Türkiye Komünist Gençliği Dolmabahçe'de Üç Fidan'ı andı

Türkiye Komünist Gençliği bugün Domabahçe'de 6 Mayıs 1972'de idam edilen üç gençlik önderini andı.

Haber Merkezi

Türkiye'deki 68 gençlik hareketinin önderleri arasında yer alan ve Üç Fidan olarak anılan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan; sağcı milletvekillerinin oyuyla 6  Mayıs 1972'de idam edilmişti.

Türkiye Komünist Gençliği (TKG) bugün saat 16.00'da Dolmabahçe'de gerçekleştirdiği buluşmayla Gezmiş, Arslan ve İnan'ı andı. 

Bundan 50 yıl önce, üniversite gençliğinin ABD'nin 6. Filosu'na bağlı askerleri Boğaz'a döktüğü yer olan Dolmabahçe'de düzenlenen etkinlikte, "Emperyalizmi yeneceğiz, Sosyalist Türkiye'yi kuracağız" yazılı pankart taşındı. 

'KİMSEDEN MEDET UMMADILAR'

Buluşmada TKG adına açılış konuşmasını yapan Baran Nevcanoğlu, "Türkiye topraklarına yurtseverlik tohumları eken üç devrimci genç, kimseden medet ummadı" ifadelerini kullandı.

"TKG'nin, Denizlerin bıraktığı yurtseverlik mirasını ileri çekmeyi görev bildiğini" vurgulayan Nevcanoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi: 

Bu görev bilinciyle geçtiğimiz dönem emperyalizme karşı kampanya başlattık. Emperyalizm dünya sistemidir dedik. İçerisinden geçtiğimiz karanlığı kötü insanlar yaratmadı. Trump’ın, Merkel’in, Erdoğan’ın hakkını verelim ama onlar bu düzen bu kadar kötü ve karanlık olduğu için iktidardalar. Bunu çok iyi biliyoruz ve 'Herşey Erdoğan’ı devirmek için; Abdullah Gül de Muharrem İnce de desteklenmeli' diyenlere biz yokuz diyoruz.

Konuşmasını TKG'nin Şubat ayında başlattığı antiemperyalist kampanya kapsamında gerçekleştirilen eylemleri özetleyerek sürdüren Nevcanoğlu, "Deniz’e, Yusuf’a, Hüseyin’e sözümüz Sosyalist Türkiye olacak. Başladığımız işi mutlaka bitireceğiz. Ve yoldaşlarımızın isimleri Sosyalist Türkiye’nin liselerinde, üniversitelerinde, kütüphalerinde yaşayacak" diyerek sözlerini noktaladı.

'EMPERYALİZME KARŞI DENİZ OLUNMALI'

Liseliler adına konuşan Yaren Bedel de, Denizlerin verdiği mücadelenin anlamının, gençliğe her geçen gün hissettirilen geleceksizliğe karşı olmak olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

Denizlerin mücadelesi okullarda dolaşan gericiliğe karşı olmaktır. Sömürüye karşı olmaktır, gireceğimiz üniversiteleri parsel parsel bölmeye çalışanlara karşı olmaktır. Denizler bugün hâlâ bu kavgada yanımızdadır.

Bizleri karanlığa hapsetmek isteyenler gericiliği, sorgulamayalım diye kullanıyor, kendileri için birçok genci ucuza çalıştırıyor. Solcu Liseliler soruyor; Eğitimi sömürü aracı olarak kullananlardan kurtulmadan bilimsel bir eğitim mümkün olabilir mi? Patron sınıfı daha fazla kâr isterken meslek liselerinde staj sömürüsü nasıl son bulacak, sanatın piyasalaştığı bir düzende insanlık nasıl ileriye gidecek?  

Tüm bunların çözülmesi ancak sosyalizmle mümkündür, sosyalizm eşitliktir, özgürlüktür, aydınlanmadır. Bunlar için patron sınıfına karşı mücadele edilmelidir. Solcu Liseliler, sömürücünün yerlisine karşı olunmadan yabancısına da karşı olunamayacağını biliyor. Bu bilinçle, emperyalizme karşı mücadele ediyor, aydınlık bir geleceğin Sosyalizmle mümkün olduğunu söylüyor.

Denizlerin taşıdığı bayrak bizim bayrağımız, emperyalizme karşı mücadele bizim mücadelemizdir. Emperyalizme karşı Deniz olunmalı.

Birçok sıra arkadaşımızla birlikte haziranda oy kullanacağız. Bu seçimlerde de eşitsizliği, gericiliği, sömürüyü devam ettirmeye çalışanlar patronların; tüm bunlara karşı verilen kavga, Deniz Gezmiş ve arkadaşları ise bizim olsun!

Nutuk çekenler kimseyi aldatmaya kalkmasın, 50 sene önce emperyalizmi denize biz döktük, yine dökeceğiz. 1 Mayıs'ta ayağa kalktık, geliyoruz. Deniz’i, Yusuf’u, Hüseyin’i saygıyla anarken mücadelelerini büyütüyor, sıra arkadaşlarımızı bağımsız eşit bir ülke için, sosyalizm için Solcu Liseliler’e katılmaya çağırıyoruz. Ve sözümüzü bir kez daha tekrar ediyoruz;

Denizlere sözümüz devrim olacak!
 

AYDEMİR GÜLER: 46 YIL ÖNCE İŞLENEN ORGANİZE CİNAYETİN SONUCU BUGÜNKÜ TÜRKİYE'DİR

Etkinlikte konuşan Aydemir Güler de üç devrimci gencin öldürülmesinin sonuçları olduğunu belirterek şöyle konuştu: 

Bu sonuçlardan bakıyoruz ve neden öldürüldüklerini görüyoruz. Çünkü 46 yıl sonra, geçtiğimiz Nisan ayında 177 işçi katledildi. 30 günde 177... Deniz Gezmişler’in 46 yıl önce öldürülmesinin ardından Türkiye’nin sokulduğu yolun geldiği yer burasıdır. Deniz Gezmiş'lerin heyecanlarının anlamı, hedefi vardı. Deniz Gezmiş'ler kaplarına sığmıyorlardı. Ama dolduracakları başka bir kap vardı. 46 yıl önce 30 yaşını göremeden öldürülen üç kişi üniversiteliydi, gençti ama aynı zamanda Türkiye’nin aydınlık geleceğiydi. Tütün grevleriydı, toprak işgalleriydi. Nerede bir işçi grevi patlasa o grevin yanındaki gençlerdi. 

46 yıl önce organize bir cinayet işlendi. Türkiye’yi getirdikleri yer budur. Cinayetin nedeni de budur. Koskoca adamlar alay eder gibi utanmadan düzmece bir mahkemede yargıladılar ve mecliste ölümü oyladılar. Dertleri üç kişinin temsil ettiği değerlerdi. Üç kişiyi 46 yıl önce aramızdan aldılar ama başarılı olduklarını kimse iddia edemez. Kaç yaşında olurlarsa olsunlar, onların temsil ettikleri değerleri öldüremeyecekler. Bu değerleri öldüremezlerse, başlarına gelecekleri onla da biz de biliyoruz. Başlarına gelecek 50 yıl önce burada olandır. Amerikan askerleri nasıl denize döküldüyse, bizi yok edemeyenler de yok olup gidecekler, insanlık düşmanlıkları bitecek, sömürdükleri bitecek. Her ay aramıza 170 ya da daha fazla Denizler, yeni yeni değerler katıyorlar. Onların kanını feda etmelerinin boşa gitmediğini kanıtlamak herkese borcumuz. Borcumuz çok büyük, işimiz çok fazla. Deniz Yusuf Hüseyin, iyi ki doğdunuz. İyi ki bu değerleri, sizden sonraki işçilere, gençlere bıraktınız. Denizlerin ölüme giderken söylediği gibi 'Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği, kahrolsun Amerikan emperyalizmi. Yaşasın Marksizm-Leninizm.

BOĞAZ'A KARANFİL BIRAKILDI

Konuşmaların ardından "Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filo'yu unutmayın", "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm" sloganları atan TKG'liler, hep birlikte Gündoğdu Marşı'nı söyledi.
Etkinlik katılımcıların Boğaz'a karanfil bırakmasıyla son buldu.