Darbe sonrası el konan şirketler gizlice yandaşlara mı satılıyor?

Financial Times'ın Salı günü yayınladığı Türkiye yatırım raporunda ilginç bir detay var. İddiaya göre AKP, darbe sonrası el konan şirketleri 21 Kasım'da satışa çıkartmış ve yandaş patronlar bu şirketleri ucuza kapatmak için sıraya girmiş durumda.

Haber Merkezi

Emperyalist sistemin en önemli finans bültenlerinden biri olan Financial Times, geçtiğimiz Salı günü Türkiye'de yatırım konulu özel bir rapor yayınladı. Türkiye'den Atilla Yeşilada, Serra Akçaoğlu, İlhami Koç gibi finans sektörünün önemli isimlerinin de görüşlerine yer verilen, hatta bir kamu bankası olan Halkbank'ın reklam verdiği raporda "Erdoğan'ın seçmenler harcamaya devam edebilsin diye yaptığı basınç bankacıları endişelendiriyor" başlıklı bir yazı yer alıyor. Mehul Srivastava ve Jonathan Wheatley imzalı bu yazıda, neredeyse satır arasında geçiyor denebilecek biçimde, şu ilginç iddiaya yer verilmiş:

"Öte yandan, bankalar, beklenmedik bir kaynaktan gelen fonlama talebi ile karşı karşıya. 21 Kasım'da hükümet Fethullah Gülen'in fonlanmasına yardımcı oldukları suçlamasıyla el konmuş ve yaklaşık 600 şirketi açık artırmayla satmaya başladı. Toplam değeri 10 milyar doları bulan bu varlıkları satın almak için görece küçük şirketler sıraya girmiş durumda ve bu şirketlerin en önemli özelliği Bay Erdoğan'a sadık olmaları. Ve bu şirketler de Türkiye bankalarının kendilerine yardımcı olmasını bekliyor."

Bu bilgiye dair ne ülke basınında bir satır haber, ne de şirketlerin devredilmesiyle beraber ülkenin ne büyük holdingine dönüşmüş olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun sitesinde herhangi bir duyuru var. Kaynak herhangi bir haber sitesi olsa önemsenmeyebilir belki; ancak Financial Times'ın böyle bir konuda dayanaksız haber yapması beklenmemeli.

O halde ortada sorulması gereken bazı sorular var.

Birincisi; 15 Temmuz'dan bu yana el konan ve TMSF'ye devredilen şirketler satılmaya mı başlandı?

İkincisi; Eğer böyle bir girişim başladıysa, neden kamuoyu bilgilendirilmiyor?

Üçüncüsü; Bu şirketler, adrese teslim usulüyle yandaşlara peşkeş mi çekiliyor?

Dördüncüsü; Bu "özelleştirmeler" sırasında yandaş şirketlere kamu bankalarından kredi de açılıyor mu?

Son soru ise bu şirketlerin en büyüklerinden Koza Holding'e dair; 2015 yılının Ekim ayında kayyum atanması marifetiyle el konan, geçtiğimiz Eylül ayında da darbe girişimi sonrası el konan diğer şirketlerle birlikte TMSF'ye devredilen Koza İpek Holding'e bağlı üç büyük şirket olan Koza Altın, Koza Madencilik ve İpek Doğal Enerji'nin önemli bir ortak özelliği, bilançolarında ciddi miktarda döviz fazlasının bulunmasıydı. Bu fazla, Kasım ayı ortasında her şirkette yaklaşık 700 milyon olmak üzere toplam 2,1 milyar doların üzerindeydi. Bu şirketler de satılıyor mu? Satılıyorlarsa, döviz fazlaları ile birlikte mi satılıyor, yoksa TMSF yönetimi tarafından uygun bir yolla bu fazlalıklarından "kurtarıldılar" mı?