Otpor, Kmara, Pora ve Genç Siviller (Mert Uzun)

Bu işte bir gariplik yok. Birçok yerdeki dönüşümün “Türkiyelisi” yaşanıyor. Aktörlerin adı değişiyor, siyasi koordinatları değişmiyor. Tam mevsiminde ortaya çıkıyorlar. Daha doğrusu ihtiyaçlar sonucunda ortaya çıkarılıyorlar. Bizdekiler de böyle bir zamanda ortaya çıktı. Sıfatları aynı: “genç ve sivil”. Bizdekinin ismi diğerlerinden daha güzel: “Genç Siviller”.

Hatırlayalım: “Bizimkiler” her “taraftan” pis kokular yükselirken sevimli Converse’leri ile Pembe Köşk’te Abdullah Gül tarafından ağırlanarak piyasaya çıkmışlardı. Orada burada yaptıkları eylemlerin” pahalılığı” ile sık sık gündem olmuşlardı. Bu aralar yine medyada sık sık kendilerine yer buluyorlar. Artık sadece yaptıkları “eylemleri” değil, neyi temsil ettiklerini anlatmaları için o programdan bu programa çağırılıyorlar.

Türkiye’nin dönüşümünün bir parçası olarak gençliği gözlerine kestirmiş durumdalar. Onlar da Türkiye’de gençliğe hitap etmeden bir şeylerin yolunda gitmeyeceğinin farkındalar. Yıllar öncesinden başlayarak tarikatlar ile bir kuşağı yetiştirmişlerdi. Onlar şimdi kendi kadrolarını oluşturuyor. Şimdilerde tarikatlar cenahında hız kesmeden ilerlerken gençliğe hitap edecek farklı kanalları zorluyorlar. Daha yenilir yutulur, daha “modern”, daha cicili bicili…

Bana kalırsa bir kimliği tartıştırmaya, örneklendirmeye çalışıyorlar. 2000’li yılların gençlik kimliğini… Muhalif, “sivil”, her renkten oluşan bir kimlik… Sosyal demokratının gericisiyle, solcusunun liberaliyle oynaştığı suya sabuna dokunmayan AKP ile kaynaşmış bir gençlik… Hep beraber bir olup “darbeleri durduracak, demokrasimizi ve insan haklarımızın” yılmaz savunucusu olacak bir gençlik...Geçiniz.

Tekrar ediyorum. Durduk yere ortaya çıkmıyorlar. Tam çıkmaları gereken zamanda ortaya çıkıyorlar. Ne daha erken ne daha geç.

Başka yerlerde de böyle olmuştu. Bir dönüşümün içerisine doğmuşlardı adeta. Belki bizdekine göre biraz daha “renkli” geçiyordu işler orada ama neyse…

Hazır renkli demişken gelin biraz başka “sivil gençlere” bakalım nerede, ne zaman, nasıl “kurulmuşlar ” bir inceleyelim. Avrupa ve Kafkaslar’ın 10-15 yıl öncesinden bugününe kısa bir gezi yapalım ve orada olan bitenlerle bugün arasında bir bağ kurmayı deneyelim…

Öncelikle bir isim: George Soros. Bu adamın adını artık duymayan yok gibi. Olsun. Ben yine de kabaca birkaç özelliğini sıralayayım: Borsa spekülatörü, ”yılmaz insan hakları savunucusu”, azılı anti-komünist. SSCB’nin dağılmasıyla ortaya çıkan devletlerin ve eski doğu bloğu ülkelerinin 90’lardaki yeniden şekillendirilmesinin oyun yazarı olmasa da başrol oyuncusu, finansörü…

Soros eliyle 1980’lerin başında Polonya ile başlayan sivil muhalefet havası 91 sonrası Avrupa’da ve Kafkaslarda oldukça “kadifeli, turunculu, güllü” rüzgârlar estirdi. Polonya’da sivil darbe yapıldıktan sonra ilk olarak Yugoslavya’ya ardından Romanya’ya, Bulgaristan’a, Arnavutluk’a yerleşen Soros, 2000’lere geldiğinde kurduğu enstitülere, desteklediği yandaş medya organları ile Avrupa, Ortadoğu ve Kafkaslarda dev bir propaganda şirketine dönüştü.

Soros ve finanse ettiği kuruluşlar ile yürütülen operasyonlar ile birçok ülkede iktidarlar yerlerinden edildi, sivil halk sokağa döküldü…

Burada duralım. Elbette Genç Sivillerin bu operasyonlarda payı vardı gibi bir zorlama içerisine girecek değilim. Zaten Genç Siviller bu rüzgârlar eserken henüz kurulmamıştı. Ancak birkaç başka “Genç Sivil” örgütün bu operasyonlarda fazlasıyla payı vardı. Onlar da tam zamanında ortaya çıkmışlardı. İsterseniz kısaca onları tanıyalım.

1998 yılında Belgrad Üniversitesi’nde üniversite öğrencileri tarafından bir gençlik örgütü oluşturuldu. “Otpor” isimli gençlik örgütü dönemin iktidar muhalifleri kanadında kısa sürede yerini aldı. O dönem Miloseviç’e karşı yürütülen kampanyanın başını bu örgüt çekiyordu.

Miloseviç’e karşı yürütülen çok yanlı operasyon ABD tarafından açıkça yönetiliyordu. Soros vakıflarının fonları ile desteklenen sivil toplum örgütleri, “aydınlar” ideolojik şiddetlerini her geçen gün arttırıyordu. Bu operasyonun baş mimarlarından biri 2009 Eylülünde Tiflis Büyükelçiliği görevinin ardından emekli olan Richard Miles idi. Miles aynı zamanda Otpor’un fikir babalığını da yapıyordu. Otpor, yürütülen sivil kampanyanın sokak ayağının ve sivil itaatsizliğinin baş aktörüydü. Renkli ve gençlerin ilgi gösterdiği eylemler düzenliyorlardı. Kısacası mevcut iktidardan “Genç Siviller Rahatsızdı”…

2003 yılına geldiğimizde ise Gürcistan’da “gül kokulu” bir sivil itaatsizlik kampanyası vardı. Soros destekli özel televizyonlardan başlatılan Şevardnadze aleyhtarı kampanya kısa sürede tüm Gürcistan’da etkili oldu. Televizyonlarda yapılan tartışma programları, gazeteler ile toplum kısa sürede yoğun bir ideolojik saldırıya maruz kaldı.

O dönemde ABD Gürcistan’a yeni büyükelçisini gönderdi. Gelen isim tanıdıktı: Richard Miles… Belgrad’dan ayağının tozuyla gelen Miles “demokrasiyi ve insan haklarını” Gürcistan’a getirmek için gönderilmişti. Eş zamanlı olarak Sırbıstan’daki “sivil darbenin” yerel aktörleri de Gürcistan’a gönderildi. Otpor’un kuruculuğunu üstlenen üniversite öğrencileri Tiflis’e yerleşti. Bu gençler bu sefer Gürcistan gençliğini “yetiştirmek” için işi başı yaptılar. Kollar sıvandı… Soros’un desteğiyle kısa zaman sonra “Kmara” ismini alacak gençlik örgütünün kurucuları Otpor’un kurucuları tarafından yetiştirildi. Kmara’nın reklamı özel televizyonlarda bolca yapıldı. Gençliğin “sivil temsilcileri” yaşanan bu süreçte sokaklarda ve medyada yerlerini almış, görevlerini yerine getiriyordu. Sivil darbenin gençlik ayağını örmede önemli bir misyon üstlendiler.

Ve son olarak Ukrayna… Turuncu atkılarla sembolleşen, Dünya’ya zehirlenen “mağdur” başkanının reklamı yapılan Ukrayna’da hareketli günler yaşanırken Gürcistan’daki senaryonun benzeri burada da gerçekleşti. Seçim sürecinde Soros vakıfları tarafından yürütülen kampanyalar ile muhalefetin seçimden galip çıkacağı propagandaları aylar öncesinden başladı. Seçim sonuçlarının “beklenen” şekilde çıkmamasının ardından seçimlere fesat karıştı iddiasıyla toplumsal dinamikler harekete geçirildi. Ukrayna gençliğine müdahale gecikmedi… Otpor ve Kmara’nın kuruluş felsefesine cuk diye oturan Pora adlı “Genç Sivil” örgüt hızlıca sokaklara çıkarıldı. Seçimler arifesinde gündeme oturan Pora seçim sonuçları açıklandıktan sonra gençliğin sokağa dökülmesinde en aktif rolü üstlenen sivil toplum örgütüydü…

Kafkaslar’da ve Avrupa’da yaşanan bu süreç elbette birkaç paragraf içerisinde özetlenmeye yetmeyecek siyasi dalgalanmalar geçirdi. Sivil darbelerin yapılış sürecinde birçok aktör vardı. Medya, dernekler, sivil toplum örgütleri, “sivil aydınlar” vb…

Gelin yukarıda bahsedilen aktörlere bir de Türkiye cephesinden bakın. Tanıdık geliyor mu? Eminim Avrupa’da ve Kafkaslarda yürütülen operasyonların motor gücünü oluşturan basın, “aydın” ve diğer “sivil unsurların” propaganda taktikleri sizlere Türkiye’de de kimi kurumları, kanalları, gazeteleri, dernekleri hatırlatıyordur.

Türkiye dönüşüyor… Yaşananların adı karanfil mi, kadife mi, turkuaz mı çok önemli değil. Ayrıca Türkiye’de yaşanan süreç ile yukarıda özetlediğim dönüşümler arasında birebir örten bir fonksiyon oluşturma zorunluluğu da bulunmuyor. Zaten bu süreç Avrupa ya da Kafkasya ile tıpa tıp aynı gitmiyor. Ancak belirli açılardan zorlama sayılamayacak benzer müdahaleler ile karşılaştığımız muhakkak. Örnekler çoğaltılabilir.

Dönüşümün birçok parametresi olmakla birlikte yukarıdaki örneklerde vurgu yaptığım “gençlik ve dönüşüm”e dikkatli bakmak gerek.Operasyonu yürüttükleri ülkelerin en dinamik unsuru ve sokak gücünü oluşturan gençlerine hitap etmeyi, onları temsil edebilme kabiliyetlerini arttırmaya çalışıyorlar.

Gencecik bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye dönüşecekse, bu dönüşüm projesinin olmazsa olmazı gençliğin dönüşümünü sağlamaksa, Avrupa’dan beş kat daha fazla “çaba” harcayacaklar demektir. Bunu yapmaya başladılar, süreç Batı’ya nazaran daha yavaş işliyor gibi gözükmesin, burası Türkiye. Aynısı olmasa da benzeri bir gençlik operasyonu başlayalı epey zaman oldu.

Nereden nereye geldik… Neyse konumuza dönelim. Sahi konumuz neydi? Otpor? Kmara? Pora? Yok yok bunlar başka memleketlere ait.

Peki ya Genç Siviller? Size tanıdık geliyor mu?

Ukrayna’da, Gürcistan’da, Sırbistan’da gençlerle haşır neşir olmayı pek seven ABD Dışişleri Bakanlığı 3-5 Aralık’ta New York’ta düzenlediği “Gençlik Hareketleri İttifakı Programına” ” bizim sivilleri” de çağırmış. Katılmışlardır.

İnsanın sorası geliyor “acaba Richard Miles’da orada mıydı? Otpor, Kmara, Pora’nın deneyimlerini bizim siviller ile de paylaştı mı?” diye… Biliyorsunuz bazı işlerden emekli olunmaz aslında.

Bana kalırsa bu sefer başka şeyleri konuşmuşlardır. Zaten bu deneyimler daha Pembe Köşk’e çıkmadan, Converse’ler ayaklara giyilmeden paylaşılmıştır. Ne dersiniz? Çok mu zorluyorum?

Mert Uzun