Amatör teleskop yapıyor, okullara dağıtıyor

Kimileri kitap yazar, resim yapar, Nurcan Örtügen Gök ise üretkenliğini bambaşka bir alanda sürdürüyor: amatör teleskop yapımı. “Türkiye’nin her ilinde en az bir okulun teleskop sahibi olması” hedefiyle çıktığı yolda destek arayan Gök, yorulmadan herkes için bilim üretmeye devam ve davet ediyor.

- Astronomi merakınız ne zaman başladı? Teleskop yapmaya nasıl karar verdiniz?
Astronomiye merakım çocukluktan geliyor. Çocukluğum ve gençliğim, yazın Safranbolu’nun Çerçen köyünde yıldızları kovalayarak geçti. Babamdan hep teleskop, mikroskop ister büyüyünce astronot ya da bilim insanı olacağım derdim. Lakin faal olarak astronomi ile ilgilenişim 34 yaşımı buldu. İlk teleskopumu aldıktan sonra 70 yaşındaki bir ninenin bilgisayar ile tanışması gibi oldu teleskopla tanışmam. Bir gece “Ekim Düşü” (October Sky) adlı filmi izledikten sonra evet ben kendi teleskobumu yapacak ve onu daha yakından tanıyacağım diyerek ilk cam siparişlerimi verip cam tozu ile tanıştım, sonra da bu sevda bir yaşam stili haline geldi.

- Yaptığınız teleskopları okullara hediye etmeye nasıl başladınız? Bugüne kadar neler yaptınız? Hâlâ devam etmekte olan kampanyalarınız, çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Teleskop yapımına başladığım sırada Galileo’nun teleskobu buluşunun 400. yılına dayaranak UNESCO ve Birleşmiş Milletler’in de desteği ile 2009 yılında Türkiye’de de çeşitli çalışmalar, etkinlikler düzenlenmişti. Bu çalışmalardan biri de İstanbul Kültür Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu Amatör Teleskop Yapım Çalıştayı’nın ikincisiydi. O çalıştaya katılma fırsatı bularak 100 kişi ile 7 günde 100 teleskop yapmıştık. Çalıştaya katılanların %75’i öğretmendi ve hepsi teleskopları okullarına götürüp faydalı bir biçimde kullanabileceklerdi. Benimse öyle bir şansım yoktu. Öğrendiğim ve kazandığım bu beceriye severek evde de devam ederken bunu topluma faydalı bir projeye dönüştürmem gerekiyor düşüncesi beynimi kazıdıkça ben en iyisi yaptığım teleskoplardan birini bir okula hediye edeyim, sonra belki gerisi gelir, her ilde en az bir okulda teleskop olur diyerek İlk Teleskobum projesinin temellerini attım. 2010 Mayıs ayında ilk el yapımı teleskop Esenler Kazım Karabekir İ.Ö.Okulu'na hediye edildi. 3500 öğrenci gökyüzüne pencere açmış oldu. Akabinde ilk destekleyicimi buldum, sponsorumun desteği ile 2011’de Kilis ve Balıkesir’de de 2 okul ilk teleskoplarına kavuşmuş olacak. Sonrası için daha geniş çaplı bir projenin peşindeyim.

Bunun dışında teleskop yapım atölyem mevcut. Gençler ve duyanlar ziyarete geliyor, onlarla beraber ayna yontuyoruz.

Bir liseye Fizik Kulübü etkinliği olarak teleskop yapmayı öğretiyorum. 2011 eğitim yılının sonunda gençlerimiz kendi yaptıkları teleskopla ilk ışıklarını almış, okudukları fizik dersini böylece 3 boyutlu ortama taşımış olacaklar.

Yine benzer şekilde fırsat buldukça gökyüzü gözlem etkinlikleri düzenlemeye çalışıyorum. Türkiye’nin çeşitli illerinden kendi teleskoplarını yapmak isteyen gerek okul, gerekse bireylere destek olmaya çalışıyorum.

- Astronomiyi ve diğer bilimleri herkese ulaştırmanın önemi nedir? İçinde bulunduğumuz dünyayı ve evreni anlamak hayatlarımızı nasıl etkiliyor?
Halkın yararına sunulmamış bir bilim ancak mutlu bir azınlığın ayrıcalığıdır diyor özetle Carl Sagan. Bilim ile amatör olarak iç içe olduğumdan bu yana hayat gerçekten çok daha anlaşılır, basit ve yaşanabilir geliyor bana. Bu sorunuzla ilgili olarak bir video seyretmiş idim. Aklımda kaldığı kadarı ile aktarmaya çalışayım. Bilimin dünyanın nasıl işlediğini açıklayacak, tasarlanmış en iyi araç olduğuna inanıyorum. Bilim kültürün bir parçasıdır, bilimsiz kendimizi ve dünyamızı anlayamayız. Bilim bir yaşam biçimidir. Bir perspektiftir, bir bakış açısıdır. Dünya ile bütünleşmenin bir yoludur. Bu yolla bir kişi, akılcı muhakeme, doğrunun ne olduğu, gerçeğin ne olduğu ve aslında dünya hakkındaki detayların ne olduğunu idrak etmek için anlaşılabilir mantık sahibi olur. Bence bilim aklınızı kullanma yöntemidir. Ciddi olarak düşünmenizi sağlar ki işte bilimin yaptığı budur ve bir şeyler hakkında daha derinlemesine düşünmenizi sağlar. Eğer bilimsel fikirler ile tanışmak istemeyen bir halkınız varsa bilinçli bir karara varabilmek neredeyse imkansızdır. Yaşamın ve kültürün devam eden gelişimine iştirak edebilmek için, 21. Yüzyılda gezegenimizin nereye gittiğine dair küresel diyalogda yer almak için, hepimizin bir seviyeye kadar bilimsel konuşmamız gerektiğine inanıyorum. Eğer insanların bize söylediklerinden başka bir şeye inanmazsak özellikle otoriteler ve yetişkinler, kitaplar, politikacılar, youtube, internet, demek istediğim üzerimize her türden bilgi geliyor. Ve aralarındaki farkı nasıl anlayacağız? Hangisi doğru, hangisi yanlış nasıl bileceğiz?

- Günümüzde bilim öğrenmek isteyene (hatta yapmak isteyene dahi) bu kadar yakınken insanlarımız hâlâ astronomi yerine astrolojiye ilgi ve zaman ayırıyorlar. Televizyon ve gazetelerden astroloji yorumları eksik olmuyor Bu konuda söylemek istedikleriniz var mı?
Amiyane tabir ile astronomi bütün bilimlerin annesi, astroloji ise para kazandıran kötü yola düşmüş kızı derler. Teknoloji hayatımıza daha çok girdikçe, içinde bulunduğumuz doğayı ve evreni anlamaya ihtiyaç duymuyor bir hale geliyoruz ve doğadan gittikçe uzaklaşıyoruz. Çünkü ne hava durumuna göre göç etme zorunluluğumuz var, ne de yıldızların durumuna gore hasat yapma. Okullarda astronomi derslerinin verilecek olmasını dahi UFO dersleri verilecek diye yazan basınımız da olduğu sürece insanların astronomi yerine astrolojiye ilgi duyan, araştırmayan, sorgulamayan bir toplum olması kaçınılmaz. Ne yazık ki Marduk ve benzeri hikayelere inanan kanserli büyük bir kitlemiz söz konusu. Bilimi halka indirgeyerek onlara mal etmenin bir yolunun mutlaka olduğuna inanıyorum. Keşke astroloji yerine popüler bilim için de basınımız bir şeyler yapabilse.

- İlk teleskobum kampanyanızın okullarda duyurulması için MEB'den izin çıkmadı. Ülkemizde ne ilköğretim ne ortaöğretim ne de yükseköğretimde skandallar bitmek bilmiyor. Buna rağmen siz ümitlisiniz, fezaya çıkacağımıza güveniniz sonsuz, bunu nasıl başarıyorsunuz?
MEB’den izin alamamış olmamı gayet normal buluyorum. Zira projenin ilk etabında, yarışmayı değerlendirecek bir jüri heyeti yerine sosyal ağları kullanarak, daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflemiş idim. Aslında belki de böylesi daha iyi oldu. İlgili olan okullar duydu katıldı ve teleskop hediye edilen okulun bodrumunda süs olarak durmuyor. Klasik yöntemlerle bilimin halka indirgenebileceğini düşünmüyorum. Evet gerçekten ümitliyim ve inançlıyım. Çünkü ben, hayali benim hayalim olan çocuklara bunun hayal olmadığını göstermeye çabalıyor ve onların gözlerindeki gerçek ışığı görüyorum. Yetişkinlerin kısıtlı astronomi bilgisine rağmen çocuklara gerçek evreni ve oranın gidilemez olmadığını göstermeye çalışıyor ve en önemlisi onların eline materyal sunuyorum. En önemlisi onlar ne verirseniz alıyor ve yoğurabiliyorlar, hayal kurmaktan korkmuyorlar. Bizim çocukken hiç teleskobumuz olmadı ki büyüyünce astronot olalım. Delikli borularla meleklerin eteklerinin altını dikizlemenin günah olduğu bir toplumun çocuklarıyız ne yazıkki. Lakin ben her şeye rağmen iklim değişiklikleri, küresel ısınma, enerji problemleri, su sorunu, açlık gibi felaketlerle mücadele eden Dünya’mızda nano teknoloji, uzay yolculukları, kök hücre çalışmaları, alternatif enerji kaynakları gibi saf sonuç ve bilime ilgi duyacak nesillerin yetişeceğine inanıyorum. Yeter ki biz onlara evrenin kapılarını aralayabilelim.

(soL - Bilim)