Tüzel: Denizleri halkın kalbinden sökemediler

Katledilişlerinin yıldönümünde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelesine ilişkin bir açıklama yayınlayan EMEP, "26 Mayıs Genel Direnişi'ni Genel Grev ve Genel Boykot'larla örgütlemek üzere Partimiz ve Emek Gençliği Denizlerin devrimci militanlığıyla çalışacaktır" dedi.

Emek Partisi Genel Başkan Levent Tüzel imzasıyla Denizlerin katledilişinin yıldönümünde bir açıklama yayınladı. "Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bağımsızlık demokrasi ve sosyalizm mücadelemizde yaşıyorlar" başlıklı açıklamada üç devrimcinin katledilişinin üzerinden 38 yıl geçtiği, ancak onları asan gerici iktidarın sömürü ve zorbalık düzeninin bu devrimci militanları halkın kalbinden söküp atamadığı vurgulandı. Açıklamada, "Onlara duyulan sevgi her geçen gün büyüdü ve onlar ezilen, sömürülen, horlanan emekçi yığınların düzene karşı öfkelerinin sembolü oldular" ifadelerine yer verildi.

Denizleri istismar etmek isteyen burjuva politikacılara da tepki gösterilen açıklamada şöyle denildi:
"Denizleri kapitalizmden kopan gençliğin Sosyalizme yönelmesini engellemek için asanlar, şimdi bu yönelimi durduramayınca daha sinsi bir siyaset izliyorlar. Halkın değerlerinin, sevdiklerinin gölgesine sığınarak politika yapıyorlar. Onları anlamsızlaştırarak istismar etmek bir burjuva siyaseti tarzı olarak karşımıza çıkıyor. İşçi sınıfını sömüren kapitalist düzenin başındakiler, emek haklarından söz etmek zorunda kalıyorlar düne kadar halk düşmanı ilan ettikleri Nazım Hikmet'e, Aziz Nesin'e diğer aydınlarımıza rağbet ederek muhaliflerine yanıt veriyorlar.

38 yıl önce idam kararını onaylayan TBMM çatısı altında bugün yaşananlar ve elbette o gün başkaldıran gençliğe ders vermek adına idama el kaldıranlar halkı temsil etmediği gibi, bugün de mecliste demokrasicilik oyunu oynayanlar emekçilerin üzerinde tepinerek halka rağmen iktidarlarını sürdürüyorlar. O nedenle Denizleri, devrimci gençleri, düzene karşı mücadele edenleri katleden, darbelerin ve çetelerin hukukunu koruyan, işçi ve emekçilere saldıran, yazarları, aydınları katleden devlet anlayışını ve 12 Eylül Anayasası'nı meşrulaştıran anayasa değişikliği demokrasi aldatmasından öte bir şey değildir.

Denizlerin hala gençliğin ve halkın mücadelesinde yaşamalarını sağlayan onların tavizsiz tutumu, işbirlikçilik ve emperyalizm karşıtlığı, bağımsızlık, demokrasi ve halka bağlılıklarıydı. Onlar son sözleriyle hem Türk ve Kürt emekçilerinin gelecekteki birlikteliğine ve kardeşliğine işaret etmişler, hem de işçi sınıfı ideolojisi ve sosyalizmi haykırarak kendilerinden sonrakilere, doğru bir siyasi çizgide mücadelenin yönünü göstermişlerdir.

26 Mayıs vurgusu
Bu nedenle bağımsızlık ve demokrasi mücadelesine atılan gençlik darbeciliğe ve milliyetçiliğe prim vermeyecek halkların tam hak eşitliği ve birlikteliğe dayalı kardeşliğine sahip çıkacaktır. Yine onların devrimci militan değerlerini yaşatanlar, küçük burjuva sosyalizmi ve sınıf dışıcılığa karşı, işçi sınıfının yolunda doğru bir siyasi çizgide emekçi yığınların eseri olarak devrim ve sosyalizm mücadelesini örgütleyecektir.

Denizleri gerçekten yaşatanlar gösterişçilikten, istismardan, halktan kopukluktan uzak işçi ve emekçi direnişlerinden, TEKEL'den, 1 Mayıslardan, Newrozlardan öğrenerek, büyüyerek işçi sınıfı iktidarı yolunda yürüyecektir. İş, eğitim ve barış mücadelesinde yaşatacaklardır. Denizleri ülkemizin her yerinde andığımız bu günlerde, kapitalist krize ve saldırganlığa yanıt emek, barış ve demokrasiye sahip çıkmakla olacaktır.

26 Mayıs Genel Direnişi'ni Genel Grev ve Genel Boykot'larla örgütlemek üzere Partimiz ve Emek Gençliği Denizlerin devrimci militanlığıyla çalışacaktır.

Ancak böylesi birleşik bir mücadelenin başarısı bu soysuz, istismarcı, demokrasi ve halk düşmanı güçleri durduracaktır.

Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!

Haklarımız ve özgürlüklerimiz, barış ve kardeşliğimiz için

26 Mayıs'ta Genel Greve, Genel Boykota!"

(soL - Haber Merkezi)