Humus kışkırtması yetmedi, dış müdahale için zorlamayı sürdürüyorlar

Humus'tan gelen 350 kişilik katliam haberleri, sessiz sedasız revize edildi, sayı 55'e kadar çekildi, saldırıları muhaliflerin başlattığı anlaşıldı. Ancak batılılar, BM'deki oylamada veto oyu veren Rusya ve Çin'i sıkıştırmayı sürdürüyor. Müslüman Kardeşler ise dış güçleri Suriye'ye müdahaleye çağırdı.

Önceki gün Suriye'nin Humus kentinde "büyük bir katliam" olduğu duyuruldu. Neredeyse tek haber kaynağı muhaliflerin iddiaları olan batı medyası ve tek haber kaynağı batı medyası olan Türkiye medyası, ilk saatlerde ölü sayısını 200 civarında duyururken, sonradan bu sayı 350'ye yükseldi.

Bu olay, tam da Birleşmiş Milletler'de, Suriye'ye bir dış müdahalenin de ilk adımını oluşturabilecek bir planın görüşmelerinin yapıldığı güne "denk gelmişti". Hadise batı medyası tarafından giderek büyütülmesine rağmen, Rusya ve Çin Günvelik Konseyi'nde söz konusu planı veto etti.

Karar veto edildikten sonra, birdenbire yaşanan olayda ölenlerin sayısı 350'lerden 55'e indirildi. BBC gibi büyük haber kaynaklarında bu yeni sayı çeşitli haberlerin okunmayacak köşelerine gizlendi. Guardian, yeni sayıyı verme zahmetine dahi katlanmadı, "bir muhalefet grubunun sayıyı gözden geçirerek aşağıya çektiğini" belirtmekle yetindi.

Suriye hükümeti iddiaları reddetti, fotoğraflarda görülen cesetlerin bir süre önce muhalifler tarafından kaçırılan kişilere ait olduğunu öne sürdü. Suriye hükümetinin iddialarının doğruluğu bilinmiyor, ancak bu arada olayların, muhaliflerin karakolları ve devlet dairelerini basarak birçok kişiyi öldürmesiyle başladığı kesinlik kazandı.

Lazkiye'yi hatırlayan var mı?
İlk başta öne sürülen, 200'den 350'ye kadar çıkan sayı, normal bir çatışmada ortaya çıkabilecek bir ölü sayısı değildi. Bu nedenle hükümetin, şehir bombardıman ettiği iddia edildi.

Batı medyasında sonradan hem sayının, hem hikayenin değiştirilmesi, zaten yaşananlara dair muhalefetin söylediklerinin inandırıcılığını yerle bir etmiş durumda. Ama bir de akıllara, geçmişten bir örnek geliyor.

14 Ağustos günü batı medyası, Suriye hükümetinin denizden gemilerle Lazkiye kentini bombardıman ettiği haberleri geçmişti. Haberler sayısız ayrıntıyla destekleniyor, kentin neredeyse yıkıldığı öne sürülüyordu. Konu o gün Türkiye medyası da dahil her yerde geniş yer buldu.

Ertesi gün, ABD Dışişleri Bakanlığı böyle bir bombardımandan haberdar olmadığını açıkladı. Fakat bu açıklama, neredeyse hiçbir basın organında kendisine doğru düzgün yer bulamadı. Katliam imajı bir defa yaratıldı, daha sonra Lazkiye'nin ismi unutuldu. Sanki o katliam hiç yaşanmamış gibi devam edildi ki, gerçekten de hiç yaşanmamıştı. Kent sapasağlam ayakta duruyordu.

Kışkırtmanın amacı BM'deki oylamayı baskı altına almaktı
Humus'ta yaşanan kışkırtma, BM Güvenlik Konseyi'nde yapılan oylamayı baskı altına almaya dönüktü. Buna rağmen Rusya ve Çin, Libya'daki hataya düşmeyerek kararı veto etti.

ABD'nin Birleşmiş Milletler temsilcisi Susan Rice, "vetolardan tiksindiği" açıklaması yaptı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, isim vermeksizin Rice'ın açıklamasını kastederek, "Batıda, BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'yle ilgili yapılan oylamaya dair, bana kalırsa utanmaz, hatta belki çılgınlığın sınırında diyeceğim değerlendirmelerde bulunanlar var" dedi.

Rusya, Esad ile muhalefet arasında bir uzlaşı sağlamanın yollarını arıyor. Lavrov, Rusya dış istihbarat servisi şefiyle birlikte bugün Şam'da Beşar Esad'ı ziyaret edecek.

Müslüman Kardeşler: Müdahale zamanı
Humus'ta yaşanan kışkırtmanın amacı, Müslüman Kardeşler örgütünün ardından yaptığı açıklamayla daha da netleşti. Müslüman Kardeşler'in (İhvan) Suriye sözcüsü Züheyr Salim, ikhwanweb.com'un haberine göre yabancı devletleri Suriye'ye müdahale etmeye çağırdı.

Cuma günü 300'den fazla kişinin öldüğü iddiasında ısrarcı olan Salim, Suriye devletinin katliam yaptığını savundu ve bunu da, İran lideri Ayetullah Hamaney'in verdiği Cuma namazı hutbesine bağladı.

İngiltere elçisini çekti, ABD elçiliği kapattı
Pazartesi günü ABD, Suriye'deki büyükelçiliğini kapatma kararı aldı. İngiltere hükümeti ise Şam büyükelçisini geri çekti. İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague, "Bu lanetli ve katil bir rejim. Uluslararası kamuoyu ya da kendi halkı nezdinde inandırıcılığını tekrar kazanmasının hiçbir yolu yok" dedi.

ABD ve İngiltere'nin bu adımları, Rusya ve Çin'i baskı altına almayı da gözetiyor. Hague, Rusya ve Çin'in BM kararını veto ederek "Suriye halkına ihanet ettiği" ifadesini kullandı.

Hague, aynı zamanda İngiltere'nin, bir "Suriye'nin Dostları" grubu oluşturmayı da planladığını kaydetti. Fransa ve Almanya da bu fikre sıcak bakıyor. Hatırlanacağı üzere Libya'daki savaş sırasında da benzer bir grup kurulmuş, Libya'daki NATO müdahalesine ve yeni kurulacak rejime destek vermişti.

Hague, Özgür Suriye Ordusu'nu ise desteklemediklerini, kimseyi silahlandırmadıklarını söyledi.

(soL - Dış Haberler)