Çıkarken de cemaate 'dokundu'

Gözaltına alınışı sırasında Gülen cemaati ile ilgili çalışmalarını kastederek "Dokunan yanar" diyen Ahmet Şık, bugün cezaevinden çıkınca da cemaate dokunan açıklamalar yaptı.

Ahmet Şık, ilk olarak "Eksik kalmış adalet, bu ülkeye adalet hukuk ve demokrasi getirmeyecek" dedi.

"Sadece benim davamda 5 tutuklu gazeteci var, onun dışında 100 kadar gazeteci hala içeride” diyen Şık, "İfade özgürlüğü meselesi bu ülkede sadece gazetecilerin sorunu değil. 600 civarında üniversite öğrencisi, KCK davasında da 6 binin üzerinde tutuklu insan var. Bunların hepsi düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesi gereken tutukluklar. Biz bunun mücadelesine devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Şık, 'Adalet ne zaman sağlanacak?' sorusununun kendisine sorulması durumunda yanıtının şu olacağını söyledi: "Bu komployu kuran ve yürüten polisler, savcılar ve hakimler bu cezaevine girdiği zaman. Ben burada and içiyorum. Onlar buraya girdiğinde bu ülkeye adalet gelecek. O cemaat-çete bağlantılı adamlar buraya girecek..

Çok net bir şey var. Cemaatçi olan herkesi suçlamıyorum ama bu işin sorumluları cemaat bağlantılı. Cemaatçi olup da emniyet, yargı ve bürokratik örgütlenme içinde çete gibi çalışan adamlar var. Asıl sorumlu da bunlar. Siyaseten sorumlusu ise bunlara cevaz veren, ses çıkarmayan AKP hükümetidir."

Şık’ın son sözleri, "Ama herkes bilsin. Bunca baskı ve zulümden, o iktidarın korktuğu bizim de özlemini duyduğumu ve mücadelesini sürdürdüğümüz hayat çıkacak" oldu.

Nedim Şener ise, "'Hrant için adalet için' diye girdim, 'Hrant için adalet için' diye çıkıyorum" dedi. Şener, Hrant Dink için adalet sağlanmadığı sürece Türkiye'de ne özgürlükten, ne güvenlikten bahsedilebileceğini söyledi. Şener, "Dink'i katleden karanlık güçler bugün bizim özgürlüğümüzü tehdit ediyorlar, gazeteciliğimizi tehdit ediyorlar, ama başarılı olamayacaklar" dedi.

Şener, "Bundan sonra tüm çabamız, bir meslektaşımız olan Hrant Dink'in kanını yerde bırakmamak olacak" dedi. Şener, ilk yapacağı haberin de Dink'le ilgili olacağını söyledi.