Katarlı BeIN Media Group önceki Türkiye’nin en büyük dijital yayın platformu Digitürk’ü satın aldı. Al Jazeera bünyesindeki şirket, Digitürk’ü kanundaki bir boşluk sayesinde ihalesiz olarak devraldı.

Cumhuriyet’ten Murat Sabuncu, bugün Digitürk’ün Katarlılara devrini sağlayan boşluğu yazdı. RTÜK Kanunu’na göre yabancı bir şirketin tek başına bir televizyonun yüzde 50’sinden fazlasına sahip olması mümkün değil. Ancak Digitürk “platform” özelliğine sahip olduğu için bu yasa uygulanmadı. Sabuncu’nun görüştüğü kaynaklar, Digitürk’ün istediği takdirde içeriğini dışarıdan alarak veya kendi ekibini kurarak yeni kanallar oluşturabileceğini, istediği kanalı dijital platformdan çıkarabileceğini yazdı.

Digitürk’ün yüzde 53 hissesi Çukurova Grubu’na, yüzde 47’si ABD’nin en büyük fonlarından biri olan Providence Equity Partners’a aitti. Yüzde 53’lük Çukurova hisselerinin yönetimi 2013’te Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmişti. TMSF, platformu mülkiyetini devralmadığını, yönetimi devraldığını söylese de Digitürk’ün ihale bile açılmadan, kanundaki boşluk kullanılarak Katarlı şirkete devri tartışma yarattı.

EMİR GELDİ, DİGİTÜRK GİTTİ

Bugün gazetesinden Tarık Toros da bugünkü köşe yazısında Digitürk’ün Katarlılara satışını yazdı. Toros, Digitürk’ün ihalesiz satışından bir gece önce Katar Emiri’nin İstanbul’a gelerek Tayyip Erdoğan’la görüştüğünü hatırlattı.

Toros şöyle devam etti:

Katar Emiri’nin İstanbul’dan ayrıldığı gecenin sabahında…

3.5 milyon abonesiyle Türkiye’nin en büyük dijital platformu Digitürk…

Katarlı bir şirkete satıldı.

Ne ihale açıldı ne de fiyat açıklandı.

Halbuki…

Doğan, Doğuş ve Ciner grupları Digitürk için istekliydi.

Teklif vermişlerdi.