soL (İZMİT) İzmit'in Arızlı Köyü'ndeki konutları tahliye etmelerini isteyen valilik yönetimine karşı direnen depremzede ailelere, destek giderek artıyor. Belediye-İş Sendikaları ve EMEP'in ardından TKP ve Yurtsever Cephe İşçi Birliği örgütleri de dün depremzedelerin yanında olduklarını dile getiren dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.
Dayanışma duygusu
''Arızlı Halkı yalnız değildir'' sloganları atarak bölgeye gelen TKP ve Yurtsever Cephe İşçi Birliği örgütlerinin üyeleri, depremzede aileler tarafından alkışlarla karşılandı. Aileler ve ziyaretçiler, ''valilik şaşırma, depremzedeyle uğraşma'' sloganı attı, müzik dinleyip halay çekti. TKP İl Başkanı Barbaros Tantan, dayanışma ziyaretinde yaptığı konuşmada, Arızlı halkının haklılığının çok net olduğunu, hibe krediyle yapılan konutların tapularının ailelere teslim edilmemesinin, ''devlet gücüyle gasp'' anlamına geldiğini savunarak, ''Sorumlular hakkında, devlet eliyle nitelikli dolandırıcılık, gasp ve halkı yanıltıcı bilgi vermek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan dava açılabilir. Bu direniş, dayanışma duygusunu da geliştirecek, örnek olacaktır'' dedi.
"Tercihin sınıfsal bakıştan kaynaklandığını görüyoruz"
Depremzede aileler adına konuşan Recep Uğur da, davalarında haklı olduklarını ve bunu söylerken destek görmelerinin büyük önem taşıdığını söyledi. İktidar partisi ve diğer siyasilerin cesaret edip kendilerine hatır bile soramadığını anlatan Uğur, şöyle konuştu: ''Ailelerin kararlı duruşuyla kazanan biz olacağız. Bu yolda yanımızda gördüğümüz herkese teşekkür borçluyuz. Daha yapacaklarımız bitmedi. Sesimizi duymamakta direnen AKP'li yöneticiler, bizi görmekten kaçınıyorlar. Ama, biz kent merkezine de inerek yapacağımız eylemlilikle, görmeyen gözlerinin açılmasını sağlayacağız. Bazı aileleri boşaltarak yerine yerleştirdikleri vilayet personeli, konutlarımız bölgesinde işgalci gibi davranıyor. Bu, utanç verici bir durumdur. Tercihin sınıfsal bakıştan kaynaklandığını bir kez daha net olarak görüyoruz.''
Arızlı, bir direnç merkezi
İzmit'in Arızlı Köyü'ndeki Ikrak Kızılay'ı konutlarını tahliye etmeleri istenen depremzede aileler evlerinden çıkmamakta ve tapularını almakta kararlı davranış sergiliyorlar. Deprem, birinci derecede yakınlarını kaybetmek, ardından yoksulluk. Onlar, 10 yıla yakın süredir bu üçgen içinden çıkmaya çalışırken, hibe krediyle kendileri için yaptırılan konutlara devlet gücüyle sahip çıkılmak istenmesi onlar için yeni bir yıkım oldu adeta. Bunun üzerine evsiz kalma riskiyle de karşı karşıya kalan depremzede aileler, yaşanan acıların dağladığı yürekleriyle direnme kararı verdiler. Konutları boşaltmak bir yana tapularını da alma kararlılığındalar. Kararlı duruşları, Arızlı Köyü'nde halkın yeni bir direnç noktasını oluşturdu.
Durumu soL için özetleyen 3 depremzede kadın, gelecek günlerdeki direniş çizgisi hakkında da bilgi veriyor.
Zühre Kılıçarslan: Depremde kızım ailesini kaybetti, bir hanemiz kapandı. Sigortadan malulen emekliyim. Ayda 50 milyon liralık gelirle geçinmeye çalışıyorum. Hiçbir umudum yok. 74 yaşındayım, buradan çıkmamız bizim ölümümüz olur.
Huriye Özdemir: Dul maaşım var ve bir de asgari ücretle çalışıyorum. 46 yaşındayım ve 1 oğlum var. Onun da psikolojisi bozuldu. 7.5 yıldır valilik ve yönetim tarafından sindirildik. Valilik 2 yılınız kaldı diye uyarıyor, ancak biz tapularımızı istiyoruz. Burası bizim hakkımız ve bundan vazgeçmeyeceğiz. Tüm yetkililer duysun bunu. 15 kişilik bir komitemiz var ve 17 Ağustos'un 10. yılında davamızı sonuna kadar sürdürme kararlılığındayız.
Emine Yılmam: Dul ve yetim maaşıyla geçiniyorum. 43 yaşındayım. 2 çocuğumu depremde yitirdim. Yakınlarımdan da 13 kişiyi kaybettim. Haksızlıklara maruz kala kala bilendim artık. Davamızda kararlıyız, sonuna kadar gideceğiz. Kimseye hakkımızı yedirmeyiz, buradan başka gidecek yerimiz de yok.