İsrail Abbas'a güvenerek saldırmış

Batılı güçler tarafından Hamas'a alternatif olarak parlatılmak istenen El Fetih lideri Abbas'ın İsrail'le "derin" ilişkilerine dair yeni kanıtlar ortaya çıkıyor.

Ali Örnek (DIŞ HABERLER) Avrupa Birliği, Mısır ve ABD tarafından El Fetih lideri Mahmud Abbas liderliğinde bir ulusal hükümet çağrısı yapılıyor ancak 78 yaşındaki Filistinli lider hakkında "ihanet" iddiaları gündemden düşmüyor.

Devlet karşılığında Filistinlilerin hakkından vazgeçmişti

Son olarak Haaretz gazetesi İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in 2008 yılının Temmuz ayında Abbas ve bazı Arap yönetimleriyle görüşerek, Filistin Devleti'ni ve Kudüs'ün taksimini görüştükleri açıklandı. Haaretz gazetesinde yayınlanan plana göre görüşme Yahudi yerleşimlerinin İsrail'e, Doğu Kudüs'ün Filistin yönetimine devredilmesini içeriyordu. Dahası plan tartışma konusu olan Kudüs'teki kutsal toprakların da yönetiminin İsrailliler ve Filistinliler tarafından oluşturulacak bir ortak komisyona devrini içeriyordu. Raporu duyuran kaynaklar Abbas'ın plana olumlu yaklaştığını kaydederken, İsrail'in Doğu Kudüs'ün Filistin Devleti'nin başkenti olmaması için gerekli adımları da attığını belirtiyorlar. Buna göre İsrail yönetimi Doğu Kudüs ile Beytüllahim arasında yeni bir İsrail yerleşimi açarak, Filistinlilere devredilecek toprakların izolasyonunu da Abbas'a kabul ettirdiler.
İsrail'e sorun çıkarmayacağını söylemişti Abbas yönetiminin Gazze operasyonuna kadar İsrail yönetimi ile yaptığı görüşmelerin ve yerleşimlere göz yummasının bu planın bir parçası olduğu belirtiliyor. Dahası Abbas yönetimi Gazze katliamına kadar Tel Aviv ile uzlaşma yolunu ararken aynı dönemde Abbas yeni ABD yönetimine ve İsrail'e "sorun çıkarmayacakları"nın garantisini verdi.

Katliamdan 16 gün önce, 11 Aralık'ta Abbas Londra'da Arapça yayımlanan Eş Şark El Avsat gazetesine yaptığı açıklamada, "Daha önce Barack Obama ve McCain'e de söylediğim gibi, ister Kadima Başkanı Tzipi Livni ister Likud Başkanı Binyamin Netanyahu olsun, seçilmiş herhangi bir Başbakan ile birlikte çalışırız" dedi. İsrail katliamının başladığı gün üst düzey Fetih yöneticileri Hamas'ın tasfiyesi durumunda Gazze'nin yönetimine talip olduklarını belirtmekten çekinmediler. Saldırının başladığı günlerde ise Abbas İsrail saldırılarından Hamas'ın uzlaşmaz tavrını sorumlu tutmuştu. Dahası Mısır ve AB tarafından dile getirilen Birlik Hükümeti çağrılarına kadar Abbas İsrail'i sert bir dille kınamaktan özenle kaçınırken, Fetih'i İsrail işgaline karşı koymak yerine "diplomatik çabalar"a yönlendirdi.

El Fetih Savaş sırasında İsrail'e istihbarat sağladı
Abbas'ın savaş süresince İsrail'e bilgi sağladığı da katliamın ilk günlerinden itibaren dile getirildi. İddiayı ilk defa ortaya atan kişi The Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk oldu. Filistin konusundaki en deneyimli gazetecilerden olan Fisk'in iddiaları daha sonra Hamas sözcüsü Fevzi Barhum tarafından da dile getirildi. Barhum, Abbas'ın üst düzey danışmanlarının İsrail'e casusluk yaptığını söyledi. Barhum'un iddiaları 2007 yılında Gazze'de yaşanan iç savaşın sorumlusu olan Fetih yöneticisi Muhammet Dahlan'ın İsrail ile yaptığı görüşmeyle güçlendi. Barhum, Dahlan'ın birkaç hafta önce İsrail istihbaratıyla görüşerek, Gazze'ye saldırı planını tartıştıklarını iddia ederken, El Fetih'in Gazze'deki hücrelerde Hamas'ın karargahları konusunda bilgi toplayıp İsrail ordusuna verdiğini söyledi. El Fetih'e ait hücrenin Abbas'ın danışmanı Tayyip Abdul Rahim'in liderliğinde olduğunu belirten Barhum, Hamas'a ait tüm bilgilerin bu hücre aracılığıyla hem El Fetih hem de İsrail istihbaratıyla paylaşıldığını kaydetti.

Hamas adına son olarak Selah El Bardavil de Abbas yönetimini stratejik bilgileri İsrail'e iletmekle suçladı. Baradvil, Abbas yönetiminin savaşa doğrudan katıldığını, İsrail'e istihbarat sağlayan birçok Fetih üyesini yakaladıklarını söyledi. Baradvil Hamas liderleri Sait Siyam ve Nizar Rayyan'a yönelik saldırılarda Abbas'ın rolü olduğunu açıkladı.

Annapolis'te uzlaşmacılığını göstermişti
Abbas 2007 yılında Hamas'ın seçimle işbaşına gelmesini de tanımamış ve Gazze'deki Fetih'e bağlı birlikler Hamas'a karşı silahlı mücadeleye girişmişlerdi. Abbas'a bu dönemde AB tarafından 712 milyon dolar para yardımı yapılırken, İsrail'in silah yardımı sağladığı söylenmişti.

Abbas daha önce Annapolis görüşmelerinde de bir Filistin devleti karşılığında Filistinli mültecilerin geri dönüşü, Kudüs'ün statüsü ve 1967'den sonra işgal edilen bazı Filistin toprakları için taviz vermişti. Filistinli örgütler ise Abbas'ın adımının "ihanet" anlamına geldiğini belirtmişlerdi.