İstanbul'da önceki gün hayatını kaybeden yönetmen Ahmet Uluçay için Beyoğlu Sineması'nda bir tören düzenlendi.
Beyoğlu Sineması'nda düzenlenen törende Uluçay’ı anlatan bir sinevizyon gösterimi yapılırken, çeşitli sinemacılar söz alarak konuşmalar yaptı. Düzenlenen törende söz alan yönetmen Ezel Akay, Uluçay'ın zor şartlarda sinema ile uğraştığını söylerken, ''Biraz garip gelecektir, ama ben Ahmet'i Türkiye'deki modern sinemanın en önemli önderlerinden biri olarak görüyorum. Kısa filmlerinde yaptığı şeyler hiç klasik olmayan sinemanın örnekleri aslında'' dedi. Akay konuşmasında son 3 yılda ilk filmlerini çeken birçok genç yönetmenin Uluçay'ın hikayelerinden ilham ve cesaret olarak işe başladıklarını söylerken, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz onu bedenen kaybettik ama kazandık diye düşünüyorum. Çok ilginç bir kazanımı oldu Türk sinemasının Ahmet sayesinde. Kısa filmleri biraz daha dikkatle incelendiğinde en azından Türkiye'de hiç denenmemiş araçların ve duyguların bir araya geldiğini görüyoruz.”
Akay Uluçay'ın tamamlayamadığı ''Bozkırda Deniz Kabuğu'' filminin seyirciye ulaştırılabilmesi için filmin yapımcısından bilgi alıp gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini de söylerken, ''Ben arzu da duyuyorum. Eminim birçok yönetmen arkadaşım da bu konuyla ilgilenmek isteyecektir. Yarım kalan 'Bozkırda Deniz Kabuğu' filmi ile ilgili yapılabilecek bir şey varsa bu konuda örgütlenelim. Hem sinema, hem de Ahmet için çok değerli bir final, katkı olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
“Biz şehir çocukları hep şikayet ettik”
Beyoğlu Sineması’nda yapılan törende söz alan yönetmen Mustafa Altıoklar ise, yaptığı konuşmada “Biz şehir çocukları hep şikayet ettik. Ahmet, Kütahya'nın bir köyünde hiç şikayetsiz çok değerli eserler bırakarak göçtü gitti. Yarım kalmış bir projesi söz konusu. Ahmet Uluçay bizim Film Yönetmenleri Derneği'nin onur üyesiydi. Onun bu yarım kalan işinin tamamlanması için dernek, onur üyesinin bu kadar onurlu bir işini üstlenmekten onur duyacaktır. Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.
“Uluçay sinemamızın Pir Sultan Abdal'ıydı”
Törende söz alan bir diğer isim yönetmen Reis Çelik ise, bazı insanları tarif etmenin zor olduğunu, Uluçay'ın da bunlardan biri olduğunu kaydederken, şöyle konuştu: “Çok şey söylemeye gerek yok. Ahmet Uluçay sinemamızın Aşık Veysel'i, Nasreddin Hocası, Pir Sultan Abdal'ı. Öyle geldi, öyle gidiyor. O, bozkırda küçük bir sinema ampulü yakmıştır. O, ülkemizin sinemasında sonsuza kadar hiç sönmeden yanacak kadar güçlü bir ışık yakmıştır.”
Yönetmen Yeşim Ustaoğlu ise konuşmasında, Uluçay'ın sohbetlerine katılmanın bir ayrıcalık olduğunu söylerken, ''Son günlerinde dahi bizleri şaşırttı. Dün hala döneceğini düşündük. Uzun bir mücadele verdi. Her şeyden önce söylemek istediğim o inanılmaz bir baba, bir eşti'' şeklinde konuştu.
“Hem zanaatkar, hem sanatçıydı”
Yönetmen Pelin Esmer, Uluçay'ın çok özel bir sinemacı olduğunu söylerken, ''Yıllar önce Yavuz Özkan'ın sinema atölyesinde öğrenciyken oraya kısa filmlerini alıp gelmişti. Kara kara bu işi nasıl becereceğiz, sinemayı nasıl yapacağız diye düşünürken kısa filmlerini hayranlık ve şaşkınlıkla izlemiştik. O filmleri izledikten sonra bu işin o kadar imkansız olmadığına dair bir inanç verdi bana. Kendi adıma çok teşekkür ederim” dedi. Uluçay'ın Türk sineması için çok önemli bir yaratıcı ve üretici olduğunu kaydeden Esmer, ''Hem zanaatkar, hem sanatçıydı. Yarım kalan filminin tamamlanması için ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Yarım kalmayacak ve vizyona çıkacaktır'' şeklinde konuştu.
Törene katılan Uluçay'ın oğlu İdris Uluçay, babasını değil, yakın arkadaşını kaybettiğini söylerken, ''Bazen hastalığı için kaygılanırdım. Bana 'Hayır, daha anlatacak yüzlerce hikayem var, onları anlatmadan bir yere gitmem' derdi, ama sözünü tutmadı'' dedi. Yönetmen Uluçay’ın kardeşi Kamil Uluçay ise ağabeyinin sağlık durumundan bahsedilmesini istemediğini belirterek, hastalığı kabul etmediğini ifade etti.
Ahmet Uluçay'ın cenazesi, bugün Kütahya'nın Tavşanlı ilçesi Tepecik Köyü'nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek.
(soL-Haber Merkezi)