Hayalgücü anne babalar için de gerekli!

Emre Falay

Blog: Dünyayı Verelim Çocuklara

Oğluma ilk defa masal anlattığım akşamı anımsıyorum. Vakit epey geç olup da Can uyumayınca, ağzımdan öylece çıkıvermişti sözcükler: “Sana masal anlatmamı ister misin?”

Annenin masal becerisinin aksine, kitap okumayı ya da şarkı söylemeyi tercih eden babadan bu soruyu duyan çocuk “hayır” der mi hiç! “Hay aksi! Nasıl da deyiverdim masal anlatayım diye! Şimdi işin yoksa bir masal bul. Daha kötüsü, aklımda hiç masal tutamam. Böyle bir anda Kırmızı Başlıklı Kız bile hatırlanmaz mı?!” Kafamdan tüm bunların geçtiği bir dakika boyunca oğlum da beni beklemişti. Sonunda baktım olacak gibi değil, masalların klasik girişinden güç aldım, develeri tellal, pireleri berber yaptım ve başladım: “ ... kocaman bir ejderha varmış.”

Masala başladığım anda oğlumun yüzünde beliren “aaa, babam da masal anlatabiliyormuş” şaşkınlığını ve ejderhayı duyunca gözlerinde oluşan merakı unutacağımı sanmıyorum.

İyi de, diyeceksiniz, bu adam bu hikâyeyi bize neden anlatıyor. Sadece çocukların değil, büyüklerin de hayalgücünü zenginleştirecek, içlerindeki masalcıyı bulup çıkartacak bir kitabımız var çünkü: Behiç Ak tarafından hazırlanmış Doğumgünü Hediyesi.

Doğumgünü Hediyesi, bir sessiz kitap. Dolayısıyla, kitapları henüz sizin çocuğunuza okuduğunuz dönemde, resimlere bakarak sözcüklerle bir kurgu oluşturmak size düşüyor. (Bunu birkaç yıl sonra çocuğunuz yapacak.)

Doğumgünü Hediyesi, akşam vakti ay tepedeyken, denizin ortasındaki yeşil bir adacığın resmi ile başlıyor. Ama ben adacık mı dedim? Sonraki resimlerde üzerinde evler, ağaçlar ve insanlar olacak bu adacık, belki de bir deniz kaplumbağasının sırtıdır, neden olmasın! Ya da yeşil bir balina... Sonraki sayfalarda ada giderek yakınlaşıyor ve üzerinde anlatacak detaylar da artıyor. Ada yakınlaştığına göre bir kayık adaya/kaplumbağaya/balinaya doğru yaklaşıyor olabilir. Peki kayıkta kim var? Bir balıkçı? Bu balıkçı bir adam mı kadın mı? Nereden ve neden geliyor adaya, ne yapacak? Adanın üzerinde / kaplumbağanın sırtında kimler yaşıyor? Şu çamaşırların asılı olduğu ev, kimin evi? Hikâyemizdeki küçük çocuk kim, neden arka cebinde bir kalem var ve ona hediyesini kim veriyor?

Her okumanızda farklı bir kurgu ile hikâyesini bambaşka biçimde anlatabileceğiniz bir kitap yaratmış Behiç Ak. Tavsiyem, kitabı çocuğunuzla birlikte ilk okumanızda, kesinlikle sonraki sayfalara bakıp tüyo almamanız. Bakalım siz her sayfada hikâyeyi nasıl geliştireceksiniz...

Kitaptaki çocuğun hediye paketini her açışında (iç içe geçmiş altı kutumuz var) içinden ne çıkacağını tahmin etmeye çalışmak, kitabın en keyifli kısımlarından. “Aaa, o da ne? Peki şimdi ne olacak? Acaba bu paketten ne çıkacak?” sorularını sorduğunuzda çocuğunuzun merakını iyice kamçılarken, hem kendi çocuğunuzun hem de Behiç Ak'ın çizimlerindeki çocukların ve hatta yeşil kedinin heyecanına siz de ortak olacaksınız. Sayfaları çevirdikçe, bir resimden diğerine geçtikçe, çoğu kez sahne yakınlaşarak hem detaylar artacak hem de odaklanılan bu detaylar bir kurgu oluşturacak.

Şimdi önünüzde iki seçenek var: Düşlediklerinizin sınırı “bu kitapların kare kodluları daha çıkmadı mı? Kare kodu tablete okutsak, bir animasyon oynamaya başlasa ve çocuğumuz onu izlese, biz de rahat etsek” demenin ötesine hiç geçmeyebilir ya da biraz zorlanmayı, hatta çocukluğunuza dönmeyi göze alıp çocuğunuzla bir sessiz kitabın büyülü dünyasına dalarak, her okumada bambaşka bir serüveni yaşayabilirsiniz.

Hayalgücü, sadece çocuklarımıza değil bizlere de gerekli. Onu canlı tutmak, beslemek zorundayız. Başka denizleri, ülkeleri, yaşamları kurgulayabilmek için, yeni günlerin ve insanların hikâyelerini çocuklarımıza anlatabilmek için, hayalini kurduğumuz yarınları gerçek kılabilmek için...

Aklımda hep aynı soru: Kitabın sonunda yumurtadan çıkan turuncu kuş, bir Anka kuşu muydu?...

Doğumgünü Hediyesi

Yazan ve Resimleyen: Behiç Ak

Yaş grubu: 2+
Can Çocuk Yayınları,30 Sayfa