Erdoğan’ın söylemedikleri

Dünkü grup toplantısında emekçilerin hayatını ilgilendiren temel meselelere değinmek yerine buzdolabı, çamaşır makinesi satışlarıyla alakadar olduğu görülen Erdoğan’ın söylediklerinden ziyade söylemedikleri önem taşıyor.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasının bir bölümündepartisinin 9 yıllık iktidar dönemini övmek için bazı ekonomik verilerden bahsetti.

Erdoğan çamaşır makinesiyle sokağın nabzını veriyor
Kurulan şirket sayısı, satılan otomobil, buzdolabı ve çamaşır makinesi sayılarıyla övünen Erdoğan şunları söyledi:

"Sokağın çarşının nabzını vermek için 2011'e ilişkin yeri verileri paylaşmak istiyorum. Bazı siyasiler bunu farklı yerlere çekmeye çalışıyorlar. 2010 yılında 52 bin yeni şirket kurulmuş, 13 bin şirket kurulmuş. 2011 de 54 bin şirket açıldı, kapanan şirket ise 15 bin adet oldu. Yani açılanlar yine önde. İktidarı aldığımızda 91 bin otomobil satılıyordu. Otomotiv satışında büyük bir artış elde ettik. 2010 yılında 510 bin rakamına ulaşıldı. 2011'de 594 bin otomobil satışına ulaştık. Yıllık buzdolabı satışında yine tüm zamanların rekoru elde edildi. 2002 yılında 1 milyon satıldı, 2011 de 2 milyon 193 bin buzdolabı satıldı. Şimdi bir mevkidaşım önemli olan buzdolabının içine ne koydun o önemli diyor. Buzdolabını kimse süs için almaz, demek ki içine koyacaklarını alacak gücü de var. Çamaşır makinesinde benzer artış oldu. O siyasi lidere sesleniyorum. Şimdi de umarım içine ne koydun diye sormaz"

Erdoğan: “Avro bölgesi daralma beklerken, biz bu yıl da büyümeye devam edeceğiz”
Erdoğan büyüme meselesine ilişkin olarak ise şunları söyledi:

"Avro bölgesi daralma beklerken, biz bu yıl da büyümeye devam edeceğiz. Avrupa'nın sorunları bütçe açıkları. Biz seçime giderken seçim ekonomisi uygulamadık. Ne gerekiyorsa onu yaptık. Biz milletimizle doğrudan iletişim kuruyoruz. Karşılıklı güven içinde yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz."

Grup toplantısında Erdoğan’ın aklına artan cari açık, yerinde sayan asgari ücret, sosyal yardıma muhtaç aile sayısının katlanması, kredi borçlarının 33 katın üzerine çıkması gibi konular bekleneceği gibi gelmedi. Erdoğan bunlara değinmek yerine satılan çamaşır makinesi sayısına odaklanmayı tercih etti. Erdoğan kendisinden beklendiği gibi bugüne kadar ekonomide görülen büyümenin emekçilere yansımaması konusuna da değinmedi.

İşte Erdoğan’ın değinmeye gerek görmediği kimi noktalar:

2005-2011 arası ekonomi yüzde 26 büyürken reel asgari ücret yüzde 4 arttı
Erdoğan’ın bulduğu her fırsatta ülke ekonomisinin büyümesinden bahsederken, asgari ücretli emekçilerin durumuna değinmeye pek vakit bulamadığı görülmekte. Devrimci İşçi Sendikaları Araştırma Enstitüsü’nün (DİSK-AR) Asgari ücret ve Ekonomik Büyüme Raporu’na göre 2005-2011 yılları arasında asgari ücretteki reel gelişme yüzde 4 oranında kalırken, aynı dönem için ekonomik büyüme yüzde 26 olarak hesaplanmıştı.

AKP’yle kredi borçları 33 kat arttı
AKP iktidarı döneminde vatandaşların toplam kredi borcu katlanarak arttı. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 6 milyar 605 milyon TL olan tüketici kredileri ve kredi kartı borçları toplamının 2011 yılı Ekim ayına gelindiğinde 33 katın üzerinde artarak 219 milyar 70 milyon TL’ye çıktığı görülmekte.

Yardıma muhtaç aile sayısı katlandı
AKP döneminde ekonomideki büyümeden yeterli payı alamayan emekçilerin hızla yoksullaştıkları görülmekte. Bunun en çarpıcı göstergelerinden birisi Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’nün Aile yardımları verileri. Verilere bakıldığında gıda, yakacak ve barınma yardımlarına muhtaç hale gelen vatandaşların sayısının her geçen yıl ciddi oranlarda arttığı görülmekte.

2003 yılında gıda yardımları için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’ndan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına 2003 yılında 35 milyon TL aktarılırken 2009 yılında bu miktar 382,35 TL’ye çıktı.

2003’te 1.096.488 aileye 649.818 ton miktarında kömür yardımı yapılırken 2009 yılına gelindiğinde 2.234.720 aileye 1.977.907 ton miktarında kömür yardımı yapılmıştı. 2006 yılında 415 kişiye 919.900 TL tutarında barınma yardımı yapılırken 2009’da 72.304 kişiye yapılan yardım 74.430.494 TL’ye çıkmıştı.

AKP yoksullaştırdıklarına sadaka vermeyi seviyor
Sosyal yardım harcamalarındaki artış, ellerindeki hakları giderek alınan, her geçen gün daha güvencesiz koşullarda çalışmaya mahkum edilen, işsiz kalan, reel ücretleri düşürülen emekçilerin AKP iktidarı tarafından sosyal yardım adı altındaki sadakalara bağımlı hale getirilmek istendiğini göstermekte.

Erdoğan'ın yapılan sosyal yardımları “bizim kültürümüzde sadaka var” sözleriyle savunduğu hafızalarda. AKP, hakkını arayan emekçilere karşı sahaya sık sık polisi sürerken, sadakaya muhtaç hale getirilen yoksulların hamisi rolünü oynamayı tercih ediyor. Yoksullara sadaka dağıtmakla övünmeyi seven Erdoğan’ın emekçilerin nasıl ve neden sadakaya muhtaç kaldığı konusuna ise herhangi bir ilgisi olmadığı görülmekte.

İhracatın ithalata bağımlılığı
Artan ihracattan sık sık bahsedip övünen Erdoğan’ın her nedense ithalat artışlarıyla pek o kadar ilgilenmemesi de dikkatleri çekiyor. TÜİK'in verilerine göre 2002’de ihracat 36 milyar 59 milyon dolar düzeyinden 2011’de 134 milyar 954 milyon dolara çıkarken, 2002’de ithalat 51 milyar 553 milyon dolar düzeyinden 2011’de 240 milyar 833 milyon dolara çıktı.

İhracatın ithalatı karşılama oranı AKP’nin iktidara geldiği 2002’de yüzde 69,9 iken 2011’de yüzde 56’ya geriledi. İthalatın yüksek olmasının temelinde ihraç edilen malların büyük bölümünde ithal ara malı kullanılması yatmakta. 2011’de toplam ihracat 134 milyar 954 milyon dolar olurken sadece ara malı ithalatı 173 milyar 135 milyon dolarla toplam ihracatın üzerindeydi.

TKP: "Erdoğan'ın dediğine değil demediğine bakacaksın"
Türkiye Komünist Partisi’nin günlük olarak yayınladığı TKP’nin Sesi de dün “Erdoğan’ın dediğine değil demediğine bakacaksın” başlığıyla çıkarak Erdoğan'ın konuşmasında üzerinden atlamayı tercih ettiği noktalara değindi. TKP’nin Sesi’nde şu ifadelere yer verildi:

Başbakan bugün partisinin grubunda yine uzun bir konuşma yaptı. Değindiği konulardan biri Uludere’ydi. Katliamın emrini kendisinin verdiğini söyleyenlere demediğini bırakmayan Erdoğan tek bir şeyi açıklamadı: Bu emri kimin verdiğini! Sayısız konulardan bir tanesi de, Türkiye’de yıllık otomobil satışının AKP iktidarı boyunca 90 binden 590 bine çıktığıydı. Başbakan bununla övündü durdu ama bazı konulara açıklık getirmeyi hiç düşünmedi: Araç sayısı artarken kazalarda ölenlerin sayısı ne kadar çoğalmıştı acaba? Artan hava kirliliğine karşı nasıl önlemler geliştirilmişti? Kentlerde trafikte geçirilen süre ne kadar artmıştı? Bu memlekette gerçeklere ulaşmak o kadar kolay değil. Yetkililerin söylediklerine değil söylemediklerine bakmak lazım.

(soL - Ekonomi)