Serhan Şeşen'in anısına Yaşama Saygı

Grup Gündoğarken’in solisti Burhan Şeşen’in müzisyen oğlu Serhan Şeşen yüksek ateş ve boğaz ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede yanlış teşhis ve yanlış uygulama sonucu komaya girmişti. Beyin ölümü gerçekleşen Şeşen 4 Aralık’ta aramızdan ayrıldı.

Özel Sema Hastanesi’nin bilinçsiz uygulamaları nedeniyle oğlu Serhan Şeşen’i 26 yaşında kaybeden sanatçı Burhan Şeşen’le konuya ilişkin başlattığı hukuki süreci ve "Serhan Şeşen Müzik, Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği"ni konuştuk.

Röportaj: Nihal Ünver

Hastaneye dava açmıştınız. Bu davayla ilgili süreç nasıl devam ediyor?

Yaklaşık 7 ay oldu ve hala adli tıp raporu sonuçları gelmedi. En son Kartal Cumhuriyet savcısı çağırdı ve ona da ifade verdim. Ama biz ceza davası açtığımız için bu olayda savcılığın dava açması gerekiyor, ben babası olarak dava açamıyorum. Çünkü biz ihmale dayalı kasten adam öldürmeden dolayı dava açtık. Ve bu dava özellikle doktorlara karşı çok açılan bir dava değilmiş, ama biz bunun için çabalıyoruz. Çünkü elimizde özellikle beyin konusunda uzmanların raporları, görüşleri var. Yani tomografi çekmeden beyinden sıvı almak Tıp fakültesi öğrencilerinin yapmayacağı bir şey… Bunları da iddianameye ekledik. Ve biz bu olayda hastanenin yüzde yüz hatalı olduğunu düşünüyoruz.

Adil tıp sonuçlarına dair bir öngörünüz var mı?
Bazı insanlar Sağlık Bakanlığı hastaneyi akladığında olayın o noktada kapandığını düşündü. Ama aslında dava başlamadı bile. Sağlık Bakanlığı kendi denetimindeki bir hastaneyi aklayacaktır doğal olarak. Böyle bir sonuç bekliyorduk zaten. Sonuçta Bakanlık birtakım hastanelerden kendi bilirkişilerini seçiyor ve denetime gönderiyor ama bu dava süreçleri başladığında o bilirkişilere de mesleklerini iyi yapmadıkları ve kötüye kullandıkları için dava açacağım. Ama ilk adımı atabilmemiz için Adli Tıp raporunun gelmesi gerekiyor. Bir yandan bu kadar uzaması bir sorun olduğunun göstergesi gibi geliyor. Yani bir sorun var ki sağlık bakanlığının bilirkişi raporu gibi direk aklayamıyorlar hastaneyi. Kişisel ve iyimser görüşüm bu.

Açtığınız başka davalar var mı?
Bazı köşe yazarlarına da manevi tazminat davası açtık, babası olarak böyle bir hakkım var. Serhan’la ilgili yazdıkları olumsuz şeyler üzerinden Aykut Işıklar’a ve Haber Aktüel’de yazan Adem Meleke’ye bir dava açtık. Serhan’ın uyuşturucu kullandığını ima eden birtakım yazılar yazmışlardı ama işin ilginç yanı hastanede Serhan’a ait bir dolu kan testi, tahlil örneği var, böyle bir şey olsaydı hastane zaten bunları kullanırdı. Oysa Serhan gibi pırıl pırıl, 3 dil bilen, felsefe masterı yapan bir çocuğun arkasından bu şekilde konuşmaları hiç hoşuma gitmedi. Bu davalar da Eylül sonuna doğru başlayacak.

Hastanenin de Serhan’ın ölümüne yönelik tavrı da çok farklı değildi. Buna yönelik hukuki bir süreç başlattınız mı?
Kişisel olarak sadece başhekime dava açmadık. Dava açtıklarımız arasında enfeksiyon uzmanı, iki tane beyin cerrahı, yoğun bakım ünitesindeki doktorlar var, yaklaşık 10 dava var hastaneyle ilgili olarak.

Size destek olan meslek odaları ya da örgütleri oldu mu bu süreçte?
Maalesef olmadı. Hekimlerin yaptığı hatalara karşı bir sonuç almak çok zor. İş artık “o zaman hastaya bakmayalım, biz niye risk alıyoruz” alıyoruz gibi bir noktaya ulaşıyor. O yüzden bu zor bir dava olacak, bunu biliyorum ama bu bilimsel bir şey, kanıtlarımız var elimizde, gerekirse AİHM’e kadar gitmeyi düşünüyorum ama beklentim bu yönde değil, Adli Tıp raporundan sonra savcının dava açacağını düşünüyorum.

Türkiye’de çok sayıda ihmal sonucu ölüm yaşanıyor. Ama sizin ünlü bir isim olduğunuz için konu gündemde uzun süre kalabildi. Davanın böyle bir anlamı var sanırım...

Çok doğru. Bu olaydan sonra yüzlerce mail aldım, “Aman n’olur bu işin peşini bırakmayın”. Mutlaka her ailede sağlıkla ilgili bir problem yaşayan birileri olmuştur, bunun bir sürü nedeni var, hekimlerin çalışma şartların zorluğu olabilir ya da Sağlık Bakanlığı’nın bir ticarethane gibi hastane açılmasına izin vermesi… Tabi ki sadece insanları suçlayamayız, ama 26 yaşında bir çocuğun hayatına mal oldu. Bunun için de bunu sonuna kadar takip edeceğiz.

Hastane çok, uzman kimse yok
Devlet hastanelerinde yürümeyen bir şeyler olduğunu hissediyorduk daha önceden ama bu denli kötü olduğunu düşünemezdik, tabi kendi başımıza gelince anladık. Ortada resmen bir sağlık skandalı var. Hastane çok, bir yerlerden parayı buluyorlar, tomografisi, MR’ı var ama içinde uzman hekimi yok. Yani hastane var ama içinde uzmanı yok, binaları ticarethane olarak kullanıyorlar. Özellikle İstanbul’un göbeğinde bunları yaşıyorsak Anadolu’da nasıldır gerçekten merak ediyorum.

Serhan’ın doğum gününde olan 27 Şubat’ta açtığınız derneğin bu anlamda sürece bir katkısı olacak mı?
Serhan Şeşen Müzik, Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği’nde ihmal mağdurlarına hukuksal destek vermeye çalışıyoruz. Sağlıkla ilgili yanlış yapılmış herhangi bir konuda ellerinde belge olanlar bize başvurabilirler. Bu belgeleri biz de hukukçularımıza veriyoruz, bu şekilde onların davasını takip edebiliriz.

Derneğin ayrıca önümüzdeki yıl için planları arasında burs vermek ve felsefe kitabı çevirisi bulunuyor. Çocuklara yönelik projelerimiz de var ama bunların çoğu proje aşamasında, çünkü derneği yürütmek ekonomik anlamda kolay olmuyor. Birtakım etkinlikler düzenleyerek ve bunların gelirini derneğe aktararak bunu aşmaya çalışıyoruz. Açılışında yaptığımız etkinlikle aslında kurabildik biz bu derneği, Sumru Yavrucuk bir oyun oynadı, Gülcan Altan Abhaz ve Çerkes şarkıları konseri verdi. Yinon Muallem adlı perküsyoncu bir arkadaşımız bir atölye çalışması yaptı dernek yararına…

Serhan’ın başına böyle bir şey gelmeseydi dernek açmak aklımızın ucundan geçmezdi, o yüzden bu işlerin nasıl yürütüldüğünü öğrenmek için Uğur Mumcu Vakfı ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’yle görüşüyoruz. Umarız Serhan’ın adını bu dernekte var edeceğiz.

Yaşama saygı…
Derneğe bu adı vermemizin büyük bir anlamı var aslında. Serhan yaşamı seven ve kıymet veren, bırakın kırmızı ışıkta geçmeyi, yaya geçidinde duran bir çocuktu. Günümüzde kimsenin kimseye saygısı sevgisi kalmadığını düşünürsek çok önemli aslında ‘yaşama saygı’ kavramı…