Köye çöp depolamak için sabırsızlanıyormuş!

Manisa’nın AKP’li Belediye Başkanı, “Develi köyüne katı atık bertaraf tesisi kurmak için sabırsızlanıyoruz. Artık bu iş için Develi’den vazgeçmeyiz” dedi.

soL (HABER MERKEZİ) Manisa'nın Saruhanlı ilçesine bağlı Develi Köyü sakinleri, köylerine kurulması öngörülen katı atık arıtma tesisine karşı yaklaşık üç yıl önce başlattıkları hukuk mücadelesini sürdürürken, kötü haber Danıştay'dan geldi. Danıştay, Manisa İdare Mahkemesi'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararını "usulden" bozdu.

Kararı duyan Manisa'nın AKP'li Belediye Başkanı Bülent Kar, "artık Develi köyünden vazgeçmeyiz. Develi köylüsünün avukatlarının yapacağı itirazdan bizim aleyhimize sonuç çıkacağını sanmıyoruz. En kısa zamanda katı atık bertaraf tesisinin yapımına başlamak için sabırsızlanıyoruz" dedi.

Develi köylülerinin avukatı Şehrazat Mercan, soL'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Danıştay, Manisa İdare Mahkemesi'nin kararını esastan değil, usulden bozmuştur. Kararın içeriğiyle değil, biçimiyle ilgili bir bozma söz konusudur. Biz Develi köylüleri adına Danıştay'a gerekli itirazı yaptık. Hukuksal süreç bitmedi, devam ediyor. Kimsenin sevinip bayram etmesine, sabırsızlanmasına gerek yok. Hukuk, uzun ince ve titiz bir mücadele yoludur."

Develi köylülerinin mücadele azminden vazgeçmediğini, hukukun tüm yollarını sonuna kadar kullanacaklarını ifade eden Mercan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üç yıl önce üniversite öğrencisi olan Develili gençler vardı. Onlar şimdi mezun oldu. Biri avukat, biri eğitimci oldu. Şimdi mücadele bayrağını onlar devralacaklar. O gençlerle birlikte dün gün boyu birlikte çalıştık, itiraz dilekçemizi hazırladık. Develi halkının mücadelesi, bir onur mücadelesi haline gelmiştir. Develi halkı, Manisa'nın çöpünün kendi köylerinde birikmesini, arıtılmasını istemiyor."

Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar'ın avukat olduğu halde, henüz sonuçlanmamış bir dava hakkında "sabırsızlanıyoruz" türünden açıklamalar yapmasını da yadırgadığını vurgulayan Mercan, "bir hukukçuya yakışmayan üslupla yapılan açıklamalar üzüntü vericidir. Bülent Kar'ın sabırsızlanmasına gerek yok. Çünkü henüz mahkemenin nihai kararı belli değil. İkincisi, Bülent Kar'ın gelecek yıl belediye başkanı olup olmayacağı belli değil. O nedenle hiç kimse lüzumsuz heveslere kapılmamalı" dedi.

Ne olmuştu? (*)

Takvimler 2005 yılının Mart ayını gösteriyordu. Yakın bir gelecekte seçim görünmüyor, AKP iktidarı ABD ve AB emperyalizmiyle işbirliği içinde icraatını sürdürüyordu.

Manisa'nın Saruhanlı ilçesine bağlı Develi köyü sakinleri ise bir yandan tarlada bekleyen ve artık "para etmeyen" tütün ile pamuğun akıbetini düşünüyor öte yandan köylerine inşa edilecek olan çöp depolama tesisine karşı ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Manisa'da çeşitli dernek, sendika ve siyasi partileri gezen Muhtar Hüseyin Göksu önderliğindeki Develi köylüleri, tüm kapıların yüzlerine kapanması üzerine çaresizlik içinde kalmışlardı.

Develi köylülerinin kendilerine de başvurması ile sorundan haberdar olan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Manisa İl Örgütü, bu konuda bir dizi girişimde bulunma kararı aldı. Develi köylüleriyle iletişime geçen TKP Manisa İl Komitesi üyeleri, köye bir ziyarette bulunarak sorunlar ve köylülerin beklentileri hakkında bilgi aldılar. Develi köylüleriyle birlikte dayanışma içinde çöp depolama tesisine karşı hukuki ve siyasal bir direniş başlatma kararı alan TKP Manisa İl Komitesi, ilk olarak bilimsel ve hukuki verileri toplamaya başladı. Tarım uzmanlarıyla, hukukçularla ve çevrecilerle bir araya gelinerek, söz konusu alana çöp depolama tesisi yapılmasının çevresel etkileri değerlendirildi.

Bu konulara hakim, daha önce de çeşitli köylerde benzer davaların avukatlığı yapan İzmir Barosu avukatlarından Şehrazat Mercan'la birlikte Develi'ye giden TKP'liler, köy sakinleriyle neler yapılabileceğini uzun uzun tartıştılar. Avukat Şehrazat Mercan işin hukuki yanıyla ilgilenirken, TKP Manisa İl Komitesi üyeleri de konuyu siyasal platforma taşıyıp, bir eylem takvimini yürütmeye başladılar.

İdare Mahkemesi'nde dava sürerken, Develililer köylerinde bir bahar şenliği düzenledi. Şenliğin en önemli konukları TKP'liler oldu.

Çöp depolama tesisinin yapılması planlanan alanda, zeytin fidanları dikildi, davul-zurna eşliğinde halaylar çekildi, köylü kadınların evlerinde hazırladıkları yemekler yenildi, o günlerde henüz istim alan Yurtsever Cephe hareketi köy halkıyla paylaşılmaya başlandı.

Yurtsever Cephe Manisa İnisiyatifi'nin 2005 Nisan ayında gerçekleştirdiği ilk salon toplantısına, Develi köylüleri kitlesel bir katılımda bulundular.

Toplantının konuşmacısı Prof. Nurettin Abacıoğlu, ilk kez böyle bir topluluğa hitap ettiğini belirterek, sevincini dile getiriyordu.

Salonda bir yandan emperyalizm karşıtı sloganlar atılıyor, diğer yandan "Develi çöplük olmayacak" pankartları yükseliyordu.

Tarım kesiminin yaşadığı sıkıntılar dile getiriliyor, çokuluslu tarım tekellerinin insafına terk edilen köylülerden, üreticilerden dem vuruluyor Develi'yi çöplük haline getirmeye çalışanların da ülke tarımını yok etmek isteyen işbirlikçi hükümetler olduğu vurgulanıyordu.

Develi köyüne ziyaretler aralıksız sürdü, her ziyarette köy halkı ile TKP'liler birbirlerine daha da yakınlaştılar.

Üç ay öncesine kadar yabancı bir erkekle konuşmaya çekinen Develili kadınlar, üç ayın sonunda sokaklara çıkan, Manisa Belediyesi'nin önünde TKP'lilerle birlikte slogan atan, kameralara konuşan bilinçli bireyler haline gelmişlerdi. Bu arada hukuki mücadele sürüyor, İdare Mahkemesi'nin talep ettiği bilirkişi raporu hazırlanıyordu. Develi köylüleri, gün geçtikçe daha da siyasallaşıyordu, öyle ki 2006'nın Eylül ayında TBMM'nin önünde "Lübnan'a Asker Göndermeye Hayır" gösterisinde Yurtsever Cephe saflarında Develi köylüleri de vardı.

İdare Mahkemesi sonunda kararını 26 Aralık 2006'da açıkladı. Develi köyüne çöp depolama tesisi kurulması konusunda yürütmeyi durdurma kararı çıkmıştı. Haber, Develi'de ve Manisa'da sevinçle karşılandı. Davul-zurna eşliğinde köy meydanında basın toplantısı yapıldı. Haber, kamuoyuyla paylaşıldı. 2007'ye girilirken Develi halkı sevinçliydi.

Çöp depolama tesisinden kurtulmuşlardı ancak tarlada, toprakta işler kötüye gidiyordu. Devlet tarım kesimini küçülmeye zorlamak için destekleme alımlarını durdurmuştu. Tarımsal üretimde maliyetler yükselmişti. Tütün de para etmiyordu, pamuk da. Ülke tekstilcisi pamuğu Yunanistan'dan, İtalya'dan, İspanya'dan alıyor dünyanın en kıymetli tütünü olarak bilinen Ege tütünü "küresel" denilen pazarda değer kaybediyordu.

Nisan ayına gelindiğinde cumhurbaşkanlığı krizi yaşandı, Mayıs'ta erken seçim ilan edildi. TKP'liler, iki yıl boyunca adeta kader birliği ettikleri Develi köylüleriyle yaklaşan seçimler üzerine konuşuyor, oyların niçin Yurtsever Cephe adaylarının gösterildiği TKP'de toplanması gerektiğini anlatıyorlardı. Develililer de yakın geçmişte yaşanan "çöplük macerasını" hatırlayıp bu seçimde AKP'den intikam alacaklarını söylüyorlardı.

22 Temmuz günü sandıklar açıldığında sonuçlar hayli ilginçti. 2002'de 464 oy alan AKP'nin oyları 194'e düşmüştü. Ama AKP yine de birinci partiydi. DP 164, MHP 71, CHP 55, LDP 2, HYP 1 oy almıştı. TKP'ye ise "sıfır" oy çıkmıştı. Seçimden üç gün sonra Ege'nin bölgesel gazetelerinden Haber Ekspres'te Ahmet Çınar köşesinden konuya dikkati çekmiş ve "Yok deve" başlıklı bir yorum kaleme almıştı.

Kısa sürede bu yazı ulusal basının ilgisini çekti. Milliyet'te Melih Aşık, Vatan'da Mustafa Mutlu köşelerinde, söz konusu yazıdan alıntılar yaptı.

Hürriyet, Akşam ve Yeni Asır'da da tam sayfa haberler yer aldı.

Ancak haberler genellikle "Develi'den TKP'ye kazık", "Develi köylüsünün çalımı" şeklinde, hiç de TKP'nin üslubunu ve jargonunu yansıtmayan bir biçimde veriliyordu. Bunun üzerine TKP Manisa İl Komitesi, bir basın yaparak, Develi halkına asla kırgın ve kızgın olmadıklarını vurguladı.

(*) Bu bölüm, olayın geçmişini anımsatmak ve bellekleri tazelemek için 10 Ağustos 2007 tarihli Yurtsever gazetesinden alınmıştır.