Faşizm ve din (Mehmet Baydan)

Üzerine en çok yazılmış olan konunun, faşizm olması gerekir. Gerek tez, gerek kitap, makale ve başka türlerde de sayısız eserler verilmiştir. Yine de günümüzde faşizm, konusunda önemli bir kafa karışıklığı var. İnsanlar, 20 yüzyıldaki gibi kaba bir faşizm algısının ötesine geçemiyorlar. Yani insanlar gaz odalarına doldurulacak veya toptan kurşuna dizilecekler ki faşizm olduğuna inansınlar. Oysa 21. Yüzyıl faşizminin biraz daha yumuşak olması gerektiğini anlayamıyorlar. Temel düşünce hatası faşizmin Avrupa’da yaşanıp bittiğini ve Müslüman bir ülkede faşizm olamayacağını düşünmeleri… Oysa bu gün bütün şeriatla yönetilen ülkelerin, özünde faşist olduğunu kimse düşünmüyor bile! Hatta ileri faşizm!

Din hiçbir zaman faşizme engel olamadığı gibi, her faşizmin kendi dini olmuştur. Örneğin Hitler, Nazizm’e özgü bir din yaratmaya çalışmıştır. Eski Cermen dini ögelerini de Hristiyanlıkla yoğurmaya çalışıyordu. Yani kendine özgü bir din. Şu an iktidarın ve diyanetin yarattığı yeni dinin de gerçek İslam dini ile bir ilgisi yoktur. Bu din anlayışı, sadece ibadet ritüelleri açısından İslam dinine benzemektedir. Kendilerine özgü bir din yaratırken, geleneksel dinden tamamen sapmışlardır…

İnsanlar genelde milliyetçilik/ulusçuluk konusunu da, faşizmin olmazsa olmazları içinde saymaktadırlar. Oysa 1930’ların Almanya’sı Cermenler ve içindeki Yahudilerden oluşuyordu. Türkiye gibi, çok fazla miktarda etnisiteden oluşan bir coğrafyada elbette ulusçuluk Almanya’daki gibi olamaz. Elbette burada coğrafya milliyetçiliği, “BÜYÜK TÜRKİYE” veya tarih milliyetçiliği “YENİ OSMANLI” gibi olacaktır. Elbette iç düşmanlar solcular, ateistler, Atatürkçüler…falan olacaktır. Bu şekilde ülke bölünmüş, Haziran Olayları ise bu baskı ve bölünmeye bir tepkidir.

Elbette her faşizmin, en önemli silahı hukuktur. Hep böyle olmuştur ve artık yargı yoluyla herkesin ipi çekilebilmektedir. Her ne kadar zindanlar doluysa da, daha çok doldurulacaktır! Elbette sonsuz yetkilerle donatılmış bir Gestapo ve polis olmak zorunda. Karizmatik lideri koşullar uyduğunda ortaya çıkarırlar. Yani çıkarmışlardır. Bu tamamen yerli ve yabancı emperyal güçlerin çıkar örgütüdür. Her zaman faşizmi, ABD ve AB emperyalizmi örgütlemiştir ve şimdi de Ukrayna’da örgütlemektedir. Tarih boyunca gördüğümüz her faşist liderin, ileri derecede ruhsal hasta ve de narsist olduğudur!

Aslında faşizmin temel göstergesi sanata ve bilime saldırmasıdır. Heykelleri parçalarlar, saklarlar, kitapları yasaklarlar, düşünceyi ve kendilerine karşı olan her şeyi yasaklarlar. Bu en tipik özelliğidir ve sadece bu özelliği bile faşizmi anlamamızı sağlar!

O yüzden, faşizme karşı mücadele etmek için doğrudan emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadele verilmelidir. Emperyalizmi, bir ülkeden çıkarmadıkça zamanla daha büyük belalarla karşılaşılacaktır. Tam bağımsızlık elde edilemediği sürece, hiçbir şey kazanılamaz.