“Dekan patronlaşırsa…”

Mavi Stüdyo’nun “Sihirli Tuşlar” adlı programa kiralandığını öğrenen öğrenciler dekana tepkili.

soL (HABER MERKEZİ) Bilindiği gibi son zamanlarda üniversiteler ÖSS tercih döneminde kendilerini tanıtmak için bir dizi özelliklerini sıralayan tanıtımlar gerçekleştiriyorlar. İstanbul Üniversitesi de bu tür özellikleri arasına "Stüdyo ve Plato'ya" sahip olduğu açıklamasını eklerken, bu durumdan öğrencilerin ne kadar yararlandığı tartışma konusu.

Üniversite'nin internet sitesinde "İÜRTV, 2 stüdyoya sahiptir. Okulumuz binasının yanında bulunan birinci stüdyonun yaklaşık 200 metre karelik bir platosu vardır. Bu stüdyoda rejili çekimler yapılabilmektedir. Ayrıca açık oturumlar ve canlı yayınlar için stüdyo koşulları da uygundur"* diye sunulan bu bilginin aynı zaman da reklam vazifesi de gördüğü, kullanılan "açık" dille sergileniyor.

Özellikle Radyo-Televizyon-Sinema öğrencileri konu ile ilgili olarak dekana ve üniversitenin piyasa ile ilişkisine tepkili yaklaşıyor. Eğitimleri konusunda sıkıntı yaşadıklarından ve memnun olmadıklarından yakınan öğrencilerin, koşulları ne olursa olsun, önemli bir olanağa sahip olmanın değerini bildiği gözlemleniyor.

Üniversite öğrencinin değilse kimin?
Radyo-Televizyon-Sinema Bölümü (RTS) 2. sınıf öğrencisi Şenol Özgen, dekanlığın stüdyoyu kiralamasını yanlış bulduğunu söylerken, uygulama alanlarının bir şirkete kiralanmasını anlayamadığını ifade ediyor. Dekanlığın durumu kendilerine en azından danışması gerektiğini söyleyen Özgen, "Hocalar bize bilgi vermedi. Karşılığında ne verilecek, ne alınacak onu da bilmiyoruz. Ödenek yok diye öğrencilerin stüdyosunu kiralamamaları gerekir" ifadesiyle şaşkınlığını özetliyor.

RTS öğrencisi Ümit Erkan ise stüdyonun tadilat yüzünden kapalı olduğunu düşündüğünü söyledi. Çekim araçlarının stüdyoya gelmeye başlamasıyla durumun farkına vardığını ifade eden Erkan, "3. sınıfa gelmişiz hala uygulama diye bir şey görmedik" diyerek eğitimlerindeki durumdan yakınıyor. Üniversiteyi yeni kazanacak öğrencilere artık "stüdyomuz var" denemeyeceğini vurgulayan Ümit, "Biz stüdyoyu Kanal D'ye kiraladık" derler diye ekliyor.

Dönem içinde stüdyonun öğrencilere kapalı olması nedeniyle projelerini istedikleri gibi hazırlayamadıklarını söyleyen Şazi Bayraktar ise projenin çekimleri sırasında diğer stüdyonun kısıtlı olanakları nedeniyle istediğini elde edemediğini anlatıyor.

Saçma sıkıntılar yaşadıklarını söyleyen Bayraktar, Mavi Stüdyo'yu kullanmak istediklerinde, stüdyonun kiralandığını öğrendiklerini ifade etti. Projeden nasıl not alacaklarını kestiremediğini söyleyen Şazi "son derece olumsuz koşullarda çekmek zorunda kaldık" diye konuştu.

Üniversite ile arasında soğukluk olduğunu söyleyen RTS öğrencisi Özgür Yıldız ise sene içerisinde Öğrenci kültür Merkezi (ÖKM) için de aynı sorunu yaşadıklarının altını çizdi. Özgür, "öğretim görevlileriyle iletişim kuramıyoruz. Mavi Stüdyo'daki öğretim elemanları da soğuk davranıyordu. Öğrencilere bundan sonra eğitim vereceğiz demesinler" diye konuşarak öğrencilerle akademi arasındaki uzaklığa dikkat çekti.

Dekanlığın öğrencilere "patron" gibi yaklaştığını ve otorite kurmak için sert ifadelere yer verildiğini söyleyen öğrenci Gamze Arıkan ise, eğitimde eşitliğin de bu yolla törpülendiğini, tek sorunun stüdyonun kiralanmasının olmadığını, ödenek bahanesiyle eğitimin piyasaya teslim edildiğine dikkat çekti. Böylelikle özel okulların meşrulaştırıldığını sözlerine ekleyen Arıkan "Özel üniversite zaten bir şirkettir. Üniversitenin, öğrencinin değil de bir şirkete ait olmasını benimseyeceksek, eşitlikten ve ücretsiz kamusal eğitimden de söz edemeyeceğiz" diye konuştu.

(*)http://www.istanbul.edu.tr/iletisim/?page=template-news/detail&ampint_Id=65