İlker Belek: 'Sağlıkta başarılı olmak için çok para gerekmez'

Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi ve soL Haber Portalı yazarı Doç. Dr. İlker Belek, kişi başı geliri 11 bin 400 dolar olan Türkiye’nin sağlık performans değerlendirmesinde en kötü 11. ülke olduğunu, kişi başı geliri 5 bin dolar olan Küba’nın ise birinci sırada yer aldığını söyledi.

10 yıla yakın bir süredir Küba sağlık sistemini takip eden Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü Öğretim Üyesi ve soL Haber Portalı yazarı Doçent Doktor İlker Belek, Antalya Nazım Kültürevi’nde Küba’da uygulanan sağlık sistemi ile Türkiye’de uygulanan sağlık sistemini karşılaştırdı. Küba hükümetinin 1950’li yıllardan itibaren sistematik olarak sağlık hizmetlerini örgütlediğini belirten Belek, ülkede kişi başına düşen milli gelirin yıllık 5 bin dolar olmasına rağmen, Uluslararası Gelişim Fonu’nun (UNDP) 2011 raporuna göre sağlık performansında Küba’nın 184 ülke arasında birinci olduğunu söyledi. Belek, aynı raporda kişi başı geliri 11 bin 400 dolar olan Türkiye’nin ise sondan 11. olduğunu kaydetti. Belek, kişi başı gelirin 43 bin dolar olduğu ABD’nin bile Küba’nın çok altlarında kaldığını belirtti.

'Külliyen yalan'
Bu rakamlara bakıldığında sağlıkta başarıyı yakalamak için çok paraya ihtiyaç olduğu savının yıkıldığını ifade eden Belek, “Bizim hükümetimiz ne diyor. 'Sağlığa yatırım yapamıyoruz. Çünkü bütçe yok.' Bu külliyen yalan. Küba örneğinde olduğunu gibi sağlıkta başarıyı yakalamak için çok büyük bütçelere gerek yok” dedi. Bir ülkenin sağlık performansının bebek ölüm oranına göre ölçüldüğünü belirten Belek bu konuda şu istatistikleri verdi:

“Küba’da bebek ölüm oranı binde 5. Türkiye’nin bebek ölüm oranı binde 17. Yani Küba’da her bin çocuktan beşi 1 yaşına gelmeden hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise her bin bebekten 17’si 1 yaşına gelmeden ölüyor. Peki Küba ABD ambargosuna rağmen, yoksulluğa rağmen sağlıktaki başarısını nasıl sürdürüyor? Küba, ülkede kullandığı aşıların tamamını, ilaçların ise büyük bölümünü kendi üretiyor. 0-5 yaş arası çocuğun olduğun her evin önüne sabahları sütü, yumurtası ücretsiz ve koşulsuz konuyor. Halk, sadece ilaca katkı payı ödüyor. Bunun dışında sağılık hizmetlerinden ücretsiz faydalanıyor. Küba’da da aile hekimliği sistemi uygulanıyor. Ama orada aile hekimleri öğlene kadar evleri ziyaret ederek tedavi amaçlı hizmet veriyor. Öğleden sonra ise koruma amaçlı hizmet veriliyor."

Hekim sayısı
Belek, Küba Türkiye karşılaştırmasını ise şu şekilde yaptı: “Küba’da 160 kişiye bir hekim, 600 kişiye bir aile hekimi düşüyor. Türkiye’de ise 600 kişiye bir hekim, 3000 kişiye bir aile hekimi düşüyor. Küba’da devlet bütçesinin en az yüzde 23’ü sağlık bakanlığına aktarılıyor. Küba’da 21 il var ve her ilde tıp fakültesi bulunuyor. 6 yıl tıp eğitimi alan hekimler bu sürenin yüzde 40’kını sahada geçiriyor. Türkiye’de ise 6 yıl tıp eğitimi alan hekimler sadece 2 ay sahada oluyor.”

Başarının sırrı
Küba’da sağlık sistemi bu kadar ileri olmasına rağmen halk hala hekim sayısının azlığından yakındığını dile getiren Belek, hükümetin bu yakınmaya karşı tepki göstermediğini aksine halka hak verdiğini söyledi. Türkiye ve benzeri ülkelerde ise yaşanan ekonomik krizde ilk yapılanan sağlık ve eğitim alanını paralı hale getirmek olduğunu belirten Belek, “Biliyorsunuz artık, hastaneye gittiğinizde katkı payı kesiliyor, ilaçtan katkı payı kesiliyor, aile hekimine gittiğinizde katkı payı kesiliyor. Katkı payının alınmadığı tek yer acil servislerdi. AKP hükümeti yeni uygulama ile artık acil servislerden de katkı payı kesilmesine karar verdi. Yani AKP ‘Vatandaş niye acil servislere yığılıyor’ sorusuna cevap üretmektense ‘Madem acil servisler parasız orayı da paralı yapalım. Halkın ücretsiz sağlık hizmeti almasını engelleyim’ düşüncesindeler. İşte sosyalizm ile kapitalizm arasındaki en büyük fark budur. Kapitalizm sıkıştığında toplumun haklarına saldırır. Sosyalizm ise gerekçe üretmez. Sosyalizm mükemmeli ister” dedi.

Küba’nın önerisi
Belek, Küba’nın ekonomik zorluk yaşadığını 1990’larda dahi sağlık alanındaki kalitesini koruduğunu söyledi. Belek, “Küba’yı siyasi olarak eleştirebilirsiniz. Yönetimi beğenmeyebilirsiniz. Fakat Küba’da uygulanan sağlık sistemine tek laf edemezsiniz. Küba çocuk felcini 1970’de yendi. Avrupa çocuk felci aşısını 1994’te geliştirdi. O aşı Türkiye’de ise 2002 yılında kullanılmaya başlandı. Küba yakın tarihte Türkiye’ye aşı üretiminin nasıl yaptıklarını öğretme teklifinde bulundu ve bunu teklif ederken para istemedi. Türkiye binaları yapacaktı Kübalı hekimler gelip aşıyı nasıl üreteceklerini Türk hekimlere öğretecekti. Türkiye ABD’nin karşı çıkması sebebiyle bu öneriyi kabul etmedi. Türkiye şuan ilaçlar ve aşıların büyük bölümünü ithal ediyor” diyerek sözlerini tamamladı.

(soL - Antalya)