Van depreminin ardından en çok sorulan sorulardan biri de 1999 Marmara depreminin ardından konulan ve AKP döneminde kalıcı hale getirilen deprem vergilerine ne oldu sorusuydu. Van'da deprem sonucu ortaya çıkan manzara, 12 yılda toplam 40 milyar TL'yi aşmış olması gereken kaynağın nereye kullanıldığı sorusunu gündeme getirmişti. Dün, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek basın mensuplarının soruları üzerine nihayet gerçeği açıklamış ve bu parayı harcadıklarını itiraf etmişti. Bakan Şimşek açıkça bu paranın depremlere hazırlık amacıyla kullanılmadığını itiraf etmişti. Bugün de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün benzer bir açıklama yaptı. Kelime oyunu ile konuyu geçiştirmeye çalışan Ergün, deprem vergisi diye bir verginin olmadığını, söz konusu olan verginin gerçek adının 'Özel İletişim Vergisi' olduğunu söyledi. AKP'nin 9 yıllık iktidarı boyunca depreme hazırlık anlamında neler yapmadığının en son Van'da acı bir biçimde ortaya çıkmasının ardından doğal olarak insanların 'deprem vergisini' sormaları Bakan Ergün'e göre 'siyasi istismar' arayışının ürünü.
Özel İletişim Vergisi adı altında toplanan paranın genel bütçe içinde değerlendirildiğini belirten Bakan Ergün şöyle konuştu:
"'Deprem vergisi' diye bir vergi yok. Zaten ortada olan vergi Özel İletişim Vergisi. 1999 yılında depremden sonra konulmuş bir vergidir. Türkiye'nin bütün vergi gelirleri bütçe içerisinde kayıtlıdır. Dolayısıyla bütçenin hangi amaçla harcandığı da TBMM'de Plan Bütçe Komisyonunda net olarak ortaya konulmaktadır. Dolayısıyla 'deprem vergisi' diye özel bir vergi bütçe kalemleri içerisinde zaten yer almıyor. Ama deprem olduğu zaman veya olmadan önceki çalışmalar yine bütçeden ayrılan ödeneklerle gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla bütçeden afetlerle veya afetlerin önlenmesiyle ilgili çalışmalara kaynaklar toplanan genel vergilerin içerisinden zaten ayrılmaktadır."
"Deprem vergisine ne olduğunu sormak siyasi istismar"
Ergün konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özel İletişim Vergisi toplanmamış olsaydı bile afetle ilgili çalışma yapmayacak mıydı Türkiye? Bütçesinden buna kaynak ayırmayacak mıydı? Zaten ayırmaktadır. Dolayısıyla olaya şimdi, 'Van'da bir deprem oldu, nasıl olayı ekonomik ve politik yönden istismar edebiliriz' diye düşünenlerin bunu fırsat olarak görmeye çalışması yanlış oluyor. Şimdi bir depremle karşı karşıyayız bunun yaralarını hep beraber nasıl saracağız, Allah'a şükür saracak imkanlarımız da var, onları da sarıyoruz.'"
Siyasi istismar ne demek?
Deprem öncesinde ve deprem sonrasında kullanılmak üzere halktan 12 yıl boyunca ayrı bir vergi toplanması ve her depremin ardından aynı skandal manzaraların ortaya çıkması doğal olarak insanların "Peki bu vergiler nereye harcanıyor" sorusunu sormasına neden oluyor. Bırakın binaları olası depremlere karşı güçlendirmeyi, deprem sonrasında depremzedelere günlerce çadır bile temin edemeyen, depremin yıktığı köylere günlerce uğramayan AKP hükümetinin temsilcilerinin konuyu gündeme getirenleri "istismarcılıkla" suçlaması "yavuz hırsız ev sahibini bastırır" atasözünü akla getiriyor.
(soL - Haber Merkezi)