#DirenÖğretmen

Mehmet öğretmen 28 yaşındaydı. Mersin’de Türkçe Öğretmenliği okumuştu, Siirt’te yaşıyordu. KPSS’ye girdi, henüz sonuçlar dahi açıklanmadan sınavı iyi geçmeyince bunalıma girdi, önce bileklerini kesti, sonra bir tepeden kendini aşağı bıraktı. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu’nun (AYÖP) yaptığı açıklamaya göre, intihar eden 37. ataması yapılmayan öğretmen olarak kayıtlara geçti. Murat öğretmen 29 yaşındaydı. Ege Üniversitesi’nde Beden Eğitimi ve Spor Meslek Yüksekokulu’nu bitirmiş, beden öğretmeni olmak için KPSS’ye girmişti, sınav sonucunu bekliyordu. Murat öğretmen aynı zamanda milli bir atletti, bin 500, 5 bin ve 10 bin metre koşularında Türkiye şampiyonlukları vardı. Mehmet öğretmenin intihar etmesinin üzerinden iki gün geçmişti, Bodrum’da yapımı süren bir kolejde işçi olarak çalışırken, çökme sonucu göçük altında kaldı, yaşamını kaybetti.

Mehmet Sadık Güneş ve Murat Karabaş henüz otuz yaşını görmemiş iki öğretmendi. Her ne kadar fakültelerini bitirmiş olsalar da onlar MEB’e göre öğretmen bile değildi, birer öğretmen adayıydılar. Henüz KPSS’de belirlenen “başarı” ölçütlerini “sağlayamamışlar”, Temmuz ayının ilk yarısında sınava girmişler, sonucu bekliyorlardı. Mehmet öğretmen de, Murat öğretmen de bekleyemediler, öldüler. İfade etmek bile ne kadar soğuk değil mi? Soğuk ama gerçek, kapitalizm onların gencecik bedenlerini toprağa götürdü.

Temmuz ayında gerçekleşen KPSS’ye yaklaşık 150 bin öğretmen girdi. Kontenjanlar henüz açıklanmadı ama bu yıl Ağustos ayında yaklaşık 40 bin öğretmenin atanacağı söyleniyor. Yani öğretmen olma hayaliyle fakültelerine girmiş, mezun olmuş ve öğretmen olmaya hak kazanmış 40 binin dışında kalan gencecik 110 bin öğretmen, mesleklerini yapabilmek için bir sonraki atama dönemini, yani önümüzdeki yılı bekleyecek. Hem de devletin yaptığı resmi açıklamalara göre bile 100 bin öğretmenden fazla öğretmen açığı olmasına rağmen. Yani neredeyse dörtte üçü için henüz sonuçlar açıklanmadan sonucu belli olduğu bir oyunda, 110 bin öğretmen “başarız” olarak damgalanacak.

Nabi Avcı’dan önce Bakan olan Ömer Dinçer, atanmayı bekleyen öğretmenlere yönelik olarak “Ben öğretmen adaylarını Eminönü’nde bekleyen güvercinlere benzetiyorum. Bekliyorlar ki önlerine birisi yem atsın. İşte bu yüzden çocuklarımın hiç memur olmasını istemedim” demişti. Öğretmenlerini yem bekleyen güvercinler olarak görmek, işte AKP’nin 10 yıldan fazladır Türkiye öğretmenine reva gördüğü tablo.

KPSS sonuçları önümüzdeki günlerde açıklanacak. Onbinlerce öğretmen sınav sonucunu aldıktan sonra, ya hiç değilse üç beş kuruş kazanmak için kölelik koşullarını kabul etmek zorunda kalarak ücretli öğretmen olmak için kendisine bir okul arayacak ya da birçoğu bundan farklı koşullar sunmayan dershanelerde ya da özel okullarda öğretmen olabilmek için şansını zorlayacak. Ne olursa olsun, öğretmenlik hayallerini bir sonraki yıla devredecekler.

Bu yıl sonuçlar açıklanmadan gencecik iki öğretmenimizin ölüm haberlerini aldık. Mehmet öğretmen umudunu keserek yaşamından vazgeçti intihar etti, milli sporcu Murat öğretmen ise bir iş cinayetinde yaşamını yitirdi. AYÖP’ün Mehmet öğretmeni anmak için İzmir’de yaptığı açıklamada Barış öğretmen haykırdı. Kendi sözleriyle 11 yıldır ataması yapılmayan ve 11 yıldır annesinin gözlerinin içine bakamayan bir öğretmen olarak, intihar için “bu çözüm değil” diyerek şöyle haykırıyor Barış öğretmen: “Bizi izleyenler, bugün belki size dokunmuyor ama bugün o dokunmayan yılan size de dokunacak. Bugün bize sahip çıkmazsanız, işçiye, öğrenciye, atanamayan, KPSS’den geçemeyen öğretmenlere sahip çıkmazsanız, yarın size sahip çıkacak kimseyi bulamayacaksınız.”

Öğretmenler için yeni eğitim öğretim yılının başlamasına az bir zaman kala Barış öğretmenin bu çığlığı hem öğretmenlere, hem de öğretmenlerimize çocuklarını emanet eden tüm topluma yönelik. Bu çığlık sadece ataması yapılmayan öğretmenler için değil, onbinlerce meslektaşı görevinin başında olmadığı için kendileri de birçok sıkıntı yaşayan, okullarda görev yapan yaklaşık 800 bin eğitim emekçisine de bir çağrı.

Bütün öğretmenlerin güzel bir gelecekte öğrencileriyle buluşabilmesi için, bir de Mehmet ve Murat öğretmenleri unutmamak için, Haziran Direnişi’nin gücüyle #DirenÖğretmen.