Hopalıların 'sanık', polislerin 'mağdur' olduğu Hopa davası başladı!

Erdoğan'ın miting için geldiği Hopa'da protesto edilmesiyle başlayan olaylara ilişkin Hopalıların yargılandığı davanın ilk duruşması bugün görülüyor. 51 Hopalının 'sanık', polislerin 'mağdur' sıfatıyla yer aldığı davada sanıklar, "Metin Lokumcu'yu öldüren gaz silah değil de 'taş' nasıl silah sayılıyor" diye sordu.

Erdoğan'ın 31 Mayıs 2011'de miting için geldiği ve Metin Lokumcu'nun polis saldırısı sonucu hayatını kaybettiği Hopa olaylarıyla ilgili açılan davanın ilk duruşması bugün görülüyor. Birinde 51, diğerinde 9 sanığın yargılandığı iki ayrı dava dosyasının birleştirildiği davada polis saldırısına uğrayan Hopalılar "sanık", saldıran polisler ise "mağdur" sıfatıyla yer alıyor.

Hopa Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tamamı tutuksuz 60 sanıktan 38'i katıldı. Duruşmada 13 sanık avukatı da hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından savunmalarla başlayan duruşmada ilk sözü avukat Can Atalay aldı. Atalay, soruşturmanın infial olarak sürdüğünü, dosyadaki delillerin hukuka aykırı olarak toplandığını belirterek yargılananların beraatini istedi.

"Metin Lokumcu'yu öldüren gaz silah değil, 'taş' silah oldu"
Mahkeme heyeti talepleri reddederek sanıkların savunmalarını aldı. Davada yargılanan Ali Aksu, "Tayyip Erdoğan Hopa’ya ‘Buraya HES yaptıracağım’ diye geliyorsa benim de ‘yaptırmayacağım’ diye meydana çıkma hakkım var” dedi. İddianamede Metin Lokumcu'nun ölümüne neden olan biber gazının silah olarak görülmediğini ancak "taş"ın silah olarak kabul edildiğini belirten Aksu, polis kamerasında da görülen polislerin taş attığı görüntüleri hatırlattı.

"Hopa halkına savaş açtılar"
Sanıklar olay günü horon oynarken polisin saldırısının başladığını, her tarafın gazla kaplandığını, yaşlıların, çocukların tüm bölge halkının gazdan etkilendiğini ve gazdan korunmak için ağızlarını kapatmalarının “yüzünü kapatmak” ile olarak nitelendirildiğini anlattılar. Sanık Müslüm Karabulut da, "Sanki Hopa halkına savaş açılmış gibi üç tane helikopter alçak uçuş yapıyordu" dedi.

Avukat Erdoğan: "Bu müdahale emrini kim verdi"
Avukatlar da yaptıkları savunmalarda yaşanan hukuksuzlukların altını çizdi. Avukat Ayhan Erdoğan, anayasal bir hakkın saldırıyla engellendiğini belirterek hukuka aykırı bir saldırıya karşı direnme hakkının bulunup bulunmadığının sorgulanması gerektiğini belirtti. Erdoğan, "Bu yasadışı müdahale emrini kim vermiştir" diye sordu.

Avukat Arzu Becerik de sanıklar hakkında suçlanmalarına nede olan fotoğrafların hukuka aykırı olarak elde edildiğini ve teşhise elverişli olmadığını belirtti.

Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından duruşma savunmalarla devam ediyor.

Duruşma öncesi açıklama
Duruşma öncesi adliye önünde sanıklar, sanık yakınları ve kitle örgütleri açıklama yaptı. Halkevleri Doğu Karadeni Bölge Temsilcisi Taylan Kaya, "Hopa bilinçli bir tercihle hedefe konuldu. Ancak demokrasi mücadelesinden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Doğayı ve yaşamı savunanlar yargılanamaz” dedi.

İddianamede neler var?
Hopalılara saldıran polislerin "mağdur", Hopalıların "sanık" sıfatıyla yer aldığı iddianamede 51 kişi hakkında ilginç suçlamalar yöneltiliyor. İddianamede meydandaki bir inşaata asılmak istenen pankartın, miting alanındaki AKP'lileri tahrik ettiği için polislerce "engellenmek" istendiği, polislere kalas, demir çubuk ve tuğlalarla direnildiği ifadeleri yer alırken "taş" da silah olarak değerlendirildi.

Emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun polis saldırısı sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili bilgiye yer verilmeyen iddianamede, AKP'lilerin "mağdur" olduğuna örnek olarak Erdoğan'ın bulunduğu otobüsün zarar görmesi ve otobüsteki polis Servet Erkan'ın başına taş isabet etmesi gösterildi. Polisin Hopalılara saldırıları ise polis kamerası görüntülerinde de ortaya çıktı.

İddianamede “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etme”, “kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme”, “yaralama” ve “kamu malına zarar verme” suçlamalarıyla haklarında ceza istenen 51 sanığın eylem görüntüleri ile sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki fotoğrafların kıyaslanarak belirlenmesi ise dava sürecinin ayrı skandalları arasında yer alıyor.

Sanık Erkut Kibar ise, Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce verilen rapora göre, kendisinde “hafif düzeyde zihinsel gerilik saptandığı ve işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin kısmen azaldığı” belirtildiği halde sanıklar arasında bulunuyor.

(soL - Haber Merkezi)