Türkiye'nin Haşimi planı geri tepti

AKP'nin Iraklı Sünni politikacı Haşimi'yi himaye etme politikası geri tepti. AKP yetkilileri kırmızı bültenle aranan Haşimi'yi Irak'a iade etmeyeceklerini söylerken, Irak'taki PKK liderlerinin teslim edilmemesini bahane gösteriyor. Ama Irak'ın iç politikasına bu düzeyde karışan AKP'nin argümanı inandırıcı olamıyor.

AKP hükümetinin, Irak'ın iç işlerine müdahale amacı doğrultusunda kullandığı kartlardan biri olan, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi'nin Türkiye'de barındırılması planı geri tepmiş görünüyor.

Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol), halen Türkiye'de bulunan Tarık el Haşimi'nin yakalanması için "Kırmızı Bülten" yayımladı. Interpol'ün resmi internet sitesinden yapılan duyuruda, "Iraklı makamların talebi üzerine Interpol, ülkede terörist saldırılara yön verip finanse ettiği şüphesi ile Haşimi hakkında Kırmızı Bülten çıkardı" denildi. Duyuruda, Haşimi için çıkarılan Kırmızı Bülten'in, Interpol'e üye 190 ülkenin tümüne yapılan ve yerinin tespit edilip tutuklanması konusunda yardım istemi içeren bölgesel ve uluslararası bir uyarı olduğu belirtildi.

Başbakan Erdoğan, sıkışınca "sağlık gerekçeleri"ni öne sürdü
Irak'ın ötesinde Suriye ile ilgili yönleri de olan "Haşimi kozu"nu elde tutmayı yeniden değerlendireceği anlaşılan AKP hükümetinin, Interpol bülteni konsundaki açıklamalarından ilki doğrudan Başbakan Erdoğan'dan geldi.

Hükümetlerarası Türkiye-İtalya Zirvesi'ne katılan Başbakan Erdoğan, Roma'da İtalya Başbakanı Mario Monti ile düzenlediği ortak basın toplantısında, "Sayın Haşimi'nin, gerek sağlık sorunları, gerekse de bu son gelişmelerle ilgili Türkiye'de bulunması söz konusuydu. Irak Interpolü'ne yönelik kendisinin itirazî kaydını, avukatları aracılığıyla gerekli girişimleri yaptığını biliyorum. Bu son gelişmelerle ilgili de girişimlerini sürdüreceğini biliyorum. Sağlık problemleriyle sürecini tamamladıktan sonra inanıyorum ki tekrar ülkesine dönecektir ve bu konuda da kendisi zaten hukuki noktadaki sorunlarıyla ilgili girişimlerini sürdürmektedir. Biz de bu konuda desteği verdik, veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz" dedi.

Irak'a PKK hatırlatması
Konu hakkında açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise, Irak'ın Interpol nezdindeki girişimi karşısında hükümetin hazırlık yaptığını ortaya koyan şu ifadeleri kullandı:

Interpol tarafından arananlar arasında isminin geçmesi elbette önemli. Bizim de Irak hükümetinden istediklerimiz var. Orada terör örgütü ve yandaşları barınıyor ve terör örgütü ele başları orada bulunuyorlar ve ülkemize karşı eylemler gerçekleştiriyorlar. Biz de onları istiyoruz ama bugüne kadar Irak hükümetinden olumlu bir cevap alamadık. Haşimi'ye bu konuyla ilgili desteğimizi verdik, şu anda Türkiye'de bulunuyor, tedavi maksadıyla gelmişti. Önümüzdeki zaman içerisinde yeni bir değerlendirme yapılır mı onu şimdiden bilemiyorum ama hükümet olarak bu konudaki tutumumuz net. Biz desteğimizi verdiğimiz birini iade etmeyiz.

Dışişleri Bakanlığı ise, "kırmızı bültenin bağlayıcı bir tutuklama emri içermediği, tutuklama ya da yakalama tedbirini Türkiye'ye bıraktığı" değerlendirmesini yaparken, bakanlık kaynaklarının, "tedavi için Türkiye'ye geldi. Bizim nezdimizde, kendisi hala Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Dönüp dönmemesi tamamen kendi isteğine bağlı" dedikleri bildirildi.

Tarık el Haşimi AKP hükümetine minnettar
A Haber'e konuşan Sünni politikacı Tarık el Haşimi, "bu aslında yeni bir gelişme değil. bu siyasi amaçlı bir dava olduğu biliniyordu. birtakım suçlamalar var ve birtakım bakanların söylediği şeyler var. Hakkımda açılan dava, siyasi amaçlara hizmet eden bir dava. Dün birtakım ülkeler bu yakalama emri ile ilgili bilgi edinmeye çalıştılar. Bu benim açımdan yeni bir gelişme değil. Bana karşı açılan siyasi davanın bir devamı" dedi.

Nuri el Maliki yönetiminin hem ülke içinde hem de uluslararası düzlemde güven kaybettiğini söyleyen Haşimi, Irak yönetiminin Interpol başvurusunun bir anlamı olmadığını söyledi.

Yakalama kararının ardından Türk yetkilileri ile doğrudan görüşmediğini ancak dolaylı temaslarının olduğunu belirten Haşimi, "hükümetteki üst düzey yetkililer tarafından Türkiye'nin desteği teyit edildi. Bu siyasi sorun çözümlenene kadar Türkiye'de kalmaya devam edeceğim. Sayın Erdoğan'ın dün yapmış olduğu konuşma da uluslararası olarak bunu bir kez daha teyit etti. Sayın Maliki tarafından bana yapılan muamelenin haksızlığının bir teyidi oldu. Türk hükümetine, Türk halkına ve tüm Türk dostlarıma minnettarım" diye konuştu.

Haşimi dosyası nasıl açılmıştı
Geçtiğimiz Aralık ayında Irak Yüksek Federal Mahkemesi tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılan Haşimi, aynı gün Bağdat'tan ayrılarak Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne sığınmış, burada yaklaşık 3 ay geçiren Haşimi daha sonra Katar ve Suudi Arabistan'a giderek bir hafta kalmış, en son, Nisan ayında Türkiye'ye gelerek İstanbul'a yerleşmişti.

Şiileri hedef alan ölüm timleri oluşturmakla suçlanan Tarık Haşimi'nin 150 farklı saldırıyla bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Haşimi hakkında açılan terör davasının, Haşimi'nin gıyabında 3 Mayıs perşembe günü görülen Bağdat'taki ilk duruşmasında, Haşimi'nin avukatları, mahkemenin kurulacak özel bir mahkemeye taşınmasını talep etti. Avukatlar, Haşimi hakkında ortaya atılan, "hükümet yetkililerini, güvenlik güçlerini ve Şii hacıları hedef alan ölüm tugayları oluşturma, ülkedeki 150 farklı saldırıyla bağlantılı olduğu" iddialarını reddetti.

Maliki yönetiminden yetkililer, Tarık Haşimi ve koruma görevlilerinin 6 yargıcın öldürülmesi ile suçlanırken, Haşimi’nin 13 koruma görevlisinin delil yetersizliğinden dolayı serbest bırakıldığı, aralarında işledikleri cinayetleri ve karıştıkları terör eylemlerini itiraf edenlerin de bulunduğu 78 koruma görevlisinin tutukluluk halinin ise devam ettiğini bildirdi.

Tarık Haşimi olayında AKP hükümetinin yeri
Tarık Haşimi'nin Türkiye'ye sığınma teklifini kabul eden AKP hükümetinin, Interpol'ün Haşimi hakkındaki yakalama kararının yanı sıra, geçtiğimiz perşembe günü Haşimi'nin gıyabında görülmeye başlanan davanın ilerlemesiyle sıkışacağı bir başlık daha var. Irak Yüksek Federal Mahkemesi'nin Tarık Haşimi hakkında tutuklama kararı çıkarmasına dayanak sağlayan, Haşimi'nin bir korumasının itirafları arasında, Haşimi'nin emriyle düzenlendiği iddia edilen suikastların öncesinde, Türkiye'ye gönderildiği ve burada 25 gün süresince özel bir eğitimden geçirildiği iddiası yer alıyor.

Irak meclisinin önünde düzenlenen ve Başbakan Nuri el Maliki'yi hedef aldığı belirtilen bombalı saldırının sanığı, El Alem televizyonunda da görüntüleri yayımlanan itiraflarında, Tarık Haşimi'nin saldırının azmettiricisi olduğunu söylemiş ve Haşimi'nin 2009 yılından beri ailesini tehdit ederek kendisini tehlikeli görevler yapması için zorladığını iddia etmişti.

Uluslararası basına, Irak yetkili makamlarının resmi açıklaması sonrası 1 Mayıs tarihinde yansıyan, Haşimi'nin yakalanması için Interpol'e başvuruda bulunulduğu haberinin AKP hükümeti tarafından bilindiği, dün resmileşen yakalama kararının AKP hükümetin açısından sürpriz olmadığı gerçek. Daha önemlisi ise, AKP'nin Irak'ın içişlerine yönelik müdahaleyi sürdürerek, resti gördüğünü açıkça ortaya koyması.

Bu müdahalenin izi ise en son, Nuri el Maliki'nin Irak Bakanlar Kurulu toplantısını, merkezi yönetim ile Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında en tartışmalı konulardan biri olan Kerkük ilinde toplanması planının çökertilmesinde AKP'nin rolü olduğu yorumlarına yol açan gelişmeler...

Kuveyt'te yayımlanan El Vatan gazetesi, Irak Bakanlar Kurulu toplantısını Kerkük'te yapmayı planlayan Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nden gelen uyarı üzerine kararından vazgeçtiğini ve Kerkük'te yapmayı düşündüğü bakanlar kurulu toplantısını başka bir tarihe ertelemek zorunda kaldığını bildirdi. Gazeteye açıklamada bulunan Kürt kaynaklar, Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin Divaniye kentinde düzenlediği bakanlar kurulu toplantısından sonra bir sonraki toplantıyı Kerkük'te yaparak Kürtlere "Kerkük'ün Kürdistan Bölgesi'ne ait olmadığı" mesajını vermek istediğini söyledi.

Siyasi gözlemciler ise, AKP hükümetinin, Tarık Haşimi hakkındaki yargı sürecinden dolayı Irak merkezi hükümetiyle ikili ilişkilerinin bozulması üzerine, el-Irakiye İttifakı ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile birlikte davrandığını, AKP hükümetinin Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'yi Kerkük konusunda cesaretlendirdiği değerlendirmelerinde bulunuyor.

(soL-Dış Haberler)