Sabah-Bloomberg kavgası: Durun siz kardeşsiniz!

Bloomberg’de yayımlanan bir Türkiye analizine cevap veren Sabah gazetesi, Türkiye’de halkın ABD’deki ya da İsrail’deki gibi “ilkel” tepkiler vermediğini yazdı. Sabah’ın “ilkel” dediği, Occupy Wall Street eylemlerini yapan yoksulların tepkileri... Bu sözlere Bloomberg de imza atardı!

Dün Bloomberg Haber Ajansı tarafından Benjamin Harvey imzasıyla yayımlanan “Erdoğan’ın Sıfır Faiz Planı Türkiye Düşmanları Listesi Yaratıyor” başlıklı yazıya Sabah gazetesi ekonomi servisi şefi Oğuz Karamuk cevap verdi. Başbakan Erdoğan’ın Tuskon tarafından düzenlenen bir toplantıda “Türkler parayı çalışarak kazanmalı, faizden değil” sözlerini aktaran Harvey, hükümetin “faiz lobisi” diye adlandırdığı bir düşman yaratarak çelişkili para politikalarına meşruiyet kazandırmaya çalıştığını savunuyor. Ağustos ayında gösterge faizlerini düşürdükten sonra, TL’deki değer kaybı ve cari açıktaki artışı bir türlü durdurulamayınca faiz koridorunu genişleten Merkez Bankası’nın “karışık mesajlar” verdiğini belirten makale, bu politikaların faiz lobisi gibi “olmayan bir düşman” yaratılarak savunulmaya kalkışılmasını eleştirdi.

Harvey, esas sorunun hükümetin “sıfır faiz” söyleminde olduğunu savunurken, düşman yaratma sürecinde medyanın rolüne de işaret ederek Sabah gazetesi örneğini verdi. “Başbakanın damadı Berat Albayrak'ın yöneticiliğini yaptığı Çalık Holding’in sahibi olduğu Sabah gazetesi, 27 Eylül’de yayımladığı bir haberde Bloomberg Haber Ajansı’nın hükümetin politikalarını sorgulayan analistlere atıf yaptığını ve yatırımcıları yanlış yönlendiren makaleler yayımladığını söyleyerek suçlamayı medyaya taşıdı” diyen Harvey’in bahsettiği suçlama, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu kasıtlı olarak düşük tutmak suretiyle Türkiye’yi yüksek faiz ödemeye mahkum etme çabası…

Sabah’ın çam deviren yanıtı
Sabah gazetesi ekonomi servisi şefi Oğuz Karamuk ise bu bugün Harvey’in makalesine yanıt verdi. “Bloomberg manipülasyon yapıyor” başlıklı yanıt, Bloomberg Haber Ajansı’na ve makalenin yazarı Benjamin Harvey’e yönelik sataşmalar içeriyor. Karamuk'un, Bloomberg’in güvenilmez ve manipülatif bir habercilik yaptığını savunurken Reuters’i güvenilirlik konusunda referans olarak kabul etmesi ise gözden kaçmaması gereken bir ayrıntı…

Karamuk, gazetesini ve başında bulunduğu servisi savunurken ve haklı olarak Bloomberg’şn manipülatif haberciliğine değinirken kantarın topuzunu bir hayli kaçırıyor. Bir yandan Occupy Wall Street eylemcilerine “ilkel” derken, diğer taraftan “bunlar Yahudi lobisinin oyunları” imasında bulunuyor. Karamuk şöyle yazıyor:

“Şıracı bozacıyı yanına almış, faiz lobisi vs. tartışmalarının Türkiye'ye özgü primitif (ilkel) bir görüş olduğunu ispatlamaya çalışıyor." Oysa durum çok farklı... Faiz lobisi ya da başka isimlerle finans sektörünün aşırı kâr hırsına karşı eleştiriler yalnız bize özgün değil.
- Mesela "Yüzde 99 mu, yüzde 1 mi?" diye borsacılar ve bankacılara karşı gece gündüz gösteri yapan, günlerce parklarda yatıp kalkan, borsa binasını basmaya kalkan insanlar bu ülkenin vatandaşları değil. Bloomberg'in de kurulu olduğu ABD'nin vatandaşları.
- Ayrıca "Zenginlere ölüm" sloganlarıyla nüfusun yüzde 7'sini oluşturan 500 bin kişi bu ülkede değil, Bloomberg'in patronu Michael Bloomberg'in de yakından bildiği İsrail'de sokaklara çıkıyor.
- Birçok ülkede, birçok finans merkezinde insanlar bankacıları protesto etmek için haftalardır düzenli şekilde sokaklara dökülüyor. Eylem yapılan yerler arasında Türkiye yok. Yani görüyorsunuz, Türkiye'de kendine özgü primitif bir tartışma yok. Türkiye de dünyanın tartıştıklarını tartışıyor. Ayrıca Türk insanı ya da Türkiye'de bu konuyu tartışanlar sokaklara çıkıp herhangi bir ilkel tepki de vermiyor. Dolayısıyla hükümet, SABAH Gazetesi ya da benzer görüşü savunanlar karınlarından bir fikir uydurup düşman yaratmaya çalışmıyor.”

Karamuk’un gazetesini ve başında olduğu servisi savunmakla hükümetin politikalarını savunmayı bir ve aynı şey olarak görmekte olduğu anlaşılıyor. Ama “Türk insanı ya da Türkiye'de bu konuyu tartışanlar sokaklara çıkıp herhangi bir ilkel tepki de vermiyor” cümlesi, Karamuk’un ve başında bulunduğu servisin “aşırı kâr peşinde hırsıyla hareket eden finans sektörü”ne ne kadar “karşı” olduğunu gösterir nitelikte. Tepki veren halka duyulan bu kin, Sabah'ı ve Bloomberg'i yan yana getiriyor.

Yahudi lobisinin oyunları
Bloomberg’in manipülatif haberciliğini örnekledikten sonra hızını alamayan Sabah ekonomi servisi şefi, “bunlar Yahudi lobisinin oyunları” imasında bulunuyor. Karamuk şöyle yazıyor:

“Bloomberg bu haberlerine açıklık getirmek zorundadır. Aksi takdirde, bir takım insanlar çıkar ve "Ajansın patronu Micheal Bloomberg yahudi. İsrail-Türkiye gerginliği yüzünden karalama yapıyorlar" der. Ya da "Bloomberg Türkiye'de Merkez Bankası ve tüm bankaların piyasa işlem altyapısından pay almak istiyor. Ancak bu sistemi Reuters'in elinden alamadığı için böyle şantaj yapıyor vs." gibi yorumlar yapar.”

Sıcak parayla gelen “istikrar”
Uluslararası kriz derinleştikçe mali sermayenin çeşitli uzuvlarına yönelen eleştirilere ana akım medyada da sık sık rastlamaya başladık. Kimi zaman kredi derecelendirme kuruluşlarını, kimi zaman finans basınını eleştirenlerin durumu fili sadece hortumu ya da kulaklarıyla tanımlamayı hatırlatıyor.

Sabah gazetesini Bloomberg’le aynı safa koyan tartışmasız gerçek ise her iki yayın organının da piyasalara ve sermaye egemenliğine tam bir imanla bağlı olmaları. Yalan haber yapmakla siyasi iktidarın borazanlığını yapmak arasındaki mesafe hiç de fazla değil. Kaldı ki Türkiye ekonomisinin “faiz-kur” sarmalında geçirdiği son otuz yılın on yılı mevcut iktidar dönemine denk geliyor. Hem Bloomberg hem de Sabah, bu vahşi cendere altında yaşamanın “küresel dünyanın gereği” olduğunda kuşkusuz birleşiyor ve "nasılsa Türkiye'deki insanlar ilkel tepkiler vermiyor" diyerek rahatlıyor.

(soL – Ekonomi)