Abant Platformu ne tartıştı?

Bu yıl ilk defa CHP'nin de katıldığı Abant Platformu'nca düzenlenen toplantıda mevcut anayasanın değiştirilemez maddeleri, anadilde eğitim, Kürt, Alevi ve azınlıkların sorunları, Diyanet'in konumu, Başkanlık sistemi, üniter yapı/yerel yönetim gibi, yeni anayasa hazırlık sürecinin kritik başlıkları gündeme getirildi.

Fethullah Gülen cemaatine bağlı kuruluşlarından Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın 9-12 Mart tarihleri arasında düzenlediği Abant Platformu toplantılarının 26'ncısı sonuçlandı.

Cemaat yayınları ve liberallerin, "ülkenin farklı görüşteki bütün renklerinin temsil edildiği"ni ileri sürdüğü Abant Platformu'nun ana konusu "Yeni Anayasa'nın Çerçevesi" olarak belirlenmişti. Üç güne yayılan beş oturumun başlıkları, "Vatandaşlık ve kimlikler", "Ana dilde eğitim", "Üniter devlet-özerklik dengesinde yerel yönetimler", "Yeni Anayasa'da Cumhurbaşkanının konumu" ve "İnanç özgürlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı ve din dersleri" oldu.

Toplantıda, mevcut anayasanın değiştirilemez maddeleri, anadilde eğitim, Kürt, Alevi ve azınlıkların sorunları, Diyanet'in konumu, Başkanlık sistemi, üniter yapı/yerel yönetim gibi, yeni anayasa hazırlık sürecinin kritik başlıkları gündeme getirildi ve öneriler sonuç bildirgesinde yer aldı.

Yeni Anayasa'ya ilişkin önerilerin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna verilmesi süresinin bitimine yakın toplanan platform, liberallerle cemaatin sıkı işbirliğini bir kez daha gösterirken, CHP'nin de toplantılara ilk kez katılım göstermesi dikkat çekti.

Abant Platformu toplantısına kimler katıldı?
Platform toplantısının katılımcıları arasında, TBMM Başkanı sıfatıyla Cemil Çiçek'in dışında AKP'den sadece Anayasa Komisyonu Başkanvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop katıldı. CHP ise Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde katılım gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak'ın, CHP Parti Meclisi Üyesi Muhammed Çakmak ile birlikte toplantıya katılması, cemaat tarafından"yeni CHP'nin parametreleri kadar Gülen Hareketi'nin kendisini oturttuğu konum bakımından toplantıyı tarihi kıldı" yorumuyla karşılandı. Erdoğan Toprak, Anayasa sürecinde uzlaşmaya vurgu yaptı.

Abant Platformu toplantısının diğer katılımcıları, BDP'den Altan Tan, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kemal Burkay, DP eski lideri Süleyman Soylu, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Prof. Dr. Eser Karakaş, Prof. Dr. Fuat Keyman, Prof. Dr. Mustafa Koçak, Prof. Dr. Haluk Çeçen, Prof. Dr. Bekir Parlak, Prof. Osman Kaşıkçı, Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş, Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Korucu, Nazlı Ilıcak, Herkül Millas, Leyla İpekçi, Ümit Fırat, Ümit Kardaş, Belma Akçura, Oral Çalışlar, Ufuk Uras, Reha ÇamuroğluTarhan Erdem, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş, Apoyevmatini Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis, Yeni Anayasa Platformu üyesi Av. Mehmet Uçum, MAZLUMDER Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Vakıflar Meclisi Rum Cemaati üyesi Laki Vingas, Yüzleşme Derneği Başkanı Cafer Solgun, MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş idi.

"Kürt, Türk, liberal, muhafazakâr, Sünni, Alevi, sağ, sol..."
Platform toplantısına katılımın niteliği, Zaman gazetesi yazarlarından Abdülhamit Bilici tarafından şöyle yorumlandı:

En önemli mesajlardan biri, samimi bir istek olursa ve farklı siyasi çizgideki aktörler evrensel standartların gerisine düşmeyecek standartlarda uzlaşma erdemi gösterirlerse sivil bir anayasa hazırlamanın abartıldığı kadar zor olmadığıydı. Kürt, Türk, liberal, muhafazakâr, Sünni, Alevi, sağ, sol çizgilerden isimler, birbiriyle boğaz boğaza gelmeden, medeni ölçüler içinde kaygılarını dile getirerek yukarıda saydığım en zor konularla ilgili alternatifli somut öneriler ortaya koyabildiler.

Cemaatin daha da meşrulaşması mı?
Abdülhamit Bilici'nin, "Abant Platformu'nun bizatihi varlığı ile verdiği mesajlardan biri de, adına 'camia', 'the cemaat' veya 'hizmet' denen çevreyi demokrasiye engelmiş gibi gösteren yaklaşımların hiç iyi niyetli olmadığını göstermesiydi" ifadesi ise, toplantının asıl amacının cemaati daha da meşrulaştırmak için Anayasa hazırlık sürecinin kullanılması kadar, "sol" olarak adlandırılması tercih edilen liberallerin de bu konuda desteğini esirgemediğinin ilanı gibiydi.

Abant Platformu toplantısından ne çıktı?
Son oturumun ardından toplantıya katılanların görüşleri alınarak hazırlandığı belirtilen sonuç bildirgesi 7 ana başlıktan oluştu. Platform toplantısını organize eden Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın anayasa üzerine tekliflerini daha önce paket halinde Meclis'e sunduğu bilinirken, Abant Platformu 26'ncı toplantısı sonuç bildirgesinde, "demokrasi" iddiası ve cemaatin meşrulaştırılması amacı dışında, birbiriyle çelişmekle birlikte, "ruhu", cumhuriyetin kimi kazanımlarını ortadan kaldırmaya yönelik olan öneriler şöyle sıralanıyor:

"Vatandaşlık ve kimlikler"
Tartışılan 3 maddeden ilk ikisi benimsendi:
1. Anayasa’da vatandaşlığı tanımlamaya gerek yoktur.
2. Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümran olduğu mahallerde doğan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümran olmadığı mahallerde vatandaş anne ya da babadan olanların vatandaşlığı kanunla düzenlenir.
3. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı anne ya da babadan olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaştır.

"Anadilde eğitim"
Tartışmalar sonucu 3 madde benimsendi:
1. Anadilde eğitim temel bir insan hakkıdır. Anayasa’da anadilde eğitimle ilgili herhangi bir kısıtlayıcı hüküm olmamalıdır.
2. Anayasa’da farklı anadillerde eğitim yapılma hakkı tanınmalıdır.
3. Resmi dilin öğrenilmesi ve öğretilmesi şartı ile herkes eğitimde anadilini kullanma hakkına sahiptir.

"Türkiye’nin idari yapısı"
Kabul edilen maddeler şöyle:
1. Türkiye’nin idari yapısı yerinden yönetim (ademi merkeziyet) esasına dayanır. Yerel yönetimler üzerindeki her türlü idari vesayet kaldırılmalıdır. Resmi dil mecburi olmak kaydı ile kamusal iletişimde farklı dillerin kullanılması serbesttir.
2. Kamu hizmetlerinin belirlenmesi ve örgütlenmesi yerinde ifa edilir.
3. Merkezden yönetim istisna, yerinden yönetim esastır. Merkezde üretilecek kamu hizmetleri açıkça sayılır. Geri kalan tüm kamu hizmetleri yerinde ifa edilir. Bu yetkiler arasında yerel yönetimin yerel hizmetlerle ilgili vergi salma yetkisi saklıdır.

"Din dersi"
Din dersleri konusunda ise şu 3 üç madde benimsendi:
1. Anayasada bu konuda hiçbir madde olmamalıdır.
2. Nesnel ve çoğulcu din kültürü ve ahlak dersleri zorunlu olmalıdır. Din eğitimi dersleri seçmeli olmalıdır.
3. Farklı içeriklerde eleştirel düşünceyi ve çoğulculuğu geliştiren seçmeli din kültürü ve ahlak bilgisi ders alternatifleri olmalıdır.

"Yeni Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın konumu"
Yeni anayasada parlamenter sistem korunmalı, Cumhurbaşkanı’nın yetkileri daraltılarak devletin temsili görevleri ve demokratik klasik parlamenter sistemlerdeki konumuna kavuşturulmalıdır. Cumhurbaşkanı halk oyu ile bir dönem için yedi yıllığına seçilmelidir.

"İnanç Özgürlüğü ve Diyanetin Konumu"
4 madde tartışıldı ve ağırlıklı olarak ilk 3 maddenin benimsendiği vurgulandı:

1. Hiç kimse dini inançlarından ve ifadesinden dolayı eğitimde, çalışma hayatında ve kamusal alanda ayrımcılığa uğratılmaz.
2. Diyanet tamamem bağımsız vakıf statüsünde olmalı, diğer inanç grupları da devlet katkısı ile da aynı şekilde vakıflar kurmalıdır.
3. Diyanet isteğe bağlı inanç vergisi ile finanse edilmelidir. Farklı inanç grupları için de benzer kurumlar kurulmalıdır.
4. Diyanetin mevcut durumu devam etmeli, diğer inanç gruplarına da hizmet verilmelidir.

(soL-Haber Merkezi)