Karl Marx: 1818 yılında doğan Marx (sayılarla oynayınca 1881’e ulaşmak için Devlet Bahçeli olmaya gerek yok) eserlerinde yüzlerce kez ‘gerici’, ‘gericilik’ sözcüklerini kullanmış, bir Kemalist olarak farklılıklara tahammülü olmadığından Barmen, Manchester, Paris’te çeşitli Atatürkçü Düşünce Dernekleri’nde aktif olarak çalışmış Engels ile birlikte yazdığı Komünist Parti Manifestosu’nda beğenmediği sosyalistlere bile ‘gerici sosyalistler’ demekten çekinmemiştir. British Museum’a türbanla girişi engellemeye çalıştığı da anlatılanlar arasındadır.

Vladimir Lenin: Vladimir, 22 Nisan 1870 yılında dünyaya gelmiştir (23 Nisan’ı hatırlatalım burada). Küçük yaşlarından itibaren Simbirsk’te karga kovalayan Lenin’e ilkokulda Vladimir isimli hocası tarafından tarafından “Senin adın Vladimir, benim adım da Vladimir. Senin adın bundan sonra Vladimir İlic olsun.” denmiştir. İlic ismi buradan gelmektedir. Lenin de çok iyi bir Kemalist olduğu için Duma’ya, Rus burjuvalarına, diğer sosyalist hareketlere bol bol “gerici” suçlamasında bulunmuştur. Halkı gericiliğe karşı darbeye teşvik eden çok sayıda yazı ve eylemi de mevcuttur. Lenin, uzunca bir süre İşçi, Köylü ve Asker (bu sözcüğe dikkatinizi çekmek isteriz) Atatürkçü Düşünce Derneklerini uzaktan kumanda ile yönetmiş, tipik bir tepeden inmecidir. Rusya’daki Ekim Cumhuriyet Mitingleri diye bilinen seçilmiş Duma’ya karşı girişilen darbenin akıl hocasıdır.

Maximilien Robespierre: 6 Mayıs 1758’de Arras’ta pembe boyalı bir evde doğan Robespierre, Fransa’daki Kemalist Devrim’in en önde gelen figürlerinden biridir. “Devrimsiz Devrim mi istiyorsunuz?” diye tepeden inmeci, Jakoben taktiklerine karşı çıkanlara kafa tutan Robespierre’in demokrasi güçleri tarafından derdest edilmesi ile açılan dönem sonradan Fransız Kemalist tarihyazımı tarafından “Thermidor gericiliği” olarak adlandırılacaktır. Robespierre’in doğum gününün Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan gibi Türkiyeli Kemalistlerin Kemalist cunta tarafından asılmasına denk gelmesi ayrıca önemlidir.

Rosa Luxemburg: 1871’in 3 Mart günü (1924’te laikçi TC’nin medreselere el koyduğu ve Halife’yi sınırdışı ettiği gün) doğan Rosa, diğer Kemalistler gibi gericilik sözünü sık sık kullanmış, hatta 1903 yılında halkın inançlarına nasıl da saygısı olmadığını şu cümleyle ifade etmiştir: “Sosyalistler, cumhuriyet karşıtı ve gerici bir kuvvet olan Kilise’ye karşı savaşmalıdır.” Kautsky’i yeterince Kemalist olmamakla suçlayan Luxemburg’un hayatında bir kez bile başını örttüğünü gören olmamıştır. Hatta Kiel’de Kemalist elitler tarafından başlatılan Almanya’daki darbe girişiminde, İşçi ve Asker Konseyleri’nde başörtülü genç kızlara yönelik ikna odaları kurduğu söylenenler arasındadır. Rusya’daki Kemalist faaliyetleri ve nihayetinde Ekim Cumhuriyet Mitingleri’ni Marx’ın Kemalizminin özünden uzaklaşmakla eleştirmiştir.

Leon Trotsky: 1879 yılının Türk İnkılab Enstitüsü’nün kuruluşuna denk gelen 7 Kasım günü dünyaya gelen Trotsky, gericilik sözcüğünü kullanması ile meşhur Kemalistlerin en önde gelenlerindendir. Dostoyevski’den, Stalin’e, küçük burjuva unsurlardan, seçilmiş yöneticilere kadar herkese gerici diyen Trotsky, Rusya’daki 1917 Cumhuriyet Mitingleri’nde çok etkin biçimde görev almıştır. Hükümete karşı darbeyi örgütleyen en önemli örgütlerden olan Petrograd Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığı da yapmış olan Trotsky, bütün bunlar da yetmezmiş gibi Kızıl Ordu’nun başına geçerek Kemalist Rusya’daki askeri vesayetin kurucularından olmuştur. Kemalizme muhabbetinden menbaına gelip Büyükada’ya yerleşen Trotsky, 1935 yılında Fransız işçilerine dönük Stalin’in Kemalizme ihaneti konulu mektupta Kemal Paşa’nın polisinin kendisi ile ne derece yakından alakadar olunduğunu anlatır.