TESEV: Para verin sivil strateji yapalım

TESEV “Güvenlik Sektörü Reformu Siyasa Raporu”nu açıkladı. Raporun Türk Silahlı Kuvvetleri üzerine odaklanarak hazırlandığı belirtiliyor.

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), demokratikleşme programı kapsamında “Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim” adıyla hazırladığı 2005 ve 2006-2008 yıllarını içeren iki almanağın özetini rapor olarak açıkladı.

Ali Bayramoğlu ve Ahmet İnsel’in danışmanlığında hazırlanan ve Hale Akay tarafından yazılan “Türkiye’de Güvenlik Sektörü: Sorular, Sorunlar, Çözümler” başlıklı raporun, “sektör” ifadesi birçok kurum ve yapıyı kapsasa da, sadece Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) üzerine odaklanarak hazırlandığı belirtiliyor.

Dernek’ten Vakıf´a “elim sende”...
Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Bürosu’nun düzenlediği konferansın 22 Kasım’da toplanan ikinci gününde, TESEV demokratikleşme programı, Dilek Kurban’ın moderatörlüğünde, Lale Sarıibrahimoğlu, Zeynep Şarlak ve Hale Akay’ın konuşmacı olduğu oturumda “Güvenlik Sektörü Reformu Siyasa Raporu” olarak tanıtıldı.

Konferansın ilk gününde TSK’nın “demokratikleşme önünde engel olduğu”, “artık taşların yerinden oynadığı”, Genelkurmay Başkanı İlker Bağbuğ’un “meşruiyet kaybını azaltmaksızın kışlaya çekilmeye çalıştığı”, “Türk Ordusunun AB ile strateji çizmesi gerektiği” ve “Türk ordusu için gerçeğin saatinin çaldığı” başlıkları, sunumlar ve dinleyici sorularına verilen yanıtlarda öne çıkmıştı.

Raporu yazan Akay’ın özet sunumu sonrasında, güvenlik kavramının kimler tarfından oluşturulması gerektiği üzerine odaklanan bir konuşma yapan Sarıibrahimoğlu, silah alımları ile tehdit belirlemesinin uyumlu olmadığını söyledi. Terörle mücadele önceliği olduğu halde bu mücadeleye uygun olmayan silah alımları yapıldığını dile getiren Sarıibrahimoğlu, vergilerin boşa gittiğini, silah alımlaryla ilgili bilgileri bile ABD’deki kuruluşlardan elde etmek zorunda kaldıklarını sözlerine ekledi.

Tarafız ama vatanseveriz...
Silah alımlarında gizliliğin gereksiz olduğunu, 1960 sonrasında oluşan “soğuk savaş örgütlenmesinin” artık geçersizleştiği için devlet değil insan odaklı güvenlik oluşturulması gerektiğini, bütün bunları yaparken de TSK’yı da ötekileştirmemeyi gözetmeyi ifade eden ikinci konuşmacı Şarlak, böylesi raporları az sayıda insanın hazırladığını, kendisinin de “vatansever vatandaş” olduğunu, projelerin sosyal psikolojik yönünün göz ardı edilmemesi gerektiğini, kimsenin tarafsız olamayacağını sözlerine ekledi.

Moderatör Kurban, 2005 tarihini kapsayan almanağın bazı bölümlerinin hazırlayanların polis akademisi öğretim üyesi kadrosunda olduğu için zamanın Genelkurmay Başkanı tarafından ağır bir şekilde eleştirildiğini ve TESEV’in hazırladığı “Kürt Sorununun Çözümüne Dair Bir Yol Haritası: Bölgeden Hükümete Öneriler” başlıklı raporun hazırlanması sırasında, görüş bildirenlerin Kürtleri temsil edip etmediği tartışmalarını hatırlattı.

Güvenlik stratejilerini kim planlayacak?
Demokratikleşme adına “güvenlik kavramı” artık siviller tarafından oluşturulacaksa, bütün bilgiler Silahlı Kuvvetler’de iken bunun nasıl mümkün olacağı ve sivillerin bilgi eksikliği ile oluşturacağı stratejiye ne derecede güvenebilecekleri sorulduğunda, konuşmacılar sivillerin alternatif güvenlik stratejisi oluşturması gerektiği, güvenlik ile ilgili bilgilerin sanıldığı gibi TSK da da olmadığı, derinlemesine araştırma yaptıklarında bu gerçekle karşılaştıkları, bilgi için insiyatif ve fon gerektiği görüşlerini sıraladılar.

Bir soru da, demokratikleşme programı ve raporları ile Türk ordusunun etkisinin sona ermesinin beklendiği, bunun için üst kademedeki generaller siyaset dışına çıkartılmak istenirken, hazırlanan raporların içeriğine ve çağrısına bakınca ordu içinde muhalif olabilecek “iyi niyetli” askerlerin politik duruş gerektiren tutumlar takınmaya davet edici önerilerin olduğu, bunun ironik olup olmadığı yönündeydi.

Konuşmasında raporların sosyol psikolojik yönünün eksik kalmaması gerektiğini vurgulayan Şarlak, “raporlarda ve konuşmalarda kesinlikle askerleri politikaya çağıran bir ifade yok!” dedi. Rapor yazarı Akay da, elbette ordu içindeki askerlerin siyasi görüşleri olacağını, artık iletişim olanakları nedeniyle herkes gibi askerlerin de gelişmelerden etkilendiğini ama kendilerinin onlara politika yapın diyecek ifadelerde bulunmadıklarını söyledi.

TESEV “bilimsel araştırmalara dayalı bulgular ile politika kararları arasında bağ kurulması için” çalıştığını duyuran, demokratikleşme, dış politika ve iyi yönetişim programları yürüten ve bu kapsamda raporlar hazırlayan, konferanslar, toplantılar düzenleyen bir vakıf. Yakın zamanda, aralarında TESEV’in de adının geçtiği birçok sivil toplum kuruluşunun güçlü ülkeler tarafından kullanıldığını iddia eden belgenin ele geçtiği haberleri basında yer almış ABD Ulusal Güvenlik Konseyi ve ABD Ulusal Demokrasi Fonu gibi örgütlerin STK'lara mali destek sağladığı öne sürülmüştü.

(soL Haber Merkezi)