Ve 'hizmet' konuştu: 'Sanal ortam da normalleşecek'

Fenerbahçe-Galatasaray maçının ardından Twitter'da cemaati ima eden bir mesaj yazan Ergun Babahan'ın ardından Ruşen Çakır'ın Fenerbahçe-cemaat bağlantısı ile ilgili yazı dizisi cemaatin basın organlarını rahatsız etti. Zaman'ın Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı "sanal ortam da normalleşecek" dedi.

Star yazarı yandaş kalem Ergun Babahan'ın Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki şampiyonluk maçının ardından gelişen polis şiddetine öfkelenerek, Twitter hesabından yayımladığı mesajlar basında cemaate yakın yayınları öfkelendirmiş, ölçüyü kaçırdığını düşünen Babahan ertesi gün bir özür açıklaması yapmıştı. Bu olayın ardından Vatan yazarı Ruşen Çakır'ın cemaatin Fenerbahçe'yi ele geçirmeye çalıştığı iddialarıyla ilgili bir yazı dizisi başlatması, kendisini "hizmet" olarak adlandırmayı tercih eden cemaatin yayınlarında yeniden nabzın yükselmesine neden oldu.

STV Haber: "Hizmet'in başına bir şey gelirse sorumlusu Çakır'dır"
Çakır'a yönelik en sert tepki STV Haber'den geldi. STV Haber konuyla ilgili, "son günlerde bazı gazeteciler 'hizmet'e karşı çalışmalarıyla Fenerbahçe camiasını 'hizmet'e karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. O gazetecilerden biri olan Ruşen Çakır da bu oyunu devam ettirebilmek için bir yazı dizisi bile başlattı. Hizmet hareketinin başına bir şey gelirse bunun sorumlusunun da Ruşen Çakır olduğunu belirtmek isteriz" şeklinde bir "haber" yaptı.

İşte STV'nin o 'haberi':

Zaman'ın Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ise bugün"Sanal Cinnet" başlığını taşıyan köşe yazısında Ruşen Çakır'a değinerek şunları yazdı:

"Cemaat uzmanı" bir meslektaş, Fenerbahçe-cemaat konusunu yazıyor. Hatta sanal platform açarak taraftarları mesaj atmaya davet ediyor. Sonra da bu tuhaf uygulamaya "yazı dizisi" adını veriyor. Böyle gazetecilik olur mu? Hiçbir mantıklı izahı olmayan bir konu üzerine analizler döşenmenin, "insanların hissiyatı böyle" diyerek başka bir kitlenin hakkına tecavüz etmenin neresi gazetecilik? Bir başkası da kalksa yazı dizisi sahibi hakkında sanal bir platform açsa "Buyurun atış serbest" dese haksızlık etmiş olmaz mı? 100'den fazla yazı kaleme alıp, her defasında olumsuz kanaat ve şüphe yayan bir yazarın objektifliği tartışma konusu olursa insanların söyleyeceği her söze katlanmak zor olsa gerek. Tepkiyle sarf edilecek sözler ne kadar "objektif" ve makul sayılabilir ki!

Dumanlı'nın Ruşen Çakır'la ilgili bu değerlendirmelerine yazısının "panorama" alt başlığını taşıyan bölümünde yer vermesi ve hemen ardından da Mehmet Eymür'ün "MİT'e çalışan gazetecilerin çok olduğu muhakkak" sözlerini aktarması dikkat çekti. Dumanlı, İsmet Berkan'ın Mehmet Eymür'le röportajında sorduğu "Siz MİT'te yöneticiyken istihbarata çalışan gazeteci var mıydı?" sorusuna, "MİT için çalışan gazetecilerin çok olduğu muhakkak. Ama ben hepsinin ismini bilmem" yanıtını verdiğini belirterek yazısına şöyle devam etti:

İşte tam bu noktada durup derin bir nefes almak gerekiyor. Çok sayıda gazeteci istihbarat elemanı ise onların yaptığı haberler, kamuoyuyla paylaştığı yorumlar gerçeği ne kadar yansıtıyor? Daha çetin bir soru da akla gelmiyor değil: Yabancı istihbaratlar için çalışan ve gazeteciliği ajanlığa maske yapanlar da var mı acaba? İstihbarat örgütlerinden maaş alan "gazeteciler" belli olmadıkça bu ülkede dönen dolapları anlamak mümkün mü?

"Sanal ortam da normalleşecek"
Ekrem Dumanlı yazısının esas bölümünde ise Ergun Babahan örneğine çatarak, "Cemaat Fener'i ele geçirmek istiyor" propagandasının yayılmak istendiğini ve bunun etkili de olduğunu söyledi. Dumanlı, Babahan'ın mesajlarına atıfla "Ne yazık ki kara propaganda işe yarıyor ve kalem erbabını bile savurup atıyor. Adam gece yarısı kupa kaybedince 'hizmetlerini takdir ediyorum' dediği saygın insanlara bile galiz bir dille hakaret edebiliyor" dedi.

Buradan "Twitter'ın zararlarına" gelen Zaman Genel Yayın Müdürü, "Karamsar olmaya gerek yok! Türkiye normalleştikçe sanal ortam da normalleşecek" diye yazdı.

(soL-Haber Merkezi)