusunda övdü, ancak demokratikleşme başlığında yanlış yolda olduğunu belirtti'' deniliyor.
Türkiye ile ''böyle devam edilemeyeceği''ni vurgulayan yazar, Avrupa Birliği diplomasisinin Türk hükümeti ile ilişkiyi ''yeniden tanımlamak'' gibi bir niyetinin olmadığı, ancak üyelik görüşmelerinin olası kesilmesi durumunda, Erdoğan'ın masadan kalkmak için bir bahane elde edeceği ve bu durumu iç politikada kullanacağı ileri sürülüyor.
DİE ZEİT: 'MERKEL TÜRK HÜKÜMETİNİ NEREDEN YARALAYACAĞINI BİLİYOR: PARA'
Die Zeit gazetesinden Lukas Koschnitzke'nin Brüksel'den verdiği haberinde, ''Merkel'in amacı, Türkiye'ye daha az para vermek'' olarak açıklanıyor.
Haberin devamında, ''Merkel, şu sıra molaya alınmış üyelik sürecinin tamamen durdurulamayacağını biliyor. Buna karşın Merkel, Türk hükümetini nereden yaralayacağını da biliyor: Para.'' ifadelerine yer veriliyor.
Deutschlanfunk'un konuya ilişkin haberinde ise, Türkiye'ye yapılması öngörülen üyelik yardımının azaltılmasının hedeflendiği belirtiliyor.
DİE WELT: 'MERKEL'İN SİNSİ TÜRKİYE STRATEJİSİ'
Die Welt gazetesinden Hannalore Crolly ve Christoph Schiltz'in Brüksel'den bildirdiğine göre, ''Merkel'in Brüksel'deki sinsi Türkiye stratejisi'' başlıklı haberinde, sorunlu üyelik sürecinin sonlandırılmasa da, öngörülen mali yardımın kesintiye uğratılması konusu işleniyor.
Merkel'in Türk hükümetinin ihtiyaç duyduğu mali yardım üzerinden kesintiye ilişkin vurgusu, bir tür yola getirme stratejisi olarak ifade ediliyor.