AKP'ye 'madem öyle' yanıtı

DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün Meclis’te Kürtçe konuşması, AKP’nin son dönem bölgede ağırlık kazanmak için geliştirdiği açılımlara yanıt üretme ihtiyacını ortaya koyuyor. Şimdi gözler, AKP’nin yeni bir hamle yapıp yapmayacağını izliyor.

soL (HABER MERKEZİ) Dün, DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı Kürtçe konuşmanın TRT tarafından sansürlenmesi, geniş bir tartışma başlattı. DTP cephesinden "Başbakan'a serbest, bize yasak" eleştirisi yükselirken, AKP buna "resmi dil" söylemini kullanarak yanıt veriyor.

Türk, dünkü grup toplantısında, 21 Şubat'ın Dünya Anadil Günü olmasını da vesile ederek, "Anadil korkusunun yapay bir korku olduğunu anlatmak için, konuşmamın bundan sonraki bölümünü Kürtçe yapacağım" dedi ve Kürtçe konuşmaya başladı. Fakat konuşmanın bundan sonraki kısmının yayını, canlı yayın yapmakta olan Meclis TV tarafından kesildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da Kürtçe konuşma yapılmasıyla ilgili inceleme başlattı. Türk'ün ardından, DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş da Kürtçe bir konuşma yaptı.

Ahmet Türk, yayının kesilmesi ve inceleme başlatılması üzerine yaptığı açıklamada, TRT 6'da Kürtçe yayın yapıldığını, ancak, DTP ve Kürt siyasetçilerine Kürtçe'nin yasaklandığını, oysa Başbakan Erdoğan'ın Kürtçe konuşmayı kendisine bir hak olarak gördüğünü söyledi. Türk, "Bu ikiyüzlülüktür ve biz bunu kabul etmiyoruz" dedi.

"Belki yarım bir kelime diyebilirsiniz"
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AKP Milletvekili Burhan Kuzu, konuya "DTP'liler hukuk tanımıyor" değerlendirmesi üzerinden yaklaştı. Anayasa'ya göre resmi dilin Türkçe olduğunu belirten Kuzu, "Resmi dil Türkçe demek, resmi yerlerde yapılan konuşmalar Türkçe yapılmak zorundadır demektir. Meclis'te 311 dokunulmazlık dosyası var. Bu dosyalardan 175'i DTP'lilere ait. Mecliste 20 kişiler. Oranladığınız zaman tabloyu görün. Arkadaşlarımız, fiilen açıkça yasakı hükümlerini delmeye çalışıyorlar. Hukuk tanımıyorlar. Sıkıntı bu. 'Anayasa, kanun ne derse desin, biz deleriz kardeşim, varsa gücün...' demek isteniyor" dedi.

DTP'yi "bölge halkına cesaret vermeye çalışmakla" suçlayan Kuzu, DTP'nin kendini kapattırmaya çalıştığını savundu: "Şu anda haklarında kapatma davası var. Daha önce de Anayasa Mahkemesi bu tür olayları kapatma davası gerekçesi olarak gösterdi. Belki de bunlar kapatılmak istiyor. Birçok defa söyledim, ben hiçbir zaman kapatılma davası taraftarı olamadım. Dava açılmadan önce de 'gel beni kapat, ne duruyorsun' anlayışı içindelerdi. Siyaseten alamadıkları tabloyu, herhalde Avrupa'ya şikayet ederek almaya çalışıyorlar."

Başbakan'ın Kürtçe konuştuğu eleştirisiyle ilgili olarak da, Kuzu, "Başbakan gittiği yerde jest yapıyor. İnsan gittiği yerde, bölge halkının bir şivesini, anadilinin bir kelimesini söyleyebilir. Kayseri'den gelen biri 'Nörüyon, ağzını yediğim' dediği zaman benim de hoşuma gidiyor. O ayrı bir konu. Kürtçe kullanıyor, ama Kürtçe konuşmuyor. Başbakan Erdoğan Kürtçe bilmez. Neyle konuşacak. Bir iki kelam, bir iki kelime söylüyor" dedi. Başbakan konuşunca jest, Ahmet Türk konuşunca suç mu oluyor sorusuna ise, "İkisi aynı şey değil. Birisi meydanda bir kelime kullanıyor, bir cümle değil. Belki yarım bir kelime diyebilirsiniz. İkisini yan yana koyamayız" yanıtı verdi.

"Clinton konuştu, Peres konuştu"
DTP Milletvekili Hasip Kaplan, Meclis'te daha önce ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın İngilizce, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in de İbranice konuştuklarını hatırlatarak, "Onlar konuşunca konuşabiliyor, ama 20 milyon Kürt yurttaşı olan ülkede Kürtçe konuşmak yasak. Bu anlayışı tartışmak lazım" dedi.

Israrla TRT 6'nın seçim yatırımı olduğunu söylediklerini vurgulayan Selahattin Demirtaş da, Türk'ün bu konuşmasıyla AKP'nin maskelerini düşürdüklerini söyledi.

AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün, AKP'nin açılımlarına dikkat çekerek, "Kürtçeyle ilgili ana dil öğrenilmesi, yayın yapılması, konuşulması, gazete televizyon çıkarılması önündeki engeller son birkaç yıldaki demokratik açılımlarla ortadan kaldırılmışken, önemli anlamda demokratik bir açılım yapılmışken, sanki Kürtçenin önünde devasa bir engel varmış gibi davranılması, demokratikleşmeyi hızlandırmaz" dedi.

DTP'nin bu hamlesi, seçimlerde DTP'yi sandıkta yenerek bölgede siyasi bir zafer kazanma çabası içinde olan AKP'nin son dönemde gerçekleştirdiği açılımlara bir karşılık üretme çabasının ürünü oldu. Şimdi AKP'nin bu duruma nasıl bir karşılık vereceği merak ediliyor.