'Zorunlu arabuluculuk dayatması, işçinin hak arama özgürlüğüne saldırı!'

Ankara Barosu Ücretli Çalışan Avukatlar Kurulu tarafından gerçekleştirilen “İş hukukunda yargılamanın tasfiyesi ya da zorunlu arabuluculuk” başlıklı söyleşide, "Zorunlu arabuluculuk işçinin hak arama özgürlüğüne saldırıdır" denildi.

Ankara Barosu Ücretli Çalışan Avukatlar Kurulu tarafından gerçekleştirilen “İş hukukunda yargılamanın tasfiyesi ya da zorunlu arabuluculuk” başlıklı söyleşide, İş Mahkemeleri Kanunu’nda önemli değişiklikler yapan yasa tasarısının getirdikleri tartışıldı.

Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen söyleşide katılımcılar Av. Seda Türkmen, Arş. Gör. Ceren Tuğlu Olpak ve emekli Sayıştay denetçisi ve soL yazarı Kadir Sev, kanun değişikliği ile hükümetin işçilere dayattığı "iş mahkemesine gitmeden önce zorunlu olarak arabulucuya başvurulması" uygulamasının, işçilerin hak arama mücadelesini zorlaştıran, uzatan, geciktiren bir uygulama olacağının altını çizdiler.

"YURTTAŞLARIN HAK ARAMA ÖZGÜRLÜKLERİNE SALDIRI"

Arabuluculuk uygulamasının eşitler arasında yürütülecek bir süreç olmayıp, işçi aleyhine işletilecek bir modelin öngörüldüğü, patron ve işçi arasındaki dengenin arabuluculuk uygulamasında sağlanmasının mümkün olmadığının vurgulandığı söyleşide, yurttaşların anayasa ile güvence altına alınan hak arama hürriyetlerinin saldırıya uğradığının altı çizildi.

Zorunlu arabuluculuk düzenlemesini pozitif hukuk yönünden ele alan Av. Seda Türkmen, kanun koyucunun getirdiği yeni düzenlemedeki hataların ve boşlukların, arabuluculuk sürecinde işçilerin aleyhine sonuçlar doğuracak etkileri üzerinde durdu.

"ARABULUCUĞUN TEMELİ SOSYAL DEMOKRAT HÜKÜMETLER DÖNEMİNDE ATILDI"

Emekli Sayıştay denetçisi ve soL yazarı Kadir Sev de zorunlu arabuluculuk düzenlemesinin ülkemiz özelinde tarihsel arka planına ışık tutan konuşması ile söz konusu değişikliklerin 2000’li yıllar ile sınırlı tutulmaması gerektiğini, sosyal demokrat hükümetler tarafından yapılan düzenlemelerin bugüne gelişimizde önemli basamaklar oluşturduğunun altını çizdi.

"BİR İŞÇİ AVUKAT PATRON AVUKATA DAVA AÇMAK İSTERSE ÖNCE PATRONLA PAZARLIĞA OTURACAK"

Arş. Gör. Ceren Tuğlu Olpak savunma hakkı bağlamında zorunlu arabuluculuk üzerine gerçekleştirdiği sunumunda, hukukun toplum üzerinde ekonomi gibi belirleyici bir işlevi olmasa da, “oyun kurucu” bir işlevi olduğuna ve yasa yapıcılar eliyle oyunun hep sermaye sınıfı lehine kurulduğuna işaret etti.

İşçilik alacaklarının işçilerin oturup kendi başlarına hesaplayabilecekleri alacaklar olmadığı, karmaşık yapıları nedeniyle uzman bilirkişiler tarafından ancak hesaplanabildiği, dolayısıyla işçi arabuluculuk masasına oturtulduğunda elinin zayıf olacağını vurgulayan Olpak, yasanın gerekçesinde yazdığı üzere samimiyetle iş davalarının önüne geçilmek isteniyorsa, çözümün işçileri pazarlık masasına oturtmak değil, üretimden gelen güçlerini kullanmalarının önünü açıcı düzenlemeler olduğunun altını çizdi.

OHAL döneminde kural haline getirilen grev yasağı”dan sonra zorunlu arabuluculuk düzenlemesinin arkasında yatan niyetin açıkça belli olduğunu kaydeden Olpak, "Bir işçi avukat patron avukata dava açmak isterse, önce onunla pazarlık masasına oturacak" dedi.