İşçiler aşırı çalışmaktan nasıl ölüyor?

8 Şubat'ta soL’da yayımlanan bir haber 2016 yılında aşırı çalışmaya bağlı kalp krizi nedeniyle yüzlerce işçinin hayatını kaybettiğini bildiriyordu. Literatürde "karoshi" olarak tanımlanan durumdur bu...

İlker Belek

8 Şubat tarihinde soL’da yayımlanan bir haber, 2016 yılında aşırı çalışmaya bağlı kalp krizi nedeniyle yüzlerce işçinin hayatını kaybettiğini bildiriyordu.

Literatürde "karoshi" olarak tanımlanan durumdur bu.

KAROSHI JAPON ÜRETİM SİSTEMİNİN SONUCU

Japon ya da esnek üretim sistemi, diğer adı ile yalın üretim. 1970’lerde başlayan bunalıma kapitalistlerin ürettiği yanıt. Her şeyin, bu arada istihdamın da düzensizleştirilmesi, çalışma yaşamının sosyal devletçi standartlarının ilga edilmesi anlamına gelir.

İşçilerin uzun süre, hafta sonları, geceleri ve yoğun çalıştırılması, şirket hedeflerinin her şeyin üzerinde tutulması, toplam kalite yönetimi, performansa göre ücretlendirme en önemli bileşenleridir.

İlk Karoshi vakası 1969 yılında Japonya’nın en büyük gazete şirketlerinden birisinin yükleme bölümünde çalışan 29 yaşındaki evli bir erkeğin felç nedeniyle ölümü olarak rapor edildi. Karoshi’nin kelime anlamı tam olarak “aşırı çalışmadan ölüm”dür. En önemli tıbbi nedenleri kalp krizi, beyin kanaması ve beyin damarlarındaki tıkanmadır. Sonradan bunlara aşırı çalışmaya bağlı psikolojik sorunlar nedeniyle gerçekleşen intihar vakaları da eklendi.

Japon hükümetleri 1987 yılına kadar bu olguyu kabul etmediler. Karoshi’nin işle ilişkili bir ölüm olduğu gerçeğini reddettiler. Nedeni karoshi vakalarına tazminat ödemekten kurtulmaktı.

Japon burjuvazisinin kar oranını artırmak için belirlediği en önemli strateji emek maliyetlerinin düşürülmesidir. Uzun çalışma süreleri doğrudan bu tercihin sonucudur. Yüksek gelirli ülkeler içinde en uzun süre çalışılan ülke Japonya’dır. Haftada 60 saatin üzerinde çalışmak neredeyse bir normdur.

Uzun çalışmanın nedeni ise son derece düzensiz biçimde uygulanan fazla mesailer, sendikaların zayıflığı ve bireysel sözleşme sisteminin yaygınlığı nedeniyle işçilerin buna itiraz edememesi, itirazların sözleşme feshiyle sonuçlanmasıdır.

1990’lardan beri yalın üretim sistemi diğer ülkelere ve ekonominin bütün sektörlerine yayılmakta, böylece Karoshi de global bir karakter kazanmaktadır.

ESNEK ÜRETİM İŞÇİNİN DÜNYASINI ELE GEÇİRİYOR

Esnek üretim sisteminde tam zamanında üretim, sıfır hata gibi unsurların yanı sıra zayiatın minimize edilmesi son derece önemlidir. Sistem, dinlenme aralarını, çay molalarını, üretim için makineler arasında gidiş geliş için harcanan zamanı, iş arkadaşlarıyla iki çift laf etmekle geçirilen birkaç saniyeyi, hatta hafta sonu tatilini bile zayiat olarak tanımlar.

İşçi her dakikasını şirket hedeflerini düşünmek, iş performansını geliştirmek için harcamalıdır. Kalite çemberleri bu havayı yaratmak için özel olarak planlanır. Sosyal atmosfer öyledir ki Japonya’da bir firma yeni bir ürününü televizyonda “şirketin için 24 saat savaşabilir misin” şarkısıyla tanıtmıştır.

Esnek üretim sistemi işçinin yaşamının her anını ele geçirmeyi hedefler. Örneğin Mazda motor şirketinde üretim hattının hızı her bir motorun üretimi için yalnızca iki dakikadır. Bu bakımdan vardiyalar arasında fark yoktur. Bu tahayyül bile edilemeyecek bir hıza karşılık gelir ve bu üretim hattında çalışan işçiler kendilerini birer hamster gibi hissederler.

Bu nedenle bu sistem “şirket faşizmi” olarak tanımlanır. Taylorizm’den bile beter bir Taylorizm’dir. Oysa esnek üretim paradigması işçiyi makinenin basit bir uzantısı olmaktan kurtaracağını vaaz ediyordu.

TİPİK BİR KAROSHI VAKASI

Nisan 2015’te reklamcılık devi Dentsu’nun çok parlak çalışanlarından birisi olan Takahashi 24 yaşında iken haftada 40 saatlik normal mesai süresinin üzerine her ay 105 saat de fazla mesai yaparken depresyona girdi. Buna şirket yönetiminin yanıtı kendisini yetersizlikle suçlamak yönünde oldu. Bunun üzerine Takahashi şirket binasının tepesinden atlayarak intihar etti.

Takahashi intihar etmeden hemen önce sosyal medyada “ben fiziksel ve ruhsal olarak parçalanmışım” mesajını paylaşmıştı. Annesi ise kızının günde birkaç saatlik uykuyla idare etmeye çalıştığını belirtiyordu.

Bütün Karoshi vakaları buna benzer aşırı çalışma dönemleri içinde ortaya çıkar. Karoshi kurbanlarının çoğu ölümden önce, yıllık toplam 3000 saati aşan bir süre çalışmışlardır.

KAROHI RİSKİ NE KADAR?

Japon hükümeti, şimdilerde her beş işçiden birisinin Karoshi riski altında çalıştığını belirtiyor. 2016 yılında şirketlerin %23’ü işçilerine ayda en az 80 saat fazla mesai yaptırıyordu. Japon işçilerinin yıllık ücretli izin süresi yalnızca 18.5 gündür.

Japonya’da yıllık Karoshi vaka sayısı 200-400 olarak bildirilse de, sendikaların, bilim çevrelerinin tahmini gerçek sayının 20 bin olduğu yönündedir.

Bütün bunlara rağmen hükümetin Karoshi’ye karşı mücadele stratejilerini belirleyen özel bir yasayı kabul etmesi ancak 2014 yılında mümkün oldu. O tarihten beri ise durumda herhangi bir gelişme yaşanmadı.

Uzun süreli, yoğun, fazla mesaili çalışma ritminin bulunduğu her işyeri Karoshi riski altındadır. Karoshi bizde de moda haline gelmiş bulunan esnek üretimin, Japon üretim felsefesinin sonucudur. Kapitalizmin sınıflı bir toplum olmaktan çıktığını iddia eden postkapitalist tezlerin yalanını deşifre eder.